BBC TÜRKÇE’nin derlediği bilgilere göre Menzil, Nakşibendi tarikatının Halidiyye kolunun Türkiye'deki oluşumlarından biri.
2019 yılında ortaya çıkan, Diyanet İşleri Başkanlığı'na ait olduğu iddia edilen, resmi görevlilerin bugüne kadar yalanlamadığı "Dini-Sosyal Teşekküller, Geleneksel Dini-Kültürel Oluşumlar ve Yeni Dini Yönelişler" adlı raporda bu oluşuma da yer veriliyor.
Raporda oluşum hakkında, "Menzil grubu ülkemizdeki benzer yapılar içerisinde en çok taraftara sahip olanlardan biri olarak görülmektedir" değerlendirmesi yapılıyor.
Grup, 1902'de doğup 1972'de yaşamını yitiren Abdulhakim Erol tarafından kuruldu.
Aslen Siirt'te yaşayan Erol ve aile üyeleri, Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki siyasi gelişmelerin ardından Siirt'teki köylerinden ayrıldı ve 1971 yılında Adıyaman'ın Kahta ilçesinde bir köy satın alarak buraya yerleşti.
Bu köyün adı olan Menzil dini oluşuma adını verdi.
Cemaatin liderlerinden Abdülbaki Erol, 12 Temmuz 2023'te hayatını kaybetti.
1970'li yıllarda Türkiye'nin farklı yerlerinden insanlar, kimi zaman kafileler halinde bu köyü ve şeyh olarak gördükleri Erol'u ziyarete başladı.
Kendisinin ölümünden sonra yerine oğlu Muhammed Raşit Erol geçti.
Raşit Erol 1993'te hayatını kaybedince yerine geçen isim, kardeşi Abdulbaki Erol oldu.
Menzil oluşumu yıllarca çeşitli sağ partilerle iyi ilişkiler kurdu, son seçimlerde ise Cumhur İttifakı'na destek verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Abdulbaki Erol'un ölümü ardından Hürriyet gazetesinde yayımlanan ilanında Erol için "ülkemizin manevi rehberlerinden" diye bahsetti.
15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminden sonra bürokrasiden tasfiye edilen Gülen yapılanması mensuplarının yerine farklı dini oluşumların üyelerinin getirildiği ve "Menzilcilerin" burada kritik bir rol üstlendiği iddiaları son yıllarda gündemde.
Grubun, özellikle son yıllarda Sağlık Bakanlığı'nın da aralarında bulunduğu çeşitli kamu kurumlarında kadrolaştıkları öne sürülüyor.
Yetkililer bu iddiaları kesin bir dille reddediyor.
2016'da dönemin sağlık bakanı Recep Akdağ, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM), Menzil'in bakanlıkta örgütlendiği iddialarına şöyle tepki göstermişti:
"Sağlık Bakanlığı eğer herhangi bir grup ya da herhangi bir sebeple liyakat esasına bağlı olmayan görevlendirmeler yapmış olsaydı, bugün Dünya Sağlık Örgütü'nün ve dünyanın en itibarlı tıp dergilerinin takdirle bahsettiği büyük bir dönüşümü gerçekleştiremezdik. Bunlar tamamen hayal mahsulü ifadelerdir."
Eski İçişleri bakanı Süleyman Soylu da 2019 yılında TBMM'de milletvekillerinin sorularını yanıtlarken cemaatin İçişleri Bakanlığı'nda kadrolaştığı iddialarını reddetti.
Soylu, "Bir tane göstersinler, bakanlığı bırakırım. Yeni bir operasyon yapmak istiyorlar bu oyuna gelmeyin" dedi.
Sosyal medya paylaşımlarına da yansıdığı haliyle; cemaate ait mescid, vakıf binası, dergâh, medrese gibi çeşitli mekanların ortak kullanımında gruplar arasında sorunlar yaşandı.
"Serhendi grubu" ve diğer gruplardan birbirlerine yönelik suçlayıcı açıklamalar geldi.
Kamuoyuna yansıyan açıklamalara ve grupların sosyal medya paylaşımlarına bakıldığında üç kardeş arasında, cemaat içindeki bir güç ve nüfuz mücadelesi oluştuğu görüntüsü ortaya çıkıyor.
Yüzeye çıkan son gerilimin ise cemaatle bağlantılı arazi ve bina gibi mülklerin kullanım hakkı ve mülkiyetiyle ilgili olduğu anlaşılıyor.
Grupların yaptıkları açıklamalara bakıldığında, konuyu çözmek için bir hakem heyeti oluşturulduğu ancak bu heyetin de sorunu çözemediği görülüyor.
Taraflardan Muhammed Mübarek Erol ve Muhammed Fettah Erol'un bu konuda da birlikte hareket ettiği ifade ediliyor.