Birlikte rahmet vardır. Kimse ayrılık, gayrılık istemez. Hele ülkenin geleceğini düşünüyorsanız hiç istemezsiniz.
Ama bizde birlik söylemlerinin samimiyeti yoktur. Bir parti veya lider birlik istiyorsa aslında belli ilkelerde buluşmayı değil, kendi nefsinde bir araya gelmeyi istemektedir.
Yahut amaç birlik değil, o söylemle hedefine aldığı kitleyi bölmektir. Yani birlik istemek, bazen tam tersi sonuç almayı hedeflemektir.
Ülkesini düşünen siyasetçiler, toplumu kutuplaştırmaktan, vatandaşı hasımlaştırmaktan kaçınırlar. Ama kendinizi dünyanın merkezinde ve özel olarak görevlendirilmiş bir konumda görürseniz kitleler sizin için bir dolgu malzemesi olur. Herkesi ve her şeyi feda edebilirsiniz, kendiniz ve aile şemsiyesi altında olan yakınlarınız hariç.
Bazı siyasetçiler için insanın bir rakama indirgenmesi ondandır. İnsana yönelik duygusal bağlarını kaybederler. İnsan, zihinlerinde duyguları, hisleri, acıları, sevinçleri olmayan bir fotoğraftan ibarettir. Size bakarlarken bir insana bakar gibi bakmazlar bir taş parçasına bakar gibi bakarlar.
Niye birlik olamıyoruz sorusunun cevabı biraz da bu bakış tarzında yatıyor. İnsan zihinlerde değerini kaybettikçe onun için bir şeyler yapma düşüncesi de zayıflıyor.
Birlik istemenin samimiyeti önce karşı tarafın varlığına saygı göstermekle gösterilir. Hem yok sayıp hem de birlik istemek iki bir araya gelmesi mümkün olmayan durumdur. Daha bugüne kadar –birlik gösterisi- yapanlardan bu yönde bir eğilim görmek mümkün olmadı.
Keşke olsa.
Milliyetçiler şu veya bu liderin mihveri altında bir araya gelmek yerine ilke ve ülkülerimizde bir ittifak oluşturabilselerdi, bugün farklı bir Türkiye olurdu.
Kimse ilkelerimize fikirlerimize çağırmıyor, çağıran da bana gel, benim ol diyor.
Milliyetçiler bugün en az yüzde 25’lik bir oy potansiyelini temsil ediyorlar değil mi? Böyle bir beraberliğin oluşturacağı sinerji ile bu oranın çok üstüne çıkılacağını tahmin etmek hiç de abartı sayılmamalıdır.
Anket firmaları hep Cumhur ittifakı ile Millet ittifakının alacağı belediyelerin çıkaracağı milletvekillerinin hesabını yapıyorlardı. Siz hiç milliyetçiler bir araya gelince şu kadar milletvekili, şu kadar belediye alırlar diye bir anket gördünüz mü? Ben söyleyeyim görmediniz. Bu dağıtılmış(evet dağılmış değil dağıtılmış) gücün bir araya gelmesini, bir sıklet merkezi oluşturmasını istemiyorlar. Onun için HDP’li anketlere koşuyorlar ama bir milliyetçiler ittifakını araştırmaktan ısrarla kaçınıyorlar.
Oysa böyle bir dayanışma milliyetçileri Türk siyasetinin belirleyicisi mevkiine yükseltir. Türkiye’yi sığınmacı pazarı haline getiren mevcut iktidara ayar verir. Sınırlarımızı yol geçen hanı olmaktan kurtarır. Din istismarı üzerinden siyaset yapanların önünü keser, yüce dinimizi onu çıkar aracı haline getirenlerin elinden kurtarır. İşe alımlarda partizanlık yerine liyakati getirerek devlete kalite kazandırır. Ülkeyi tek adamın çiftliği ve oyuncağı olmaktan kurtararak devleti milletleştirir. Milletin yerine etnisiteleri, kabileleri ikame etmeye çalışanlara fırsat vermez. Toplumu ortak değerler etrafında bütünleştirir. Milli varlıklarımızın rüşvet, yolsuzluk ve yağma yoluyla çarçur edilmesine, iltimaslı zümreler yaratılmasına göz yummaz. Yargıyı siyasetin boyunduruğundan kurtarır. Yerel ve genel seçimlerde cesameti ile orantılı bir sonuç alır. Belediyelerin en az üçte biri bu birliğin eline geçer.
Bunların hepsi olur, ama böyle karşı tarafı zayıflatma çağrıları ile değil, samimi teşebbüslerle olur.
Bir defa da samimi olsanız nolur?