YSK, “Cumhurbaşkanlığına aday göstermek isteyen vatandaşlarımızın kayıtlı oldukları İlçe Seçim Kuruluna 4-9 Mayıs tarihleri arasında bizzat kimlikleriyle başvuru yapabileceklerini “açıkladı.
Peki tekerrürden ibaret olan tarihten ilham alırsak, süre bittikten sonra 9 Mayıs saat 17.31 de “Her ne kadar söylememiş olsak ta, aday göstermek isteyen vatandaşlarımız ikametgahlarını getirmedikleri için dilekçeleri geçerliliklerini yitirmiştir” beyanatı gelirse ne olur ?
“Olmaz öyle şey.”
“O kadar da değil.” Diyorsunuz değil mi ?
Kocaa referandum süreci boyunca vatandaşlara “Zarflardaki mührü, pusulanızın yırtık olup olmadığını kontrol edin” gibi açıklamalar yapıp, sandıklar kapandıktan sonra “Mühürsüz zarflar da geçerlidir” açıklamasını hangi ülkenin seçim kurulu yapmıştı ?
Mesele şu :
Meral Akşener 100.000 imzayı kat be kat aşar aşmasına ama ya YSK süre bittikten sonra bir bahane bulup çark ederse ?
İtiraz ederiz.
Kime ?
Ya da soruya soruyla cevap vereyim :
Referandum gecesi CHP li vekiller, o zaman bağımsız olup bugün İYİ Partili olan vekiller YSK’yı itiraz bombardımanına tuttular da ne oldu ?
Bakın Türkiye normal bir süreçten geçmiyor, ikinci kez OHAL de sandık başına gidiyoruz.
Cumhurbaşkanının “YSK kararını Cumartesi açıklasaydı” diye alenen İYİ Partinin seçime girmesini istemediğini ifade ettiği bir ortamda garantiye gitmek, garantici olmak elzemdir.
100.000 imza, imza verecek kişi sayısı bakımından asla ve asla risk değildir ancak bu iki aşamalı bir sürecin birinci ayağıdır.
İkinci aşamada ya YSK alttan girip üstten çıkıp bir şekilde imzaları kabul etmezse ?
Ben maceraya gerek olmadığını düşünüyorum.
Vekillerin imzalarıyla bu iş garantiye alınmalıdır.
Eldeki bir kuş damdaki iki kuştan evladır.