Bundan 22 yıl önceydi 21’inci yüzyılın savaşı ne olacak konusunu işlediğimizde. “21.’nci Yüzyılın Silahı Buğday” cevabımız, geleceği uzun vadeli planlayan ülke stratejistlerinin de görüşüydü.
Özellikle COVID-19 sonrası anlaşılmıştır ki bundan sonra bilişim teknolojisinin kontrolünde gıda arzına hakimiyet savaşları yaşanacaktır.
Bu savaşın üç üst ögesi olacaktır.
1- Toprak: Türkiye’nin toplam tarım arazisi varlığı 38 milyon hektar iken işlenen tarım arazisi 20,7 milyon hektardır. Gerek mevcut işlenebilen tarım arazisi gerekse 150 milyar TL civarında olan tarımsal GSYH ile dünyada yoğun rekabette yeterince güçlü olamayız.
Arazinizi genişletemediğiniz gibi savaşlarla toprak kazanmak da artık kolay değildir. O halde, ekilip-dikilmeyen topraklar değerlendirilmeli, ardından da özellikle 2000’li yıllarda başlayan başka ülkelerde geniş ölçekli arazi kiralamalarına yeni bir bakış getirilmelidir.
2- Su: Bilindiği üzere Türkiye su zengini bir ülke değildir. O halde su yönetimi öncelikle yeniden incelenmeli, özellikle sınır aşan sular ile düzensiz kullanılan yeraltı su kaynakları gerçekçi bir şekilde değerlendirilmelidir.
3- Tohum/Damızlık: Bitkisel üretimde tohum, hayvansal üretimde damızlık konusunda maalesef yeterliliğimiz noksandır. Türk Milleti, çoğunlukla üretim bakımından toplam gıda ihtiyacında kendine yeterli olagelmiştir. Bu bütün tarım ürünlerinde yeterli olduğumuz veya olacağımız anlamına gelmemelidir. Zaten dünyada bütün ürünlerde kendine yeterli ülke yoktur.
Gıda arz savaşlarının nedeni her ülkenin insanını sağlıklı besleyebilme kaygısı ise, bu bağlamda tarım ve çıktısı gıdaya üç soruyla perspektif çizebiliriz.
Soru 1: Tarım Nedir?
Cevap: Gıdadır, stratejik silahtır, nesillerin sürdürülebilirliğidir, ekolojik dengedir, sağlıktır, kısaca hayattır… Daha çok süt, et, balık, yumurta ve daha çok kaliteli besin maddeleri içeren tarım ürünü üretmek, işlemek ve iç-dış pazarlara sunmaktır.
Soru 2: Sağlıklı beslenebiliyor muyuz?
Cevap: Toplam yeterlilik ayrı sağlıklı-dengeli beslenmek ayrıdır. Sağlıklı beslenmenin özü, günlük ihtiyacın yaklaşık yarı yarıya bitkisel ve hayvansal proteinden karşılanması iken insanımız bitkisel protein ağırlıklı beslenmektedir. Konuyu temel hayvansal protein kaynağı olan 3 önemli ürünle örneklediğimizde noksanımız görülecektir.
Kişi başı yıllık toplam et tüketimi (2018) ABD’nde 101,3 kg, AB-28’de 69,5 kg iken Türkiye’de 36.2 kg’dır.
Kişi başı yıllık toplam yumurta tüketimi (2017) ABD’nde 277 adet, Rusya’da 305 adet, Almanya’da 230 adet, Türkiye’de 214 adettir.
Hakeza yıllık kişi başı toplam süt tüketimi (2017) ABD’nde 69,2 kg, Almanya’da 53,7 kg iken Türkiye’de 34 kg’dır.
Soru 3: Tarımda dış ticaret durumumuz nedir?
Cevap: Tarım ürünlerinin dış ticarette GTİP (Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu) numaraları 25’e kadardır. 2019 yılı tarım ürünleri toplam İhracatı 17.947 milyon dolar, ithalat ise 12.653 milyon dolardır. Yani 5.294 milyon dolar fazlamız var.
Gıda arzı savaşında dik durabilmek için göreceli üstünlüğümüz olan ürünlere yönelmeliyiz. Benim buradaki parolam İLK BEŞ’tir. Yani tarım ürünlerinden en çok ihraç ettiğimiz ilk beş ve en fazla ithal ettiğimiz ilk beş grup öncelenmelidir.
İhracatta ilk 5 (2019).
İthalatta ilk 5 (2019).
2019 yılında en fazla ihraç ettiğimiz ilk beş kalem malın toplam tarım ürünleri ihracatının %58’ini, yine en fazla ithal ettiğimiz ilk beş kalem malın da toplam tarım ürünleri ithalatımızın %68’ini oluşturduğu görülmektedir.
Buradan çıkan sonuç: Dış ticareti yapılan yüzlerce ürünün ihracatını artırmak ve/veya açığımız olanların ithalatını kısmak yerine ilk 5’e yoğunlaşmak gerekir. Öte yandan, “Toprak-Su-Tohum/Damızlık” üçgenini uzun vadeli bir program dahilinde yönetmek, tarımın yönetiminde işi ehline vermek, tarımsal kooperatifçiliği yasal ve ahlaki temele oturtmak, sözleşmeli tarımı, tarım borsalarını, lisanslı depoculuğu ve tarımsal üretimi yeterince desteklemek gerekecektir.
Es-selam olsun, ves-selam olsun, has-kelam olsun yarını planlayanlara.