CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “Tayyip Bey’in zoruna gitse de AK Parti şimdilik ikinci parti, yakında üçüncü parti ve en sonunda Adalet ve Kalkınma Partisi tarihteki yerini alacak. Cumhuriyeti kuranlar, sata sata bitiremediğiniz tüm fabrikaları, tüm tersaneleri, tüm rafineri yapanlar, şimdi de siz istediğiniz kadar kutuplaşın; emeklinin, işçinin, memurun, çiftçinin hakkını savunmaya, bu memlekette umut olmaya, halkın iktidarını kurmaya geliyorlar. CHP, Türkiye’nin birinci partisi olarak önümüzdeki seçimlerden sonra iktidar partisi olacak” dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bugün TBMM’de partisinin grup toplantısında konuştu. Özel, şunları söyledi:

AKP seçimi kaybetti, 'yolsuzluk' ortaya çıktı AKP seçimi kaybetti, 'yolsuzluk' ortaya çıktı

“Tayyip Bey de dün çıkmış, tabi bir matem gününde, 10 Kasım’da, millete faydası olmayan kötü bir konuşma yaptı. Bakın biz -bu partinin geleneğinde var- 10 Kasım’da sabah anmaya gideriz, Atatürk’ü anma töreni varsa katılırız, meşaleli bir yürüyüş varsa ona katılırız. Çok konuşmayız, asla siyaset konuşmayız, polemik yapmayız. Doğru değil. Geçen gün bir milletvekili arkadaşım yapmış, bir kusur. Hemen bizzat aradım, uyardım, mesaj attım. ‘10 Kasım’da olmaz’ dedim. Matem günü bu. Yılın günleri torbaya mı girdi, 10 Kasım’da siyaset yapıyoruz? Biz bunu demişiz, yeni dönem, birinci dönem tecrübesiz bir milletvekilimize. Düşünememiş, siyasete girmiş. Ülkenin cumhurbaşkanı, Atatürk’ün koltuğunda oturan kişi, Atatürk’ün partisine, Atatürk’ten sonraki yöneticilerine, bugünkü yöneticilerine, bugünkü genel başkanına ağzına gelen her şeyi söylüyor. Yok efendim Ankara’da vatan-millet edebiyatı yapıyormuşuz, ondan sonra Mardin’e kayyumun yanına koşuyormuşuz, Ahmet Türk’ün yanına koşuyormuşuz. Siz illa ittifak içinde laf sokacaksanız birbirinize, laf sokacaksanız benim üstümden niye? Çok özelse biz çıkalım, aranızda konuşun Devlet Bey ile birlikte. Ahmet Türk’ü benden çok öven bir kişi varsa o da Devlet Bey’dir. Devlet Bey’e benim üzerimden laf sokup Ahmet Bey’i araçsallaştırmayın.

İkincisi, biz Ankara’da ne konuşursak Mardin’de onu konuşuyoruz. Bu kürsüde ne dediysem Mardin’de onu söyledim. Öncelikle o utanmaz yalanı bilerek atıyorlar. Mardin’e gitmişiz, DEM Parti otobüsünün üstüne çıkmışız. Biz Mardin’de Ahmet Türk’ün de konuştuğu, DEM Parti’nin sayın Eş Başkanlarının da konuştuğu, gittiğimizde ne üstünde ne içinde oldukları, sivil plakalı, üzerinde tek bir yazı olmayan bir otobüsün üstünden konuştuk. Ülkenin Cumhurbaşkanı ‘Benim söylediklerimi TRT bütün ülkeye yayar, bütün kanallar yayar, doğrusunu kim söylerse söylesin, duymayanlar bana yeter.’ Böyle siyaset mi olur, bu kadar düşmüş müsünüz? Hadi, karşımıza televizyona çıkmıyorsunuz, bari tutup da o kürsüden... DEM Parti’nin otobüsü olsa, üstüne çıksam, ‘Şartlar onu gerektirdi oraya çıktım, sesimi duyurmak için, şunu yaptım bunu yaptım.’ Otobüs ortada, yazısı yok, plakası sivil. Ahmet Türk, hatta o kadar nazik ki ‘Otobüs sizin, ben çekileyim’ dedi. Dedim ‘Olur mu başkanım? Sen de geleceksin, Devrim başkan da gelecek. Mardinli kimi seçtiyseniz onunla çıkacağım üstüne’ dedim.

Ben Mardin’in seçtiği iradeye saygımdan oraya gittim, o konuşmayı yaptım. Bana diyor ki, ‘Samimi değil, yalan atıyor, tutarsız yapıyor.’ Tayyip Bey, bakın ben sana bir tutarsızlık söyleyeyim: Siirt’e gidip, meydanda kalabalığı görüp, bir şiir okuyup, yasaklı duruma düşen sen; sonra o yasaklı durumdayken partin iktidara gelince milletvekili değilsin, Baykal’ın demokratlığından istifade eden, Anayasa senin için değiştirilen, Siirt’teki milletvekilleri istifa ettirilen, o meydanda şiir okuduğun Siirt’ten milletvekili, başbakan olan sen; geçen seçim yüzde 65 oy alan Siirtlilerin seçtiği belediye başkanına gücü eline geçirince kayyum atayan sen. Samimiyetsizlik budur, tutarsızlık budur.

10 Kasım’daki bütün çabalarına rağmen kutuplaşmaya sebebiyet, çatışmaya sebebiyet verecek söylediği hiçbir söze cevap vermeyeceğiz. CHP, 31 Mart’tan önce Tayyip Bey sövdü, Devlet Bey sövdü, o dönem bir muhalefet genel başkanı ağır konuştu, ne dedik? ‘Canınız sağ olsun’. Niye? ‘Emekli konuşacağım. Asgari ücret konuşacağız, yoksulluk konuşacağız. Aslan gibi adaylarımız var, onları tanıtacağız’ dedik. 31 Mart akşamı birinci parti olduk. O günden bugüne parti birinci parti. Tutmuş orada, efendim CHP’den bahsederken şöyle bir şey söylüyor: ‘Türkiye’nin ikinci partisi.’ Yok öyle bir şey. Sadece bir yerde o var: Üye sayısında. Çünkü biz, sizin gibi kapınıza varan garibana ‘Kimliğini getir, üye olmadan önce sosyal yardım alamazsın. Üye olmayana kömür dağıtmıyoruz’ demeyiz. İşe girmek isteyenin babasını, ninesini, dedesini CHP’den istifa ettirip AK Parti’ye kaydettiren sizsiniz. Bu bir tenezzül meselesidir. Üye sayısında bizi böyle geçersiniz. Son seçimlerde 47 yıl sonra büyük bir gururla, yüzde 38 oyla Türkiye’nin birinci partisi CHP.

Tayyip Bey’in zoruna gitse de Adalet ve Kalkınma Partisi, şimdilik ikinci parti, yakında üçüncü parti ve en sonunda Adalet ve Kalkınma Partisi tarihteki yerini alacak. Ama bu ülke işgal altındayken hep birlikte harekete geçenler, dedeleri koyun koyuna toprak altında kefensiz yatanlar, Cumhuriyet’i kuranlar, çok partili rejime demokrasiye geçirenler, sata sata bitiremediğiniz tüm fabrikaları, tüm tersaneleri, tüm rafinerileri yapanlar, Türk Telekom’u yapanlar, Kıbrıs Barış Harekâtı’nı yapanlar; emekliliği, kıdem tazminatını, sendika kanununu getirenler şimdi de siz istediğiniz kadar kutuplaşın; emeklinin, işçinin, memurun, çiftçinin hakkını savunmaya, bu memlekette umut olmaya, halkın iktidarını kurmaya geliyorlar. CHP, Türkiye’nin birinci partisi olarak önümüzdeki seçimlerden sonra Atatürk’ün partisi, iktidar partisi olacak. Bize inanın, bize güvenin. Size inanıyoruz, milletimize güveniyoruz.”

Editör: Habererk Haber Merkezi