Değerli okurlarım insanların güce ve paraya taptığı,
Gücün ve paranın esiri olduğu günümüzde,
İdealist insandan söz etmek oldukça zor bir öngörüdür.
Siyaset niçin vardır.
Ülke adına,
Ülkeyi temsiliyet adına,
Liyakatli insanların görev alıp ülkesini en üst seviyede,
Üretken ve verimli bir şekilde temsil etmesi için değil midir?
Bunu yaparken de insanları ötelenmeden,
İnsanları ayrıştırmadan
İnsanları dışlamadan,
Birlik ve beraberlik duygusunu ön planda tutmak koşuluyla yapmaları gerekmez mi?
İçinde bulunduğumuz coğrafyanın stratejik durumunu göz önüne aldığımız zaman,
Kişisel ihtiraslarımızı,
Gelecekten beklenti içerisinde olduğumuz arzularımızı bir kenara bırakıp ülkenin bekası için çaba sarf etmemiz gerekmez mi?
***
Ülken bölünmenin eşeğine gelmiş ve böyle devam ederse çok değil birkaç yıla kadar Suriyelilerin ülkemiz için ne kadar tehlikeli olduğunu neredeyse bilmeyenimiz yoktur.
Hal böyleyken 5 milyon yabancı uyruklu kişinin ülkene doldurulması cinayet değil de nedir?
Sosyal dokunun bozulması değil de nedir?
Ekonomi yapının çökmesi değil de nedir?
Ülke topraklarının işgal edilmesi değil de nedir?
İşte bu tehlikeli yapıyı gördüğümüz için siyaset yapan erklere sorumluluk duygusuyla hareket edin diyoruz.
Ama maalesef insanlar hala makam peşinde,
Koltuk peşinde,
Siyasi ikbal peşinde.
Ülken işgal altındayken,
Ülken bu durumdayken,
Makamın olsa ne yazar,
Koltuğun olsa ne yazar.
Bu gerçekleri görerek hareket etmekte fayda vardır diyoruz.
Çünkü yarın çok geç olabilir diyoruz.
Atı alan Üsküdar’ı geçtikten sonra hiçbir şeyin faydası olmaz diyoruz.
İş işten geçmeden gün birlik günüdür diyoruz.
Gün siyasi ihtiraslarımızı bir kenara bırakarak vatanımıza sahip çıkma günüdür diyoruz.
Güce, paraya tapanlar ve siyasi ikbal peşinde koşanlar sizlere sesleniyoruz!
Yarın keşke dememek için,
Yarın ahlar vahlar çekmemek için,
Ülke ve memleket yönetiminde ihtiraslarınızın ve çıkarlarınızın kurbanı olmayın,
İhtiraslarınızla hareket etmeyin ve koltuk kavgasına girişmeyin.
***
Bundan ötürüdür ki hep diyoruz ve demeye de devam edeceğiz!
Başarı üreterek çalışarak kazanılır.
Ben ülkücüyüm demekle değil.
Ben solcuyum yada sağcıyım demekle değil,
Ben şuncuyum,
Ben buncuyum demekle de değil,
Yani kısaca ciyum, cuyum gibi içi boş laflar havanda su dövmekle başarı kazanılmaz,
Ülken içinde bulunduğu badireli durumdan kurtulmaz,
Hedefiniz yoksa!
Planınız, programınız, amacınız yoksa!
Ve asıl önemli olan bu doğrultuda hareket etmiyorsanız!
Çalışmıyor, üretmiyorsanız!
Biliniz ki bütün söylemleriniz yersiz ve boştur.
Kuru laf kalabalığıdır.
Günümüzde birçok siyasi erkin izlediği yol;
Plandan,
Programdan,
Amaçtan uzak olduğu için,
Yani memleket yönetmenin
Ülke yönetmenin,
Siyasetin ne olduğunu bildiklerini zannedip aslında bilmedikleri için,
Maalesef ülkemiz ve memleketimiz bu durumlara düşmüştür.
Ekonomik sıkıntının tavan yapması da bu yüzdendir
Sanayinin yok olma noktasına gelmesi de,
Yoksulluk ve yolsuzlukta bu yüzdendir,
Terör olaylarının zirve yapması da,
Ülkenin Suriyeliler tarafından adeta işgal ve istila edilmesi de bu yüzdendir,
Başta Doğu ve Güneydoğu olmak üzere ülkenin güvenlik sorununun had safhaya ulaşmış olması ve bölünmenin eşiğine gelmesi de,
Sosyal dokuda bozulmalar ve kültürel yozlaşma da bu yüzdendir,
Eğitim, sağlık gibi önemli unsurların nitelikten uzaklaşması ve parasallaşması da,
Tarımın, hayvancılığın çökertilmesi de bu yüzdendir,
Bir milyondan fazla üniversite mezunu gencin umutsuz bekleyişi de,
Resmî kayıtlara göre 4.5 milyon, gayri resmî olarak yaklaşık 10 milyonun üzerinde insanımızın işsiz gezmesi de bu yüzdendir,
Kredi kartı borçları, hacizler, cinayetler de,
Hırsızlık ve kapkaçların patlaması da bu yüzdendir,
Kadın cinayetlerinin tavan yapması da,
Bu ve bunlara benzer yüzlerce binlerce ülkemizde sorunun olması da bu yüzdendir,
İnsanların geleceğinden kaygılı yaşaması da,
Evet tüm bu sorun ve sıkıntılar,
Ülke gerçeklerinden uzak bizleri yönetmeye kalkan makam mevki ve siyasi ikbal peşinde koşan basiretsiz siyasetçiler yüzünden meydana gelmektedir.