Kayboluşunun on dokuzuncu günü küçük Narin’in cesedi bulundu. Olayı takip eden herkesi kendi çocuğunu kaybetmiş gibi acıya boğdu. Sağ bulunur umudu ile bütün Türkiye Diyarbakır’dan gelecek güzel bir haberi bekliyordu. Olmadı.
Şu hakkı teslim etmek gerekir; zaman zaman eleştirilerimiz oluyor, eksikleri yanlışları söylüyoruz. Fikir namusu, doğruları, iyi güzel şeyleri de söylemeyi gerektirir. Her şeyi eleştirmek, hiçbir şeyi beğenmemek hastalıktır.
Bu olayda birinci günden itibaren devlet gerekli duyarlılığı gösterdi. Yüzlerce asker/ Afad ve kamu görevlisi Narin’i aradı. On binlerce araç kontrol edildi. Bölge karış karış tarandı. Hiçbir fedakarlıktan kaçınılmadı. Eksikler, hatalar hatta acemilikler olabilir, âmâ kimse gösterilen hassasiyeti, çabayı küçümseyemez. Belki olay polis bölgesinde olsa daha erken netice alınabilirdi, çünkü polis bu konularda daha deneyimli.
Her olayın bir veya birkaç faili vardır. Bu olayda da şimdilik iki kişi tutuklandı. Diğer şüpheliler savcılığa çıkarıldıktan sonra bu sayının artıp artmayacağını göreceğiz.
Bu alçakça cinayeti kimin yaptığı elbette önemlidir, âmâ daha önemlisi ilgili makamların gerekli gayreti gösterip göstermedikleridir.
Gözaltına alınmadan önce, aile mensupları bile, devletin gerekli çabayı gösterdiğini, arama/ tarama faaliyetlerinin tatmin edici olduğunu söylüyorlardı.
Ancak bu ülkede özellikle Güneydoğu’da devletin iyi bir şey yapmasından rahatsız olan çevreler var. İstiyorlar ki ülkeyi yönetenler hep yanlış yapsınlar, onların yanlışlarını istismar ederek bölge halkı ile devletin arasını açalım. Narin’in cansız cesedi bulunduktan sonra bazıları hemen saldırı moduna geçti. Dayanak bulabilseler Narin kasıtlı bulunmadı diyecekler. Devlet toplumla bütünleşmesin, bölge halkı ile arasında bir sempati oluşmasın diye yırtınıp duruyorlar. Bazıları bunu polislik/ araştırmacılık kisvesi ile yapıyor, bazıları çocuk korumacılığı maskesi ile yapıyor. Biraz eşelendiğinde altından başka şeyler çıkıyor. Şunu görmek lazım; bu ülkede her gün çocuklar kayboluyor, kaç çocuk bu içtenlik ve yoğunlukla aranmıştır?
Bu tür iç kanatıcı olaylar üzerinden tepinmek, siyasi yarış yapmak doğru değil. İnsan hayatı hele çocukların hayatı bir rekabet aracı olamaz!
Bir kısım medyanın tavrını da unutmamak lazım, yaptıkları yayınlarla kayıp çocuklarla ilgili ciddi bir farkındalık yarattılar.
Narin ölmüş ama yeni Narinler için bir tedbir akıl ve dikkatinin oluşmasına vesile olmuştur. Bu bile bunca sorun ve sıkıntı arasında büyük kazançtır.
Belli ki, Narin’i kurtarma şansımız yokmuş. Çünkü kaybolur olmaz öldürülmüş. Âmâ yeni kurbanları, yeni Narinleri engelleyebiliriz. Yeter ki bu hassasiyetimizi koruyalım!