Bu sözler Sn. Erdoğan’a aittir. Bu sözde samimi ise içinde ben de varım. Ve buna inanmak istiyorum.
Öyleyse Sn. Erdoğan’ın ilk yıllarında ki gibi daha çok özgürlük, daha az yasaklar, hak-hukuk ve bağımsız yargı uygulamasını görmek istiyoruz. Türk yargısı, üzerine atılı her türlü şaibe ve siyasallaşma suçlama ve iddiasından derhal kurtarılmalı ve “Adaletin kestiği parmak acımamalı.”
Eğitim ve sağlık alanında yeni açılımlar yapılmalı. Eğitim çağdaşlaştırılmalı, bağnazlıktan, hurafelerden ve cemaat tasallutundan arındırılmalıdır. Sağlık daha hızlı ve mümkünse parasız olmalıdır.
Asla ve asla içe kapanılmamalı. Devletlerarası ilişkiler çağdaş, ülkenin geleceği ve menfaatleri düşünülerek yapılmalı, Suriye’de mevcut yönetimle ikili ilişkilere başlanarak Suriyelilerin ülkelerine dönmeleri sağlanmalı, sınır güvenliğimiz eski seviyesine getirilmeli, Süleyman Şah Türbesi uluslararası yerine taşınmalıdır.
“Eyyyyy filan, eyyyyy falan” söyleminden de derhal vaz geçilmeli. Dünyanın kabul ettiği kriterler çerçevesinde biat etmeden, başı dik bir şekilde sürdürülmelidir.
Ohal kaldırılmalı, betona yatırımdan ve ranttan vaz geçilmeli; ülke, acilen: üreten ve ürettiğini tüketen bir konumuna getirilmelidir.
Ülke kutuplaşmadan çok zarar görecek gibi. Allah korusun 12 Eylül öncesine dönmek istemiyoruz. Sn. Cumhurbaşkanı, herkesi kucaklamalı sadece AKP’lilerin değil dediği gibi” 81 milyonun” cumhurbaşkanı olmalı ve 81 milyonu rahatlatmalıdır.
Bana göre partili cumhurbaşkanlığını bırakmalı. Sadece ve sadece bu asil ve kadirşinas milletin kendisine verdiği güven kredisini 81 milyon için kullanmalı, 81 milyonun Cumhurbaşkanı olmalıdır. Sosyal medyada bir sürü: “Koduk mu?” diyen salak dolaşıyor da
Biz buna inanmak istiyoruz ve bekliyoruz.
MERAL AKŞENER
O bir bayan, O bir anne ve o bir siyasetçi. Ben Cumhurbaşkanı olacağım diye çıktı yola. İnanılmaz engeller çıkardılar karşısına. Ama yılmadı, bıkmadı, tamam demedi. İnandığı yolda inançla yürüdü. Engelleri devirdi ve seçimlere girdi.
Türk basını, korkarak mı, bilerek mi bilinmez kendisine muazzam bir karartma uyguladılar. Gezilerini, mitinglerini görmezden geldiler, haber yapmadılar.
Parası da yoktu. Pek çok parti, devlet olanaklarından ve hazine yardımından yararlanmalarına rağmen, Sn. Akşener bu olanaktan da yoksundu. Yüz yıllık partinin % 21, 50 yıllık partinin 11.1, devlet olanaklarını sonuna kadar kullanan ve vekil sayısı 600’e çıkmasına rağmen bir önceki vekil sayısını da yakalayamayan partilere karşın 8 aylık partisini 43 vekille TBMM’ne taşımayı becerebilmiştir.
Umduğu ve beklediği oyu alamadı. Ama partisini TBMM’ne taşımayı başardı.
Hem Sn. Recep T. Erdoğan’ı hem Sn. Meral Akşener ile M. İnce’yi kutluyorum. Türk demokrasisine yaptıkları katkılardan dolayı!.
Amacımız ülkemizin kazanması, demokrasimizin güçlenmesi, asil milletimizin huzur ve zenginliğidir. Türkiye her alanda çağdaş ülke olmak zorundadır. Hiç kimse bu cennet yurdu Uganda’yla, Mozambik’le, Senegal’le kıyaslamasın. Bu ülkenin mihenk taşı Batı ve Batı’nın yakaladığı medeniyet ve sosyal zenginliğin daha ilerisi olmalıdır.
Esen kalınız.