Bir kaç gündür ülkemizde oluşturulan yapay gündeme bakar mısınız?
Bir yandaş gazeteci (Talat Atilla) bir şekerlenmiş karışık gazeteciye bir CHP’linin Tayyip beyin sarayını ziyaret ettiğini ve CHP genel başkanlığı için Tayyip beyle aşağı yukarı anlaştığını, yoğun bir medya bombardımanı altında dinledik.
Adı geçen taraflar da bu manipülasyonu şiddetle reddediyor, fakat çamur atıldı ve izi kaldı.
Bu gün normal hayatımın içinde birkaç kişi “Muharrem İnce, Tayyip Erdoğan’la anlaşmış mı?“ diyerek olayı kendilerince sorguladılar.
Buradan anladığımız eğer medya sizin kontrolünüzde ise insanların bir kısmına olmamış bir şeyi olmuş gibi yutturabiliyor, insanları istediğiniz yönde yönlendirebiliyorsunuz.
Bu durumu 17-25 Aralık Reza Zarrap, rüşvet skandalı ve istifa ettirilen 4 bakan zamanında da müşahede etmiştik.
Doğru 17-25 Aralık olayı bir FETÖ ifşaatı idi ve FETÖ hain bir CİA işbirlikçisi örgüttü fakat bunun yanında ayakkabı kutularında milyonlarca Euro çıktı. İçişleri bakanının oğlunun evinde 8 adet para sayma makinesi bulundu (çocuk sanki para sayma makinesi koleksiyonu yapıyordu) Bakara Makaracı bakanın (şu anda büyükelçi) iki valiz doları evinde teslim alma görüntüleri, içi dolar dolu çikolata kutularının evine gönderilme görüntüleri, ekonomi bakanının kolundaki 700 bin Euro’luk hediye (rüşvet) saat görüntüleri, Başbakanın oğluna telefonda söylediği “Evdeki tüm paraları sıfırla“ sözleri (seslerin adli tıp da sahibinin sesi olduğu tescillenmişti) çevre bakanının telefonda rüşvet pazarlıkları…
Her şey bu kadar açık iken bu kadar rüşvet yolsuzluk hırsızlıktan bir mahkeme bile olmamıştı ve ülke gündeminden düşürülmüştü. Halen de belki bizim gibi sivriler sadece hatırlıyor elde kalan kumpasın FETÖ’den olduğudur.
FETÖ - Ak Parti ülkemizi ortaklaşa 11 yıl yönetti ama şimdi sanki FETÖ ile Ak Parti hiç tanışmamış hiç ortaklık yapmamış gibi FETÖ ile başka partiler ilişkilendiriliyor.
Hepsinin FETÖ ile ilişkisi olabilir tabii ama diğerlerinin platonik ilişkisini görüp kendi aşkınızın üstünü örtme ile karşılaştığımızda, bu günlerde yaşadığımız olaylar da sanki aynı sonucu verecek sonucuna varabiliyoruz.
Bu güne kadar epeyce manipülasyonlara muhatap olduk.
Bir kısmı amacına ulaştı maalesef ama bir kısmı da halkın vicdanında mahkum edildi.
CİA emri ile açıldığı artık netleşen Ergenekon ve Balyoz davaları…
Reza Zarrap tahliyesi ve ABD’ye teslimi…
Gemerek hakimi kararı…
Oslo da PKK ile devletin görüşmeleri gibi sonuçları belli olanlar olduğu gibi…
Gerekçeleri halen belli olmayan manipülatif davranışlarda görülmektedir (bazı siyasi parti başkanlarının kısa zaman dilimlerinde söylemlerini ve hizmetlerini 180 derece değiştirmeleri, bazı parti başkanlarının partilerini bırakıp iktidar partisine katılması, bazı belediye başkanlarının görevden alınış nedenlerinin halen ortaya çıkmaması) örneklemeleri uzatabiliriz.
Başbakan bir günde görevden alındı içişleri bakanı bir saatte görevden alındı ve bunların sebeplerini hiç kimse bilmiyor.
Şimdi çanlar CHP için çalıyor…
İlla siyasetin şeytani yönüyle halkın karşısına çıkmak zorunda değil yöneticilerimiz.
Halka durumu açık açık anlatsalar halkımız ferasetlidir.
Halkı aptal yerine koyan kendisi aptaldır.
Tarih örnekleriyle doludur.