Prof. Dr. Oytun Erbaş, ölüm sürecinin biyolojik açıdan nasıl gerçekleştiğini anlattı. İşte özetle söyledikleri:
- Ölüm süreci genellikle uzun sürer. Ölümlerin yaklaşık %60'ında önce kalp durur, ardından beyin faaliyetleri devam eder. Kalp durduğunda beyne oksijen gitmediği için nabız yoktur ve bu durum beynin kimyasal dengesini etkiler.
- Oksijen eksikliği nedeniyle beynin dopamin ve endorfin seviyeleri boşalır. Bu durum, kişide "korkunç bir blue dream" etkisi yaratabilir. Yani, kişi bu aşamada yoğun ve etkileyici rüyalar görür.
- Kalp durması bazıları tarafından orgazma eşdeğer bir deneyim olarak tarif edilir. Bu, kişinin yoğun bir şekilde rüya görmesine ve bulutların üzerinde gibi hissetmesine neden olabilir.
- Rüyalar, genellikle "HD" kalitesinde ve oldukça canlıdır. Bu rüyalar, kişinin yaşamı boyunca yaptığı ve yapmadığı şeyleri göz önüne getirir.
- Kişi, ölüm sürecinde tüm yaşamını gözlerinin önünden geçerken, bu durumu üzgün bir şekilde fark eder.