Lafla bahar gelmedi

Abone Ol

Seçim bitti ve Cumhurbaşkanlığı seçimi ikinci tura kaldı.

Görüyorum ki seçime giderken sokağı okuyamayan siyaset, seçim bittikten sonra da sonuçları okumakta zorluk çekiyor.

Seçime doğru değerlendirmeler yapmıştım ve milliyetçi partiler lehine bir temennide bulunmuştum.

Memnuniyetle ifade etmeliyim ki seçimin kazananı milliyetçilik oldu.

Bu anlamda HDP’ye rehin olarak görülen seçmen de bölücü siyasete prim vermedi.

Teröristlere özgürlük, bölücülere özerklik ve bölücülük üzerine siyasi duruşunu yönlendiren HDP’ye de aktörlük vaat eden muhalefetin adayı Kemal Kılıçdaroğlu büyük kaybetmiştir.

Türklüğe savaş açan Deva Partisi, Kürtçe sıfatlar ile namlanan namı değer Serok Ahmet bu seçimde 'sıfır' çekmiştir.

Daha vahimi sokağı okuyamayan CHP yönetimi Atatürkçü birçok CHP’li ismi liste dışında bırakarak seçmeni olmayan, az buçuk seçmeni olanında kendisine asla oy vermeyeceği bu partilere 40 vekillik verdi.

Bu dört partiyi vekillik, bakanlık, başkan yardımcılıkları vaadi ile adeta tavlayan Kemal Kılıçdaroğlu en güçlü ittifak ortağı olan İyi Parti'ye de saygısızlık yapmıştı.

Bu koltuk hırsı, Devletin âli makamlarını ulufe dağıtır gibi dağıtma işgüzarlığı seçmenden tokat yemiştir.

Seçmen daha tutarlı, hatalarından ders aldığına inandığı Erdoğan'ı tercih etti ancak AKP’ye de ciddi bir ders verdi.

Seçmen ne Erdoğan'a kayıtsız şartsız destek verdi ne de AKP’nin liyakatten yoksun, milletten kopan, jakobenleşen zihniyetine paye verdi.

Ak Parti iki seçimde oyunun hatırı sayılır bölümünü kaybetti.

Bu çok ciddi bir kan kaybıdır.

Parti, Erdoğan'ın kontrolünden çıktı, gruplaşma oluştu; partinin gücünü eline geçiren ve kullanan bir zümre de Ülkeyi istila eder, yağmalar hale geldi.

Yolsuzluk, usulsüzlük ile anılan partililer korundu, bedel ödemedi.

Yargı da bunlara karşı eli kolu bağlı bir tavır aldı.

Bir ilçeye gidin, o ilçede partiyi temsil edenlere ve partinin gücünü elinde tutanlara bakın, nasıl pervasız ve dokunulmaz olduklarını görebilirsiniz.

Bu tespiti sadece üst yönetimler olarak görmeyin, okumayın ya da anlamayın.

Ben bu çöküşün durmasının çok zor olduğunu ve milliyetçiliğin bir araya gelmeyi başarması halinde AKP’nin birinci parti olduğu son seçimi yaşadığımızı düşünüyorum.

Muhalefetin özellikle popülizmden beslenen belediye başkanlarını da sahaya sürerek kaybeden bloğa sokmasının hata olduğunu düşünüyorum.

Bugün yaşanan seçim hezimetinin yankıları yerel seçimlerde de hissedilecek ve mevcut adaylarla dahi iki büyük İl'de seçim kazanmanın zor olacağını göreceğiz.

İyi Parti ise bir türlü politika belirleyicilerinin eskiliğinden kurtulamadı.

Millete tepeden bakan zihniyetteki kişilerin yerine çağdaş, reel politikayı okuyabilen, öngörü sahibi, vizyonu güçlü kişileri koyamadı.

MHP’deki kötü alışkanlıklarını partiye taşıyan, köşeleri tutmayı politika zanneden kişilerle baraj olmayacağını ancak baraj altında kalacak bir partiye dönüşmüş olmaktan öteye gidilemeyeceğini gördüler.

Bu konuda barajı düşüren Erdoğan'a bir teşekkür borçlular.

Siyasete Ülkeyi yönetmek değil, MHP’yi yok etmek penceresinden bakanlar, barajın MHP için düşürüldüğünü söyleyenler için bu teşekkür, aynı zamanda siyaset dersidir.

Türk siyasetine, HDP’yi kazandıran aktör olarak pazarlayan mihraklar kaybetti.

Milliyetçi muhafazakâr seçmen, bu ülkedeki seçimi belirler.

Bu gerçekle bir kez daha siyaset yüzleşmiştir.

Usulsüzlük iddiaları üzerinden sokağı karıştırma gayreti de mevcut aday iken ikinci turda zafer hayali kurmak da beyhudedir.

Sonuçların doğru okunmasını umuyor, hayırlı olmasını diliyorum…