Ülkemiz siyasal yapılanmasında mutlaka bir pragmatist her yola gelir her yöne döner kuruluşunda ve işleyişinde mutlaka bir yabancı el bulunan zamana ve şartlara hemen uyum sağlayan çeşitli menfaat guruplarının bileşeni bir kitle partisi var oluyor ve ülkemizi keyfince zamanı bitinceye kadar yönetiyor.
Zamanı dolunca da kullanılmış mendil gibi, bir süreçte kenara atılıyorlar tabi hemen değil.
Anadolu’da bir uygulama vardır, sütten kesilen ineği hemen kesmezler kurban bayramını beklerler.
Sütten kesilen inek kurban bayramında kesildiğinde hem zaten kesilecekti, hem de kurban ibadeti yapılmış olurdu.
Birde bir evde var olan inek kesilmeden önce yeni doğmuş bir buzağı veya bir dana edinilir büyütülür ve onun etinden sütünden faydalanılır.
Tıpkı ülkemizin siyasal durumu gibi değil mi?
Memleketimizi uzun yıllardan beri yöneten pragmatist sürekli kandırılan süreklide ortak değiştiren bir parti yönetiyor.
Fakat yavaş yavaş sona geliyor. Yani sütten kesilmiş görünüyor ve kesilmesi için kurban bayramı bekleniyor.
Asıl olan kesilecek inek, yani iktidardan indirilecek parti değil.
Çünkü o artık olmayacak.
Eve yeni alınan buzağı veya dana yani iktidara hazırlanan parti hangisi?
Türkiye siyasal hayatında Türk milliyetçileri vardır.
Türkiye’deki Türk milliyetçilerinin önüne tercih edebilecekleri yol olarak ya Mankurt ya da devşirme siyasetçilerin yönetimde olduğu yapılar getirilmektedir.
Ağacı kesen baltanın sapının ağaçtan yapılma olduğu gibi, Türklük için asıl tehlikeli insan tiplerinin Türk milliyetçisi gibi görünüp aslında devşirilmiş insanlardır.
Devşirilmiş insanlar diğer bir açıdan parlatılmış insanlardır FETÖ’nün hüküm sürdüğü yıllarda bazı yazarlar, bazı sanatçılar, birden parlardı. Bazı işadamları birden çok büyük işlerin sahibi olurdu (tabi takviye ile) ve devşirmelerle toplumda karşılık bulunmaya çalışılırdı.
Değişen çok fazla bir şey yok.
Parlatılan devşirmeler var ve bir umut olarak insanlara sunumu yapılıyor.
Belki başında oldukları sudan bazı dağıtımlar ve paylaşımlar yapabilirler, tabi kırıntı olarak bu dağıtılan kırıntılar temiz vatan evlatları tarafından umut olarak görülmemeli.
Türk milliyetçileri rızkı Huda’dan bekler kula minnet etmez.
Ümit Özdağ hoca iki numaralı kurucusu olduğu, genel başkan yardımcısı olduğu, milletvekili olduğu, mensubu olduğu partisinin elle tutulacak birkaç kişisinden biri olduğu partisinin genel başkanının oluru ile kesin ihraç talebi ile disiplin kuruluna verilmiş.
Adnan hocanın avukatlığını yaptığı ve Adnan hocayı cezaevinde ziyaret ettiği iddia edilen genel sekreterin Ümit Hocayı disiplin kuruluna sevk eden yazısını okudum.
Kanaatim İYİ Partinin, Türk milliyetçiliği fikri kullanılarak bir zemine oturtulduğu ve zaman içinde yazının 6ncı paragrafındaki eksene doğru hızla şekillendirildiğidir.
Bu durumun göstergesi partinin genel başkanının partisinin üst yönetimine getirmekte tercih ettiği garip genel başkan yardımcılarıdır.
Türkiye devletinin (aslında tertemiz kardeşlik içinde yaşadığımız) Çerkezlere asimilasyon yaptığını iddia eden,
Abdullah Öcalan’a güzellemeler yapan,
Fetullah Gülen’i İzmit’ten Ankara’ya kadar insan yığınının karşılayacağını söyleyen,
Eşcinsel evlilikleri desteklediğini söyleyen,
Abdullah Öcalan’ın ev hapsine çıkması gerektiğini söyleyen,
TC vatandaşlığını izah eden anayasanın 66 maddesinin değiştirilmesini isteyen,
Anayasa’da değiştirilemez diye yazılan ilk 3 maddenin tartışılmasını isteyen,Genel başkan yardımcılarını partinin genel başkanı atadı.
Partisinde eski merkez bankası başkanı milletvekili iken, partisinin mali işlerinden sorumlu başkan yardımcılığına kuzenini partinin genel başkanı getirdi.
İYİ Partinin genel başkanında bir tercih sorunu net olarak görülüyor.
Fakat bir toplumsal fikri olmadığı halde sanki toplumda karşılığı yükseliyor gibi bir algı veriliyor.
Yeni başkan “dostlarım” diye kimden bahsetmişti acaba?