Mehmet Ali Erbil ve Serdar Ortaç'ın ev hapsinde yeni gelişme Mehmet Ali Erbil ve Serdar Ortaç'ın ev hapsinde yeni gelişme

Sarıyer'deki evde merdivenlerden düşerek ağır yaralanan ve entübe edilen Reha Muhtar'ın eski eşi Deniz Uğur, basın toplantısında ünlü sanatçı Nilüfer ve kızı Ayşe Nazlı Yumlu ile ilgili açıklamalarda bulundu. Bir basın mensubunun, "Bu süreçten sonra acaba evde de bir tartışma yaşanmış mı bir kazaya sebebiyet vermiş olabilir mi oğluz Poyraz?" düzenli soruna, "Ben bunu nereden bilebilirim? Şu anki sağlık durumunu da biliyorlar ki. Niye kaçırıyorlar? Hangi cüretle, Nilüfer kim? Ben aşağılamak için söylemiyorum. Ünlü bir sanatçı çalışıyordu. Ama bu olayda Nilüfer kim? Ayşe Nazlı kim hiçbir şekilde yasal olarak bağlantısı yok. Bu çocuğun kaçırılmasıdır ve kanun karşısında hesap verecekler" dedi.

Ünlü sunucu Reha Muhtar, evinin merdivenlerinden düşmesi sonucunda sonlandırıldı ve entübe edilmişti. Muhtar'ın eski eşi Deniz Uğur'un avukatı Feyza Altun, Uğur'un 15 yaşındaki oğluna ulaşamamasına ve çocuğu Uğur'la görüşmediğine yönelik iddialarda bulunmuştu. Altun, şarkıcı Nilüfer ve kızı Ayşe Nazlı Yumlu tarafından alıkonulduğunu ileri sürerek suç duyurusunda bulunulduğunu açıklamıştı. Deniz Uğur, bugün yaşananlarla ilgili Beyoğlu'nda basın toplantısında toplandı. Olayın olayını yaşadıklarını anlatan Deniz Uğur, avukat Feyza Altun'a haber gönderilerek "Alabiliyorsanız, alın" mesajının iletildiği, polisin de oğluna henüz ulaşamadığını ve Nilüfer ve Ayşe Nazlı Yumlu ile iletişim kurma çabalarının karşılıksız kaldığını iddia etti. Uğur, Nilüfer ve kızı Ayşe Nazlı Yumlu hakkında 'Çocuk kaçırma' iddiasıyla suç duyurusunda bulunduklarını belirtti.

"TELEFONUNA ULAŞMAYA ÇALIŞTIM AÇAN OLMADI"

Olayın yaşandığı sabah basın mensubu bir arkadaşı sayesinde olaydan haberi olduğunu belirten Uğur, "Reha Muhtar'ın telefonuna ulaşmaya çalışamıyordu. dile getirmiştim. Bilmiyorum. Babasının yoğun bakımda olduğu için burada olması gerekiyor. Çünkü çocukla ilgilenebilecek durumda değilken, nerede olduğunu bilmiyorum. Sabahtan beri bilgi alamıyorum dedim. dedi. Bölgede Ayşe Nazlı Yumlu'nun oğlunun yanında bulunan, ben iyileşmeden önce Seren Serengil benden daha yakındı, ondan öğrendi. ‘Poyraz burada’ dedi Serengil bana, yanında Ayşe Nazlı var dedi” şeklinde konuştu.

"YARIN ÖBÜR GÜN TABURCU OLABİLECEK VAZİYETTE OLMADIĞINI ANLADIM"

Uğur, "Ayşe Nazlı'nın bende eski bir numarası vardı. Aradım, o numara kullanılmıyordu. Derhal gitti. Yönetimle konuştum nerede dedim. Çocuğum nerede dedim. Babasının yaşadığını söyledi. Kaç gün kaldı? Müşahede altında kalacağım dedim. Hastane yönetimi bana şu şeklinde bilgi verdi. 'Ne gelişmemiz şu durumda mümkün değil, herhangi bir tahminde bulunmamız mümkün değil' dendi. Ambulansı zaten çağırmış, komşulardan yardım istemiş ve çağırmış. Bu nedenle çocuğun da bir psikolojik yardım alması gerekiyor ve hemen bir psikolog çağırıyor, çocuğumu göreyim.

"MENAJERİNE ULAŞTIK, BİZE TELEFONLARINI VERMEDİKLERİ GİBİ ULAŞAMADIKLARINI SÖYLEDİLER"

Uğur, "Reşit olmayan bir çocuk kiminle ayrıldı? Babası entübe edilmiş durumdayken sorumluluk yasal olarak yasal olarak o anda tamamen bende olduğu halde, tek başına zaten hayatta tek başına hiçbir yerde yoktu, gitmez. Araya birilerini götürmüştük, Seren Serengil de bana yardımcı oldu.O sırada Feyza Hanım'ın birlikte uğraştığı avukatlardan biri de yanındaydı.Ayşe Nazlı'nın telefonunu almayı istediğini söyledi. Bize telefonlarını verdikleri gibi onlara da ulaşamadılar. Ben buna kesinlikle inanmıyorum. Çok saçma, ardından avukatım da bir yandan ulaşmaya çalışıyordum" diye konuştu.

"ÇOCUĞUMUN NEREDE OLDUĞUNU KİMSE ÖĞRENEMEDİ"

Uğur, "Ben hastaneye kaldırılıyor hemen ameliyatları başlatıyor ve çocuk kaçırma suçundan şikayetçi olmak üzere karakola gitti. Sarıyer İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne gitti. Polisler de Nilüfer Hanım'ın evine gittiler. Çünkü Ayşe Nazlı ancak hayatta yaşıyormuş. Orada da kimse bulamadılar. Reha Bey'in evinde tekrar gittiler. Orada da kimseyi bulamadılar. Çocuğun nerede olduğu hiç kimse öğrenemedi" şeklinde konuştu.

"POLİS TELEFONLA ULAŞMAYA ÇALIŞTI, TELEFONLARI AÇILMADI ONLAR TARAFINDAN"

Uğur, "Polis telefonla bakmaya çalıştı, telefonları açılmadı onlar tarafından. Ben şok olacağım. Neye üzüleceğimi şaşırmış durumdayım. Ben, ne yapmayı bilmiyorum şu anda. bile bilmiyorum" diye konuştu.

"OLAYIN MAGAZİN TARAFI YOK, BU ADLİ OLAY, BU ÇOCUK KAÇIRMADIR"

Uğur, "Bakın bu öyle bir olay ki, bunun asla dergi tarafı falan yok. Bu adli olay arkadaşlar, bu çocuğun kaçırılmasıdır. Zaten haklarında suç duyurusunda bulunulmuştur. Reha Bey'in avukatı kendisi konuşamıyor durumdayken, adamcağız komada olup olmadığı, ayrıntıları da bilinmiyor. Avukat kendi kendine ayrılırken, Deniz Hanım çocuğunun kaçırılmadığını, yanında falan olduğunu söylüyor. daha o insan ambulansla müdahalenin kaldırıldığı anda 15 yaşındaki annesini veya kolluk kuvvetlerini talep etmesi halinde teslim edilmemesi gerekir" diye konuştu.

"OĞLUMUN SİNİR KRİZİ GEÇİRDİĞİNİ SÖYLÜYORLAR"

Uğur, "Benim çocuğuma destek vermem lazım, diyelim ki çocuk psikolojik bir sorun yaşıyor annemi görmek istemiyorum diyor. Hiç fark etmez, kayıtlı kızmaz. Çocuk her türlü ruh hali içinde olabilir. O zaman çocuğunun kayıtlı psikologlarının, kayıtlı himaye yapması gerekiyor. Bizimle temas Kazanın gecesinin daha erken saatlerinde, o akşam Reha Bey'in çocuğuyla birlikte bir gençlik olduğunu çok yüksek miktarda alkol tükettiğini, kendinde olmayan bir şekilde yerde kapaklandığını söylediler. Baba ne olur, arabayı sen kullanmadığını söyleyenler bize de haber verecekler.Ardından da zorla çocuk arabaya bindirilmiş ve yolda da geçirilebilirdi. ya da ayrılık olduğu için de kaza yapabilirdi. Bana kimlerin hesaplarını verecekleri şeklinde konuştu.

"BU İNSANIN BİR TANE Mİ YAKINI YOK? NASIL TEDAVİ ETTİRMİYORSUNUZ?"

Uğur, "Ben iki seneden fazla para alan bu insanın; Reha Muhtar'ın sağlığı yerinde değil. Bu insanın yardıma ihtiyacı var. Tıbbi müdahaleye ihtiyacı var diyorum. Bu insanın kendine de zarar vermesi söz konusu olabilir. Çocuğum yanında güvende olamaz. Bu insan, intihar Alkolle geçinebilmek için, kaza yapmışlığı da var. Bu insanın el uzatması gerekiyor. Bana karşı bir düşmanlık besliyor. Tamam, rahatsızdır olabilir. Aile mahkemesine ben bunları yazdım. Sosyal medyada duyurmaya çalıştım. Bütün kamuoyuna, herkese gelenleri ardı ardına koymadım. Hukuki olarak her şeyi yaptık, suç duyurusunda bulunduk, çocukların kaçırılmasından dolayı. Yargılanacaklar, bunu bütün hukukçular söyleyerek" hayatı kullandı.

"MUHTAR'IN ÖNCEDEN İÇKİ ALINCA SALDIRGANLAŞTIĞINI ANLATMIŞTI"

Bir basın mensubunun, "Bu süreçten sonra acaba evde de bir tartışma yaşanmış mı bir kazaya sebebiyet vermiş olabilir mi? Şu anki sağlık durumunuzda Bilmiyorsanız ki. Niye kaçırıyorlar? Daha açık olarak Seren Serengil'in de bizim davamızda belirtilik gösterdiği gibi, Reha Muhtar'ın içkiyi fazlaca aldığı zaman Salgınlaştığını ve çocukların üstünde yürüdüğünü Seren anlatmıştı mahkemede, anlatabiliyor muyum? Her şey olabilir. Ama, her şeyin burada korunması gereken tek kişi var. Zaten bir parça için doktorların elinden geliyor. Onun dışında yapılabilecek bir şey yok. Ama, çocuğun korunmasını sağlamak gerekiyor. Hem fiziksel hem de psikolojik olarak hem hukuksal olarak. Hangi cüretle, Nilüfer kim? Ben aşağılamak için söylemiyorum. Ünlü bir sanatçı vardı. Ama bu olayda Nilüfer kim? Ayşe Nazlı kim hiçbir yasal bağlantı yok. Bu çocuğun kaçırılmasıdır ve kanun karşısında hesap verecekler" dedi.

Editör: Habererk Com