Para, faiz, fetva

Abone Ol

Para insanlık tarihi boyunca insanların ulaşmaya çalıştıkları bir sahip olabilme metasıdır.

Lidyalıların parayı kullanmasından önce insanlar aralarındaki alışverişlerinde takas usulünü kullanırlardı.

İnsan hayatında mülk sahiplenilmesinden sonra sahiplenilmiş mülkün kiralanması uygulamaya girmiş.

Sahiplenilmiş paranın da paralel olarak para kiralanması kullanıma girmiş adına da “faiz“ denmiştir.

İnsanlık inancı tek tanrılı ve semavi dinler eksenine girince dinler kutsal kitapları yolu ile bazı kesin uygulamalar ve bazı kesin yasaklar getirmiştir.

Mesela İslam dini devlet yönetimi konusunda bir önerme yapmazken (peygamberden sonra gelen 4 halife de değişik şekillerle yönetme makamına gelmiştir ve tabii sonraki adı İslam devleti olan devletlerde de tek bir uygulama yoktur) faizi kesinlikle yasaklamıştır.

Kuranda bakara suresi ( bakara deyince aklıma bavullar dolusu doları rüşvet alan babası hanımefendinin aile doktoru olan eski bakan şimdiki büyükelçinin bakara makarası geldi ama adam öngörülüymüş bu gün diyanet işleri bakara makara yapıyor) 275’de “Faiz yiyenler kendilerine şeytan çarpmış gibi kalkarlar” der

Bugünkü diyanet işleri başkanlığı fetvası ise

“0.45 faizle sosyal konut alanlara faiz caizdir” dedi

Kuruluş amacı İslam dinini yaymak uygulamak bilgilendirmek olan adı Diyanet İşleri Başkanlığı olan, bütçesi neredeyse Milli Savunma Bakanlığı bütçesine eş olan, başkanının 1 trilyon liralık makam aracı olan, kurum böyle fetva verdi .

Ülkemiz din anlamında tam bir Muaviye - Yezit dönemi yaşıyor .

Diyanet bile din adına değil, egemenlerin isteği doğrultusunda fetva veriyor.

Kişinin parasının veya varlığının değerini koruması için yaptığı işlemler aslında doğrudur ve bu durum aslında geniş bir perspektifte değerlendirilmeli.

Uygulama alanları konuşulmalıdır fakat konunun tam olarak tarafı olan bir kurumun var oluş sebebinin tam tezadında bir görüş serdetmesi ve belirttiği görüşte bağımsız olmadığı net olarak görülen Diyanet İşleri Başkanlığının bu gün geldiği nokta maalesef içler acısıdır.

Sosyal konut için faize olur veren diyanetin davranışı ile Ensar Vakfında tacize uğrayan çocuk için “bir kereden bir şey olmaz“ diyen eski aile den sorumlu bakanın sözü arasında çok fark yok ikisi de bir kereye mahsus.

Tabii bu konuda bir ünlü temel fıkrası da var

Herkes biliyor sanırım.