Son dönemlerde yazdığım en kısa makalenin bu makale olduğunu belirterek başlamak istiyorum. Kısa öz net ifadelerle meseleyi açıklayıp zihinlerdeki karışıklığı berraklığa kavuşturmak istiyorum.
Öncelikle referandum sonucu ne olur? Bu güne kadar tüm verileri ve kendi yurt gezilerimizden çıkardığımız analizlerimizi harmanlayarak yaptığımız değerlendirmelerin sonuçlarını yuvarlak olarak paylaşmıştık.
Bu konuda referanduma bir kaç gün kala verilerin ışığında tahminlerim kesinleşti. Son durumu ben hayırların son düzlüğe küçük farkla önde girdiği şeklinde yorumlayarak ekliyorum. Fakat, ihtiyatlı konuşmakta fayda vardır diyor ve katılım oranı çok yüksek olursa hayırların farkı açarak rahatça ipi göğüsleyebileceğini söylüyorum.
Aksi bir durumda katılım oranı düşük olursa evetlerin önde çıkacağını söylemekte fayda vardır diyorum. Ortalama bir katılımda ise hayır ve evet arasındaki yarışın galibini foto finiş belirler. Bu durumda sandıktan çok küçük farklarla hayır da evet de önde çıkabilir.
Bu tespitlerimizden sonra iddialı bir tez ortaya atarak gündemi meşgul edelim. Bu referandum sonucu Meral Akşener'in kader çizgisini ortaya çıkaracaktır.
Şöyle ki Meral hanım çok açık bir şekilde evetler %61,5 üstü çıkarsa gereğini yaparımdiye kpnuştu. AKP +MHP nin 1Kasım 2015 seçimlerindeki oy toplamını işaret ederek bu toplam oy miktarı evetlere yansırsa siyaseti bırakırım demektir bu ifade.
Biz evetlerin böyle bir oranı yakalamasına asla ihtimal vermediğimiz için Meral hanımın referandum sonrası her hal ıârda sahne i siyasette olacağını varsayıyoruz. Kesin siyasette olacak ama nerede ve ne konumlarda olacak ?
İşte bu cevabı bu referandum tayin edecek. Şöyle ki, referandumdan hayır çıkarsa Türkiye siyasetinde taşlar tamamen yerinden oynayacak ve Meral hanımı ilk genel seçim sonunda başbakan olarak göreceğiz .
MHP nin başında veya kendi partisinin başında hangi şekilde olursa olsun bu sonucu mukadder olarak görüyoruz.
Referandum sonucu küçük farkla evet lehinde çıkarsa , yazın bir kenara ve unutmayın, Meral Akşener 2019 Cumhurbaşkanlığı seçiminde Tayyip Erdoğan'a karşı tüm Türkiyenin üzerinde konsensüs sağladığı ortak cumhurbaşkanı adayıdır ve yine yazın bir kenara o seçimi kazanarak Türkiye Cumhuriyetinin ilk Partili Cumhurbaşkanı kısacası Başkanı olur.
Neden bu kadar kesin konuşuyorum! Uzunca bir siyaset sosyolojisi tecrübelerimde 2002 Tayyip Erdoğan dip dalgası ve rüzgârının bile fevkinde bu kadar güçlü bir dip dalgayı ve rüzgârı hiç bir dönemde yaşamadım. Ne rüzgârı, rüzgâr kasırgaya dönüştü haberiniz olsun! Üstelik bu kadar korkunç bir baskı ve engellemelere rağmen .
Yurdun dört bir yanında kadınlarda, suyun öteki tarafından gelen muhacir,, göçmenlerde, sağ uçtan sol uca kadar özellikle merkez sağ ve merkez sol eski ANAP, DYP, DP,AP DSP velhasıl siyasi yelpazenin tüm versiyonlarında, umudunu kaybetmiş teslim olmuş umutsuzlarda bu günkü hakim iktidar erkine karşı tek alternatif olarak görülen halka dokunabilen , gönüllerde yer eden bir Meral Akşener gerçeğinden bahsediyorum.
Umutsuz toplum, arayışlarında sıcak bir gülümsemenin ardında kararlı bir iradeyi gördüğü yüze umutla sarıldı. Kadife eldivenlerin altındaki demir yumruğu, korkusuzluğu, inancı ve konuşmalarındaki samimi akıcılığı da görünce işte karanlıkları aydınlığa çevirecek kadını şimdi bulduk dediler.
Meral Akşener'in halkın sevgilisi oluşunda kimse kendine pay çıkarmasın! Bu büyük bir baskının ,umutsuzluğun ,arayışların sonunda milletin feraseti ile ulaştığı bulduğu yeni bir umut profilidir . Spontene bir çıkıştır ve adı da Meral Akşenerdir.
Hele hele kulağımıza gelen Meral hanımı bu çıkışa ben zorladım, ben önünü açtım , şöyle bilgilendirdim böyle yaptım bu işin aslan payı benim gibi lâfları hiç ama hiç ciddiye almayın!
Lâfı güzaf deyin geçin!
Kaybolan umutlarımızı tekrar yeşerttiğin için şükranlar Meral Akşener'e !