Peynir heç'e çıktı

Abone Ol

Kabahat demeye de dilim varmıyor,

Kabahatin çoğu senin kardeşim.

 Nazım Hikmet Ran

Çocuklar toplanmış, boyca küçükler parmaklarının üzerine yükselerek yüzünü cama yapıştırma gayreti içinde, camla çocukların yüzü arasında Demir Çubuklu pencere korkuluğu, engel... içeride görüntü ile birlikte sesi dışarıya veren bir kutu, "televizyon"

Damda dün yapılan hummalı çalışmanın sebebi anlaşıldı. Bir ağaç ya da demir boru üzerine monte edilmeye çalışılan, bir metreden daha uzun çıkıntılı, anlamlandıramadığımız nesne "anten" bugünkü adıyla alıcı...

Sağa -sola, aşağı- yukarı hareket ettirilerek uydudan yakalanan görüntünün beyaz camdan yansımasıyla kurulum tamamlanmış olurdu. Davudi seslerin eşliğinde... biraz daha sağa veya az aşağı. Hah... Tamam dendiğinde durmayı bilmesi gerekirdi anten operasyonundaki şahıs.

Başlarda haftanın belirli gün ve belirli saatlerindeki siyah beyaz görüntüler, sonraları çoğalarak hayatımıza girdi özel kanallar, Özal'ın oğluyla birlikte ...

Şişman televizyonlar zayıfladı, zaman içinde bir parmak kalınlığa ulaştılar. 45 santimetrelik derinlikten... Lambalı'dan ledlere...

Derinliği küçüldükçe ekran boyu devasa boyutlara ulaştı, renklerse sizi içine alacak canlılıkta ... Onlarca çocuğun merakla izlediği televizyonlu evin penceresi ortak kültürün arifane paylaşımının göstergesiydi. Şimdi ise hemen her evde bir, bazı evlerde her odada birer olmak üzere çoğalan televizyon; israfın, israfın yanı sıra yalnızlaşmanın göstergesi oluverdi...

Sadece televizyon mu? Anadolu'da tuvalet ve banyolar, hatta maslaklardan (sokak çeşmeleri) temin edilen sular dahi içeriye, ev içlerine, tek ve çift katlı bahçe içindeki evler apartmana veya çok katlı binalara dönüşürken, ulaşım da faytonlardan Hacı muratlara (124) Doğan sele çarpılara (SLX) burunlu otobüsler (Leyland, Magirus) körüklü Apollolara akabinde 302 303 304 seri havalı direksiyonlu Mercedeslere ve diğer lüks otobüslere dönüştüler baş döndürücü hızla. Kapitalist döngü planınca... çok pahalı olduğundan seyirlik uçaklar binilir uçaklara dönüşerek; uzaklar yakınlara, yakınlar daha da yakına dönüşüverdi.

Lüks yaşam zor yaşamın adım sesleriydi, yönetim kötüleştikçe... "verildi yetki görüldü etki".

Uçuşa geçtik ama dikey değil yokuş aşağı! Dikey uçuş için 55 milyon dolar verdik, hepimizin adına deney yapsın diye Rabbim de yardım etti, 4 gün geciktirdi deney süresi yeterli olsun diye...

Nihayetinde Abdullah ŞEKEROĞLU kardeşimin 25 yıl kadar önce uzaya gidiyorum skecinde olduğu üzere; yenge hanım lacivert pantolonu ütülediyse uzayda Çarşı iznine çıkmıştır adamımız, yoksa dikine giden roket, salamura peynir suyunu basınçla aşağı boşalttıysa PEYNİR HEÇ'E ÇIĞTI demektir.

Yol yürüdüklerini yolda bırakıp yoldan yürüttükleri ile yoluna devam edenler, özel kanallar edindiler ve o ekranlardan kendilerine yandaş devşirdiler. Bazı doğrular içine en büyük ve en tehlikeli yalanları gizleyerek verdiler mehteri, "Mehterin Türk müziği" olduğunu bilmeden ...biliyorlarsa da bilmemeyi tercih ederek, "gaza" zamanıymışçasına coşkuyla ...gaza yoktu fakat gaza getirmek esastı. Gazı getirenler sürekli gaz buldular, gaz çıkardılar doğalından fakat esas çıkarılması gereken gazdan çok uzakta ...

Ve bu gazla tehdit etmeye başladılar "gazınızı keseriz: diyerek. Gaz faturaları ise hız kesmedi, MART AYINI BEKLEYEN KEDİ MİSALİ...

CELAL ABİNİN DEDİĞİ GİBİ "GARDAŞ BİZİM PEYNİRİN SUYU UÇAĞI DELİ...GÖRİ MİSİN?"