Geniş bir arazinin ortasına kurulmuş Büyük Anadolu Hoteline giden etrafı tarlalarla çevrili yollar saatler öncesinden dolmuş, insanlar arabalarını taşa, toprağa, bulabildikleri her boş alana bırakmış, Ankara’nın bunaltıcı sıcağında 5-6 km yol yürüyerek KurulTOY’a akın ediyorlardı. Herkesin yüzünde tebessüm, herkesin yüreğinde Türkiye Cumhuriyetini bekleyen güzel günlere, Milliyetçi Ülkücü iktidara olan inanç vardı.
Bu gözler üzerinden duman çıkan asfaltta , attığı her adımda dizi acıdığından canı yanan, buna rağmen gık demeden salona doğru ilerleyen vatana sevdalı Türk kadınını gördü.
Ben o salonda giydiği lacivert takım elbisesiyle, kullandığı çifte koltuk değneğiyle çorbada tuzu olması için çelikten bir asker gibi dimdik orada bulunan delegeyi gördüm.
Ben o salonda krem rengi takım elbisesi, sinek kaydı traşı, bembeyaz saçlarıyla , çok dikkatli atabildiği adımları arasında onar santim olan, bedeni 75 li yaşlarda ama ruhu değme gençlere taş çıkaran Ülkücü dedeyi gördüm.
Kimi desteklerlerse desteklesin, o an kalpleri DEĞİŞİM için atan insanların simalarındaki anne sevgisini, ümidi, aydınlığı gördüm.
Büyük Anadolu Hoteli dün tarihi anlara şahitlik etti.
Milliyetçi Ülkücü Hareket’in genlerinden gelen güçle yeniden ayağa kalkmasına, yeniden Milletiyle hemhal olmasına ve Ülkücülerin umutvar, ümitvar olmasına tanıklık etti.
İnanın bana bir dev uyanıyor, Ülkücüler tarih yazmaya geliyor.
MHP de Genel Başkan değişecek, çok şey değişecek…