ABD Kudüs’ü Israil’in başkenti olarak ilan etti, akabinde Türkiye Cumhuriyeti Doğu Kudüs’ü Filistin’in Başkenti olarak ilan etti ve Kudüs ikiye bölündü. Zaman zaman haber kanallarında çatışmaların olduğunu, Filistinli Müslümanların öldürüldüğünü görüyoruz. Israil polisi ve askeri, para ile satın alınan topraklarda, Filistinlileri öldürürken, İslam Ülkeleri neden gereken önlemi almakta gecikiyorlar? Eş değer güçte güvenlik güçleri tampon vazife görmek üzere Kutsal topraklarda konuşlanması gerekmez mi?
ABD’nin aldığı karar Batı Kudüs’ü içermi. Bu konuda belirsizlik yok ama biz neden Kudüs’ü ikiye böldük? Kudüs Filistin’in Başkenti ise Doğu-Batı şeklinde bölünerek Başkent olarak tanınması büyük bir hatadır.
Önümüzdeki günlerde Hac için gidecek Müslümanların can güvenliğinin garanti altına alınması için eyleme geçerek karar alınması gerekiyor. Bu nedenle tüm İslam Ülkeleri birlikte hareket etmeli ve Orta Doğu’da huzuru sağlayacak askeri birlikteliği oluşturmalıdır. Suudi Arabistan ve Mısır’ın desteği alınmalıdır.
Israil’den yana oluşabilecek müttefikliklerin önü kesilmelidir. Yunanistan, Rum Kesimi ve Ermenistan’ın Israil ile müttefik ilişkileri içerisinde yer alabileceği gerçeğini çok yakından takip edilmeli ve gerekli tedbirler acilen alınmalıdır.
bir risk olan terör örgütlerinin, yeniden ülkemize karşı tehdit eylemleri içerisine girebileceği, hazırlık yapabileceği ya da kışkırtılacakları da ayrıca göz önünde bulundurulmalı ve tedbirler alınmalıdır. Tehditlere karşı uyanık olunmalıdır.
Kudüs bölünmeden Filisitin’in Başkenti olmalıdır. ABD’nin aldığı yok hükmünde sayılan kararının da iptali yönünde Uluslararası baskı mekanizmaları güçlü bir şekilde harekete geçirilmelidir. Yakın bir geçmişte Türk Silahlı Kuvvetleri üzerindeki zayıflaştırma politikaları, darbe kalkışmaları ve iyi yönetilemeyen dış politika sonucu düşman devletlerin bölge üzerindeki iştahlarının kabardığını da unutmayalım.
Süleyman Şah Türbesinin yerinin değiştirilmesi güçlü ülkelerin kabul edeceği bir durum değildir. Israil’e karşı yapılan saldırılarda nasıl ABD donanması Akdenizde rotayı bölgeye çeviriyor ise bizim donanmamız da Akdenizde İsrail’e sularına rotasını çoktan çevirmelidir.
Diğer önemli bir konu da dış politikada diplomatik atakla Filistin’in Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıması yönünde yapılacak çalışmalardır. Bu aşamada Filistin’in Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıması gerekmez mi? Dış politikamız yeterli politikalar üretemiyor, düşman dış güçleri iyi takip edemiyor.