Gurbetçiler izine gidiyorlar, Allah yollarını açık etsin güle güle gitsinler, güle güle gelsinler.
İzinden dönen bir dostuma klasik bir soru sordum.
"Ne var ne yok diye, rahat gidip geldin mi?” demeye kalmadı başladı anlatmaya. :
“Abi yollarda çektiğimiz sıkıntıları, çileleri, ödediğimiz haksız trafik cezaları, Avusturya'nın o bizi hör görür tavrı, Sırp'ın o bitmeyen yolu.Türkiye'den dönüşte Bulgar'a girişte Türkiye'nin tozu, toprağı, mikrobu bize gelmesin diye o çok lüks pahalı arabaları derme çatma hortumdan yaptığı 3 - 5 su deliği ile arabamızın alttan tozunu temizlemesi, benim Türk olarak onurum, gururuma dokunuyor.”
Bütün bunları unutturan daha vahimini akrabalarım ile yaşadığım dertler diye yanmaya, sızlamaya başladı.
Bir iki gün dinlendikten, eş, dost ziyareti sonrası, hal hatır sorma sırasında.
Emmioğlu dedi ki “Gardaş biz mirası paylaştık, inşaata başlıyoruz, 25 daire 4 dükkan olacak inşallah” diye ekledi.
Ve devam etti “Emmioğlu köydeki yerlerimizi siz gelmezsiniz, ihtiyacınızda yok diye aramızda paylaştık.”
(Bahsettiği inşaat yaptıkları arsayı babam aldı parasını hepsini babam ödedi. Para çıkışmayınca tapu alamadık, Almanya’ya geldik kredi çektik parayı gönderdik, sonra tapuyu amcam üzerine aldı.)
“Hayırlı uğurlu olsun Emmioğlu” dedim “Bizim hakkımız ne olacak, bizi bırak halalarıma, amcama hisse verdiniz mi” dedim.
“Yok tapuyu amcam, babamın üzerine yapmıştı biliyorsun dedi” “Evet” dedim.
Dedim ki “Bu etik mi? Ahlaka uygun mu?” “Ben bilmem etik metik anlamam” dedi.
“Hepiniz amcalar, yengeler, halalar biliyor sende emmioğlu koca adamdın 30 yaşında evli barklı bilmiyor muydun?” dedim.
“Şeriata uygun mu” dedim “Onun hesabını öbür dünyada babam versin” dedi.
“Yetim hakkı, kul hakkı gibime geliyor” dedim.
Dedi ki “Yürürlükteki kanunlara yasalara göre uygun.”
Fazla sıkıştırmamak için “Ramazan nasıl geçti” dedim, “Ev halkıyla teravih kıldık, her gün bir cüz Kur’an okuduk. Allah kısmet ederse inşaat bittiğinde kira paraları ile hac ibadetini yapacağız” dedi.
“Kurbanı ne yaptınız” dedim.
“Kurban içinde 7 pay için gönderdiğin Euro ile bir koyun aldık” dedi.
“Siyaset” dedim “Sorma idare ediyoruz, ben İl genel idare kurulunda, kardeşim meclis üyesi, kız kardeşim belediyede, köydeki muhtar, en küçük kardeşim anneme bakım parası alıyor.”
“Allah devletimizi, hökümetimizi başımızdan eksik etmesin ömürlerine ömür katsın, bizden alsın onlara versin, çok dua ediyoruz” dedi.
Beni, benim halimi ve çocukları ne sordu nede yüzlerine baktı. Verdiğim bir kaç hediye çikolataya falanda böyle burun kıvırarak “Bunları mı getirdin” der gibi bakışı.
Bana toplumun geldiği noktanın nereye geldiğini, o eski ilişkileri hatırlattı.
Ve döndüm sessizce bir işim var der gibi oradan uzaklaşıp gittim.
Ya işte böyle memlekette haller!
Kalın sağlıcakla