Milliyetçilik liderler ve güven sorunu

Abone Ol

Seçmenlerle liderler arasındaki ilişki güven üzerine kuruludur. O güven devam ettikçe seçmen desteği de devam eder.

Son yıllarda özellikle -milliyetçi- seçmen açısından bu güven büyük oranda zedelendi. Tutarsız politikalar, toplum menfaatini öncelemeyen girişimler seçmenle liderler arasındaki güven denklemini bozdu.

Milliyetçi partilerin, hangi politikalarının milliyetçilikle bağdaştığını anlamak gerçekten çok zor.

Türkiye bir sığınmacı ülkesi oldu. Avrupa’daki 25 ülkenin tamamının toplamından daha fazla sığınmacı aldı. Gelenler alışkanlıklarından, duyarlılıklarından sıyrılarak gelmiyorlar. Doğrularını, yanlışlarını, kültür ve geleneklerini de buraya taşıyorlar. Ülkelerini koruyamayan insanlar, ülkelerinde yapamadıklarını burada gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Geçen gün bir sokak röportajında rastladım; bir Suriyeli, Afgan yönetimini övüyor, “Türkiye’de öyle olmalı” diyordu. Daha kötüsü Taliban’ın dikta rejimini İslam zannetmesiydi. Bu unsurların fırsat bulurlarsa Türkiye’ye vereceği zararı söylemeye gerek var mı?

Milliyetçi partilerin millî meselelerde topluma güven verecek tepkiler vermesi gerekir. Bugün bir beka meselesi haline gelen sığınmacı sorununa MHP liderliği hiç tepki vermedi. Sayın Bahçeli, Filistin’e sahip çıkarken bir defa bile Doğu Türkistan’ı ağzına almadı. Oysa Doğu Türkistan’da daha büyük bir soykırım var.

Zafer Partisi bütün siyasetini sığınmacı konusuna odaklamış durumda. Bu konuda istikrarlı ama Türkiye’nin öteki sorunlarında yeterli bir aksiyon ortaya koyduğunu söylemek mümkün değil. İYİ Parti’nin ne yaptığını kimse kestiremiyor. Bir gün öyle bir gün böyle. Akşener’in tezatları partiyi gittikçe zayıflatıyor. Altılı Masa’dan kalkarken kumar masası dedi, iki gün sonra aynı masaya oturdu. Seçimden sonra masayı hedef alarak manda masası dedi. Masanın diğer ortakları daha soğukkanlı ve nezaketli davrandılar. Susmayı tercih ettiler. Ortaklık bitince insanlık da bitmiyor. Bu politikalarla her şeyi çürüten AKP’den kurtulmak mümkün mü? Her ittifak konuşuluyor ama hiç milliyetçilerin ittifakı konuşulmuyor. Egolar milletin geleceği için bile iş birliği yapmaya müsaade etmiyor. Söz konusu vatansa, bütün ihtilafların bir tarafa bırakılması gerekiyordu değil mi? Ama bırakılmıyor. Olan, ömrü iktidar hayali ile geçmiş milliyetçilere oluyor. Bu ülke için hiçbir bedel ödemeyenler 22 yıldır ülkeyi yönetiyor.

Geçmişte partilerin, liderlerin birbirlerine karşı maksadını aşan ifadeleri olabilir. Siyasette böyle şeyler normaldir. Ama bu kan davasına çevrilemez. Ömür boyu devam ettirilemez. Erdoğan dün yerin dibine soktuğu siyasetçilerle bugün beraber. Bize ne oluyor ki bir araya gelemiyoruz?

Genel seçimler umutları yerle bir etti. Şimdi yerel seçimlerde de aynı hatalar tekrar ediliyor. Ne zamana kadar milliyetçiler başkalarının iktidarının aparatı olacaklar? Bütün kavgaların, çekişmelerin ertelenmesi, yutulması gerektiği bir dönemdeyiz. Şartlar, ülke ve milleti düşünenlerin bir araya gelmesini mecbur ediyor. Bu ayrılık gayrılık bitmeli artık. Aksi takdirde ne tarihe ne gelecek nesillere hesap verebiliriz.