Türk siyasetinde deprem yaratacağı aşikarlaşan yeni parti oluşumuna mani olmak isteyenlerin yaratmaya çalıştığı algılara kapılma, korkuya esir olma hatta korkuyu korkut ki özgürleşebilesin.
Haramzadelerin saltanatlarına alet ettikleri din iman sömürülü siyaset, kof hamasetten beslenen particilik düzeni artık kağıttan bir kaplan.
Siyasette ahlak yönetimde adalet ilkesiyle var olacak yeni partiyle ülkede; yolsuzluk, adaletsizlik, fakirlik, işsizlik, mutsuzluk, huzursuzluk umutsuzluk sona erecek, eşitlikçi adil özgür bir toplumsal yaşam gelecektir.
Halkın sağduyusuyla gördüğü bu gerçeği, perdeleme, öteleme geriletme amaçlı algı operasyonlarına kanma, din iman soslu yalanlara inanma.
Bizim hukuk sistemimizde;
Siyasi parti izne ve onaya tabi değildir. Dolayısıyla en az kırk kişilik kurucular kurulu parti tüzüğünü İç işleri bakanlığına verip alındı belgesini alıp kapıdan çıkmalarıyla parti kurulmuş olur. Hiç ama hiçbir makamın buna onayı gerek ve şart değildir.
Ohal’de parti kurulamaz seçime katılamaz gibi cahilane safsatalara asla inanma. Ohal’de referandum seçim olduğuna göre parti de kurulur seçime de katılır.
Seçime katılma şartları da bellidir. 1-Oy verme gününden önceki altı ayda illerin yarısında( kırkbir il) teşkilatlanmış olmak gerekir. Bu şart hızla sağlanacaktır. Çünkü yeni partiyi halk kuracak. 2- TBMM de gurubu olması halinde bu şarta da gerek yoktur. Şu halde seçime girmesi mümkün ve çok kolaydır.
Ancak siyasi partiler ve seçim yasalarında değişiklikle bu şartlar zorlaştırılabilir. Örneğin 6 aylık süre bir yıla, gurup için yeterli olan 20 milletvekili sayısı da 30, 40, 50 ye çıkarılabilir. Her iki hal için de alternatif plan ve yol haritası bellidir. Bu nedenle hiçbir şartta karamsarlığa ve korkuya yer yoktur.
Ülkenin her yanından her çeşit iletişim aracıyla hala neden bekleniyor niye kurulmuyor bu parti serzenişleri ve aceleleri anlayabiliyoruz. Ancak yukarıda yazdığım hukuki durum, anayasa uyum yasalarının yapılmasıyla netleşecektir. Bunun son günü de 26-Ekimdir.
Öyleyse bunu beklemek görmek ve her hal ve şartta yere sağlam basmak için stratejik düşünmek ve davranmak gerek. Aksi hal son iki yılda yaşananların tekrarı olabilir. Meral Akşener ve yakın çevresi bunları bilerek davranıyor. Heyecana evet ama aceleye hayır.
Bu harekete gönül vermişlere düşen iş, özellikle M. Akşener’in açıklamalarını dikkate alıp etrafını aydınlatmak ve beklentideki heyecanı daha, daha yukarılara taşımak için çaba sarf etmektir.
AKP sözcüleri ve havuz medya kargalarından duyduklarınız külliyen yalandır asla inanmayın. Adının önünde prof. var diye biliyor da sanmayın.
Onlara ve Balgat bülbüllerine cevap vermeyin, ciddiye almayın, adlarını da anmayın, ademe (yokluğa) mahkum edin. Sadece ve sadece Meral Akşener ismi etrafında oluşan sempatiyi mümkün olan her yere yayın bu bilgileri ulaştırın.
Korkmayın… Unutmayın halkın taleplerine karşı duranların akıbetleri hep berbat olmuştur. Sadece akılla, bilgiyle ve mutlaka doğruları anlatarak başarılı olunabilinir, sizler de bu anlayışla harekete destek olun yeter..