Cennette doğdum!
Yalan da değil.
Şimdilerde “Kuş Cenneti” diyorlar köyüm Yörükler’e.
Bazıları “Kızılırmak Deltası” diyor.
Eskiden haritalarda “Bafra Balık Gölleri” diye geçerdi.
Cennet, delta adı sonradan kullanıldı.
Geçtiğimiz günlerde bölgeye dair birçok tez ve makale okudum.
Birçok yer adı yanlış yazılmış.
Sadece akademik çalışmalarda değil devlet kurumlarında da yanlışlar var!
Birçok yerde Geleriç adı Galeriç olarak geçiyor.
Basına verilen demeçlerde bile yanlış bir şekilde “Galeriç” adı geçiyor.
Bunun aslı Geleriç’tir. Bu isim 14. 15. ve 16. Yüzyıl Osmanlı kayıtlarında olduğu gibi 1945 yılı haritalarında da Geleriç olarak geçmek.
Bir başka isim yanlışı da göl adlarında!
Ulu Göl’ün adı yanlış bir şekilde Balık Gölü olarak yazılıyor.
Buradaki göllerin adı Bafra Balık Gölleri. Her gölün ise ayrı bir adı var.
Bir de Horhor deresi peydah oldu!
Yüzlerce yıldır Balık Gölü Kanalı olan Uzun Göl’ün denize dökülen eskiden göl uzantısı, DSİ’nin gölü kuruturcasına yaptığı derinleştirmeler ile kanala dönüşen yere birileri “dere” demeye başladı!
Dere dediğin akar, bu ise kanal!
Nasıl veya kim aptalca “Horhor Deresi” adı koydu da tabelalara yansıdı kimse bilmiyor!
***
Bölgede başka hatalarda var!
Goga (Juncus Acutus) olarak adlandırılan ve çiçekçiler tarafından talep gören kamış benzeri bitki!
İstilacı bir bitki!
Hayvanlar bile yemez.
Kuruduğunda ise çıra gibi yanıcı oluyor.
Bölgede goga 1975’lerden beri sökülüp kurutulup çiçekçilere satılıyor.
Son yıllarda basiretsiz ve bilgisiz bürokratlarla, hayatında hiç goga görmemiş Milli Parklar goganın söküm alanlarını bölgelere ayırıp nöbetleşe söktürtmeye başladı.
45 yılda nesli söküm ile tükenmeyen istilacı goga birden değere bindi!
Lafta değil gerçekten öyle!
Milli Parklar ve hayatlarında hiç goga görmemiş bölgedeki sorumlu işgüzar bürokratlar yüzünden Türkiye’de goga fiyatı arttı. Söken kişi sayısı azaldı.
Nihayetinde bu goga ülkede 2-3 bölgede var!
Sonunda ne oldu biliyor musunuz?
Gogayı alan çiçekçiler goga yerine Çin’den dolarla bambu çubukları almaya başladı!
Şaka gibi!
Bu gidişle köyde goga sökenler de sökmez olacak!
Sonra mı?
Gogalar bölgeyi istila edince de üstüne para verip söktürtürler belki!
***
Başka bir garabet ise domuz işi.
Bölgede domuz sayısı artışından çiftçiler dertli.
Sürek avına izin yok.
Vursan anında ceza.
Aç kalan hayvan ne yapsın?
Köylünün mısırına, tarlasına, ekinine, deposuna saldırıyor.
Bu gidişle insanlara da saldırışa şaşırmam.
Sorumlu?
Sorumlu işgüzar bürokratlar!
Domuzu vurdurtmayan yemini de versin!
***
Geleriç’in 37 bin dönüm tapusu var köylünün elinde!
Bir şekilde hissedarlar arasındaki anlaşmazlıktan kadastro mahkemesine konu yansımış!
Hazine arazisi değil ha!
Osmanlı tapusu da Cumhuriyet tapusu da var köylüde.
Dava o kadar karışmış ki; Hazine davaya bir şekilde taraf olmuş ama neden olduğunu Hazine dahil bilen yok!
Bunu niye anlattım!
Yerin tapusu var ama vatandaşa yapı yapmak yasak!
Yasak ama Samsun Büyükşehir Belediyesi birçok yapı yaptı alana!
Hem de iki yapıyı göl yatağındaki nergislerin olduğu yerleri doldurarak, bölgeden ağaçları keserek kaçak yaptı!
O kadar ki yaptığı yapıların bahçesine, hem de ormanın kenarındaki alana peyzaj yaparak çam ve palmiye dikti!
Demek ki Geleriç Subasar Ormanındaki ağaçları beğenmediler.
Göl yatağını doldurup karavan park yapılan alanı yaparken kestiğiniz güzelim dişbudak ağaçlarını da unutmadık!
***
Bölgede trafiğe kapalı bir alan var.
Yüzlerce yıllık iki ilçeyi birleştiren yol kapalı!
Neden kapalı?
İnsanlara “Cennet göreceksiniz”, “Kuş göreceksiniz” diyerek bölgeye gönderilenlerin cenneti anlamayıp, kuşları çıplak gözle göreceklerini sanmalarından dolayı kapalı!
Bölgeyi UNESCO’ya sokacağız diyerek milyonlarca turisti oraya götüreceğiz diyenlerin UNESCO’ya sokarak bölgeyi koruma hedefi ile bölgeye kontrolsüz gelenleri engellemek için yol kesen, yol kapatanlardan dolayı kapalı!
Neden mi kapalı?
Hem insanlara “gelin” dediniz hem de “çok geldiniz doğal yapı bozuluyor” dediniz!
Köylünün tapulu arazisinde davaları fırsat bilip hem çaldınız hem oynadınız!
Neye yaradı?
Avcıların cirit attığı bölgeye kuş fotoğrafçılarını sokmadınız!
Halen daha giremiyorlar!
Köyümüz burası köyümüz!
Siz gelmeden kimsenin bilmediği, 120 yıldır koruyup kolladığımız köyümüz!
Eskiden köylü korurdu oraları!
Köprüden geçeni sayar, yanlışa dur derdi!
Şimdilerde güya köylü yerine koruyanlar var.
Var da binlerce insanı nasıl kontrol edeceksin?
Kimisi ormanı piknik diye pisler, kimisi kontrolsüz ateş yakar, kimisi ….
Neyse!
“Koruyacağız” dediğiniz yerde kıymalı pide yedirtmek mi derdiniz!
Ne yaptığınızı siz de bilmiyorsunuz ya!
Bu kafayla size UNESCO’da çok güler…
***
Yörük çadırı diye yapılan ucube yapıda menülerdeki yöresel yemeklerin adını bile beğenmeyip değiştirdiniz;
Yağlıya katmer, sac böreğine gözleme demişsiniz!
Bari Yörük çadırı yazmayın da beğenmediniz kültürümüz yozlaşmasın!
***
Son olarak; Burayla o kadar oynadınız ki “başı FETÖ’den sıkışan” soluğu kuş cennetinde aldı bir dönem.
Cambaza bak misali!
Koruyacaksanız, devlet adabına yakışır bir şekilde koruyun!
Koruyamayacaksanız bir koruruz!
120 yıldır koruduğumuz gibi!..