Milliyetçi Ülkücü Hareket’in en çok okunan haber sitesi Habererk’in kıymetli köşelerinden ikisini elinde bulunduran Ülkücü bir aile olarak 80 milyon kere #HAYIR demek için Meral Akşener’le Bolu ve Ankara’daydık…
Bolu’lu ve Ankara’lı binlerce samimi yürek ay yıldızlı şanlı al bayraklar eşliğinde doldurmuştu salonları. Duvarlar Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk ve son Başbuğlarının resimleriyle süslenmişti.
Meral Akşener her zamanki gibi coşkuyla karşılandı ve samimiyetle konuşmalarını yaptı.
Meral Hanım konuşurken Referanduma dair geçmiş günler canlandı gözümde :
Dört bin yıllık tarihiyle Büyük Türk Milleti, aylardır en kutsalı olan devletini emanet edeceği emanetçilere verilmesi istenen yetkileri tartışıyor…
Demek isterdim ama durum malesef böyle değil.
Evet cephesinden talep ettikleri değişikliklere dair tek bir açıklama gelmediği gibi “bu maddeyi değiştirerek şu sıkıntıyı gidermek istedik, böylece şu iyileştirmeleri getirdik” nevinden bir kelam dahi yok.
Bunun yanında bolca hamaset, bolca milli manevi duyguları kullanma, bolca işi partiler arası bir yarışa çevirme isteği var çünkü teknik detaylara girmek işlerine gelmiyor.
Bir yandan henüz Anayasamızdan yetki almamasına rağmen “tarafsızlık” ilkesine aykırı davranan Sayın Cumhurbaşkanı, diğer yandan il il gezerek kendisinin ne kadar gereksiz bir makamda oturduğunu anlatmaya çalışan Sayın Başbakan, öte taraftan mitingleri bir elleriyle Rabia, diğer elleriyle Bozkurt yapan trollerle desteklenmiş Sayın Bahçeli sadece ve sadece hamasete ve HAYIR cı muhalefete yüklenme zeminine oturtmuşlar konuşmalarını.
Referandumdan evet çıkarsa, 15 yıl sonra bugün Türkiye gelmiş bir Suriyelinin başkanımız olabileceği tehlikesinden bahseden yok mesela, ya da Sayın Cumhurbaşkanın yerel yönetimlerden sorumlu başdanışmanının söylediği gibi alınacak yetkiyle eyaletlerin kurulabileceğini açıkça ifade eden yok.
Hepsini bırakın evet cephesinin üzerinde anlaştığı bir millet tanımı bile yok. Bilmek istiyoruz, Akp afiş/pankartlarındaki millet hangi millet ? Tek Milleti mi ? Büyük Türk Milleti mi ?
İşte bu yüzden, değişikliklerin götürülerinin ne olacağına dair bilgi sahibi olabilmek için Meral Akşener’in hamasetten uzak, samimi, mantıklı ve tarihten örneklerle bezenmiş konuşmaları can kulağıyla dinlenmelidir.
Türkiye’nin dört bir yanında düzenlenen HAYIR lı toplantılara katılım önemlidir.
“80 milyon kere HAYIR” diye haykırılan bu buluşmalarda analarımız, bacılarımız, eşlerimiz olan kadınlara yöneltmenizi isterim dikkatlerinizi.
O kınalı elleriyle vatana ve ailelerine kendilerini adamış, inanmış, coşkulu kadınlara.
Elini her uzattığında yanında, yöresinde Türk Kadını gibi bir efsaneyi bulan Türk erkekleri olarak bizler, kendimizi dünyanın en şanslı grubu olarak niteleyebiliriz.
Dün Çanakkale’de, Sakarya Meydan Muharebesinde yanımızda, yanı başımızda olan kadınlarımız, bugün çetin mücadelelerin yapıldığı 16 Nisan Referandum sürecinde yine bizimle birlikte ön saflarda kahramanca çalışıyorlar.
Her türlü iktidari baskıya, tacize, iptal edilen toplantılara, kontratı bozmak zorunda kalan salon sahiplerine, kesilen elektriklere, kitlenen kapılara rağmen Büyük Türk Milleti, kadınıyla erkeğiyle, yaşlısıyla genciyle takılmış bir Ana Kurt’un peşine yüreğindeki imanla ve de inançla hareket ederek HAYIR lı işlere imza atıyor.
Sonuçta 16 Nisan’da karar Milletindir ama netice şimdiden bellidir :
Partisiz, teşkilatsız, iktidar nimetlerinden faydalanamayan, parasız, sıradan bir aileden gelen, sıradan bir Anadolu kadını ülkemizdeki bütün güç sahiplerini şimdiden dize getirmiş, Büyük Türk Milleti’nin bekası, koltuğun bekasını yenmiştir.
HAYIR da HAYIR vardır.