Osman Nuri Paşa, 1832 yılında Tokat’da doğdu.

Yağcıoğulları’ndan olan âilesi İstanbul’a göçünce, Beşiktaş'taki Askerî Rüştiye’de ve Kuleli Askerî İdâdîsi'nde okudu. Kara Harp Okulu'nu başarıyla bitirerek Harp Akademisi’ne girdi. Cephede ve cephe gerisinde başarılı hizmetlerde bulundu.

1866'da Girit'teki çalışmalarından dolayı albay oldu. Yemen görevinden sonra, 1875 yılında Rumeli'de bulunan 5. Ordu'ya bağlı Manastır Fırka Komutanlığı’na ta’yin edildi. Korgeneralliğe terfi etti. 1876’da isyân eden Sırpları, Vidin’de mağlûp etti. Belgrad’a ilerlemek istediyse de izin verilmedi. Bu sırada 93 Harbi çıkınca, bizzat Pâdişâh’ın kararıyla Plevne Müdâfası’nın komutanı oldu. 93 Harbi’ndeki Plevne Müdâfaası, Türk tarihinin en şanlı savaşlarından birisidir. Bu savunma Gâzi Osman Paşa’nın askerî dehâsı ile gerçekleşti.

2. Abdülhamid Han, savaş esnâsında “gâzi” ünvânı verdiği Osman Paşa’yı İstanbul’a gelişinde sarılarak karşıladı. “Sen benim yüzümü ağarttın. İki cihânda  da yüzün ak olsun.” diye duâ etti. Önce Hassâ Ordusu Müşirliği’ne; daha sonra da Mabeyn Müşirliği’ne ta’yin etti. Maiyyetinde Türk askeri bulundurmayı tercih eden Sultan, Osman Paşa’yı dâima yakınında tuttu . 5 Nisan 1900’de vefât eden Gâzi Osman Paşa için Fâtih Câmisi hazîresinde türbe yaptırdı.

Askerî dehâsı yanında, saraydaki görevleri sırasında siyâsî faaliyetlerde bulunan Osman Paşa, İstanbul’da ve İstanbul dışında Müslümanların birleşmesi için faaliyetlerde bulundu. Hindistan, Mısır ve Arabistan’daki İngiliz karşıtı gruplarla irtibâta geçti. Yıldız Sarayı’nda ordunun ıslâhını ele alan komisyon çalışmalarına katıldı.  

Bugün hâlâ Bulgaristan Türkleri arasında hâtırası canlı olarak yaşayan Gâzi Osman Paşa, adına marş yazılan birkaç kumandandan birisidir.

Tuna nehri akmam diyor

Etrafımı yıkmam diyor

Şanı büyük Osman Paşa

Plevne'den çıkmam diyor

Düşman Tuna'yı atladı

Karakolları yokladı

Osman Paşa'nın kolunda

Beşbin top birden patladı

Kılıcımı vurdum taşa

Taş yarıldı baştan başa

Şanı büyük Osman Paşa

Askerinle binler yaşa