Son birkaç yılda bulunduğu iddia edilen petrol ile Türkiye, petrol ihraç eden ülkeler arasına girerdi. Karadeniz'de bulduk, Gabar'da bulduk, ama buldukça da akaryakıt fiyatları arttı. Yükselen fiyatlar, aslında iktidarın kendi kendisini yalanlamasından başka bir şey değildi.
Ülke yalanlarla idare ediliyor. Bunu halk da, iktidarı destekleyenler de biliyor. İnsanlar yalana sığınıyor, hakikatten kaçıyor ve bunu bilerek isteyerek yapıyor.
Önceki gün İYİ partili Tolga Akalın ile kameraların önünde konuşan Manisa Ticaret Odası Başkanı Mehmet Yılmaz önemli açıklamalarda bulundu; Yılmaz,kendilerine gelen bir yazı ile "Cumhurbaşkanı'nın himayelerinde" denilerek FAO adlı proje ile 5 vilayette yapılacak bağış karşılığı hazine arazilerinin Suriyelilere verilmesi talimatının verildiğini, projeyi,Balıkesir,Aydın ve Bursa'nın imzaladığını ama kendisinin direnip imzalamadığını belirtiyor.
Ülkeler sadece savaşlarla işgal edilmez, bugün daha modern ve daha yontulup inceltilmiş yöntemler kullanılıyor.Bir devletin nüfusu kadar bir nüfus, bir bölgeye doğru pompalanıyorsa, bu orada uzun vadeli, ciddi bir projenin devreye sokulduğu anlamına gelir.Hele BOP gibi bölge ülkelerinin sınırlarını değiştirmeyi hedefleyen bir plan varsa bu tür nüfus hareketlerine daha dikkat ve ihtiyatla yaklaşmak gerekir.
Kendi vatandaşının elindekini, avucundakini alıp,başkalarına vermek, bu işgale çanak tutmaktır. Uluslararası hiç bir proje, -iş birlikçiler- olmadan yürütülemez.Ülkeyi yönetmek, kimseye millete ait olanları, ondan alıp başkasına verme hakkını vermez.Hükümetlerin görevi, vatan toprağını bu vatana ait olmayan ve olmaması gerekenlere vermek değil, ülkeyi adaletle, akılla, bilgiyle yönetmek, vatandaşın güvenliğini ve huzurunu sağlamaktır.
Daha kötüsü Akkuyu Nükleer Santrali ile ilgili iddialardır. Sözcü'den Deniz Zeyrek yazdı,Santral Rus sermayesi ile inşa ediliyor. 69 yıl Türkiye'ye elektrik satacak. Aynı santral Mısır'da da yapılıyor, ancak hem daha ucuza mal oluyor, hem de bittiğinde Rusya ile bir ilişkisi kalmayacak. İş Santral'le kalsa bu kadar dikkat çekmeyecek,Ruslar, Santralin yanına radar, büyük askeri gemilerin yanaşacağı iki liman ve bazı koylarda küçük askeri gemilerin yanaşacağı iskeleler de kuruyorlarmış. Bu aynı zamanda bölgede bir Rus askeri varlığının olacağı anlamına geliyor.
Hangi bağımsız ülke, toprakları üzerinde bu tür yapılara izin verir?
Deniz Zeyrek de, bu duruma bakarak,Ruslar, askeri üs mü kuruyor? diye soruyor. CHP'li Ali Mahir Başarır, bu iddiaları meclise taşıyıp araştırılmasını istiyor ama AKP ile MHP geçit vermiyor. Ne güzel milliyetçilik değil mi?
Bütün bunlar milletin gözünün önünde oluyor. Herkes işin nereye varacağını biliyor, ama hiç kimse pozisyonunu değiştirmiyor. Ülke felakete giderken bile, parti/lider taassubu ülke çıkarlarından yana tavır koymaya izin vermiyor. Galiba Montaigne şu sözleri bu gibi durumlar için söylemiş: "...halkın içinden on beş kişiyi seçmeyi akıl ediyoruz,sonra en önemli davamızı tutup bilgisizliğin,adaletsizliğin ve kararsızlığın anası olan halkın oyuna bırakıyoruz.Akıllı bir insanın, hayatını düşüncesiz bir sürünün oyuna bırakması akıl karı mı? ...Halk öyle şaşkın,öyle başıboş bir kılavuzdur ki,ne kadar zeki,ne kadar becerikli olsak adımlarımızı ona uyduramayız.Her kafadan çıkan bütün o karmaşık sesler,bizi dört bir yana sürükleyen o kaba sözler,fikirler arasında doğru yolu bulmak olacak iş değildir.Bu kadar kararsız,serseri bir varlığı kendimize kılavuz saymayalım."