Romanya’da Transilvanya’nın doğusunda Karpat Dağlarının doğu silsilesinde yer alan Sekelistan bölgesinde, daha az olarak güney Macaristan'da yaşayan ve Macarların bir alt grubu olan Sekel halkı, Macarcanın Sekel lehçesini konuşuyor. Bölgede yaşayan Romanya'daki en büyük azınlık konumunda olan Macar kökenli Sekellerin bir isteği var; özgürlük.
Kimilerine göre Macar kökenli halk, Macarca dışında bir dil konuşmazken, kimilerine göre Esegel-Bulgar (Eskil), Hun, Avar, Geç Avar ya da Kabar kökenliler. 1990'da Endre Czeizel, Sekeller üzerinde yaptığı tıbbi-genetik inceleme sonucunda İran halklarına çok yakın olduklarını gördü.
ATİLLA’NIN HUN TORUNLARI…
Sekeller, kendi kültürlerine göre, 895 yılında Macarların gelişine kadar Karpat Bölgesi’nde hayatta kalan, Attila’nın Hun torunlarıdır. Macar Ortaçağ tarihçileri de bu konuda aynı şeyi söylüyorlar. Macar tarihçiler, yüzyıllar boyunca, Sekellerin Hunların torunları olduğunu resmen tanıdılar. Ancak bugün Sekellerin kökenleriyle ilgili birçok görüş bulunmakta.
Bilim insanları, Sekellerin kökenleriyle ilgili iki görüş üzerinde duruyorlar. Bu görüşlerden ilki Sekellerin Macarlar olduğunu söylerken, -daha doğru olan- diğer görüş ise Sekellerin Türk olduğunu söyleyen birçok bilgiye işaret ediyor. Ayrıca bilim insanları, Sekellerin Macar Kabileleri Konfederasyonu’na katıldıkları tarih konusunda da ikiye ayrılmış durumdalar. Bazıları Sekellerin 895’te Macarlar gelene kadar Karpatlarda olduğunu kabul ederken, bazıları da bu tarihten önce Sekellerin Macarlara katıldığını söylüyorlar.
Birçok tarihçi, tıpkı ibn Fadlan, al-Jayhani ve ibn Rusta gibi, Sekeller isminin 10. yüzyıldan itibaren günümüz Çuvaşistan ve Tataristan topraklarında yaşayan, esrarengiz Eskil (Esegel) halkıyla alakalı olması gerektiğini düşünüyor.
ALFABESİ ORHUN ALFABESİNE BENZİYOR…
Sekeller günümüze kadar kendi alfabelerini korudular. Sekel alfabesinin Orhun alfabesine benzerlik göstermesi, onların ortak kökenli olduğunu göstermektedir.
Ayrıca Sekellerin sosyal organizasyonları Türklerin sosyal organizasyonları gibidir: Sekeller, her biri dörder küçük birim olmak üzere altı kabilede örgütlenmişlerdir, toplamda 24 kişi bulunur. Bu sistem ile Oğuzların sistemiyle benzerliğini anlamak kolaydır. Bu kabilelerin başındakiler, bu kabilelerin isimlerinin bazıları açıkça Türk kökenlidir.
Sekellerin halk müzikleri pentatonik olması Türk halk müziğiyle ilişkilendirilebilir. Sekellerin mitleri ve masalları, Sekellerin atalarının diğer Türk halklarının şamanik sistemlerine benzeyen bir şamanik sistemleri olduğunu göstermektedir.
Sekellerin, gökyüzü mavisi zemin üzerinde, bir tarafında Güneş, bir tarafındaysa Ay’ı temsil eden bir armaları vardır. Bu da Hıristiyanlık öncesi Türk şamanik adetlerinden biridir.
GÜNÜMÜZ SEKELLERİ MACARCA KONUŞUYOR
Sekeller günümüzde Macarca konuşmaktadırlar ama bu durum onların başlangıçta Türkçe bilmediklerini anlamına gelmez. 13. yüzyılda Macaristan’a yerleşen Kumanlar da günümüzde Macarca konuşmaktadırlar.
Ayrıca Macarların Sekellerin tarihlerinden bahsederken Sekellerin Macarlardan farklı bir halk olduğunu söylemeleri oldukça önemlidir. Peçenekler ile (başka bir Türk) birlikte, Macar krallarının ordusunda benzer askeri görevlerde bulundukları için onlardan birçok kez bahsediyorlar. Bu nedenle Macarların, daha yüzyıllar öncesinden, Sekellerin Macar olmadığını biliyor olduklarını fark edebiliyoruz. Bir diğer yandan Sekellerin 19. yüzyıla kadar resmi olarak Macarlardan ayrı bir ulus olarak tanındığını belirtmek oldukça önemli.
TARİH BOYUNCA İSYAN VE BASKINLARA MARUZ KALDILAR
Özellikle 1526 yılından sonra, Macaristan’ın çöküp Transilvanya Prensliği’nin kurulmasının ardından, bölgede idari yetkisi olan herkes, Sekellerin özelliklerini sona erdirmeye ve kendi kaderlerini tayin haklarını azaltmaya çalıştı. Önce Macarlar, daha sonra Avusturya Habsburg’ları, daha sonra yine Macarlar ve en sonunda Romalılar. Sekeller her zaman direndi. Sekellerin tarihi boyunca birçok isyan ve birçok misilleme yapıldı.
Önemli noktalardan biri de Avusturya-Macaristan’ın 1867’deki uzlaşmasından sonra, Macar Parlamentosu 1868 ve 1876’da çıkardığı yasalarla Sekellerin milletinin ve kurumlarının resmi varlığını sona erdirilmiş, Sekellerin kendi içindeki özerk kararlar alan mekanizmasını bitirilmiştir. O tarihten itibaren Sekeller adeta tarih sahnesinde kayboldular ve Macar kimliğinin arkasında yer aldılar.
1877’de Türk-Rus Savaşı esnasında Sekeller, Türk ordusuna yardımcı olmak amacıyla Sekel Lejyonu adıyla bir birlik kurdu.
SEKEL CUMHURİYETİNİ KURMA GİRİŞİMİ BAŞARISIZ OLDU
Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun çökmesi ve Macaristan’dan gerekli yardım alınamaması üzerine Sekeller, Sekel Cumhuriyeti’ni kurmayı denediler. Fakat Fransızlardan yardım alan işgalci Romanyalılar tarafından engellendiler. Sonuç olarak Sekelistan, Transilvanya ile beraber, Fransa ve İngiltere tarafından, onlara destek olan Romanya’ya bir ödül olarak verildi, Batılı güçler yerel halkın fikrini asla sormadı. Batı demokrasisi Sekeller için böyle işledi! Sekelistan hâlâ Romanya’nın baskısı altında. Halkı, insan hakları ihlallerine, ayrımcılığa, işkencelere maruz kalmakta ve kendi toprak ve milli kaynaklarından mahrum edilmekte. Kendi, alfabelerini kullanmaları da engellenmektedir.
Birinci Dünya Savaşı’nın ardından Macaristan çöktüğünde, Sekellerin bazı yöneticileri bir Sekeller Cumhuriyeti kurmaya çalıştı. Transilvanya’da yer alan Macarlar bunu engellemeye çalıştılar. Bu hareketin sonunda Sekeller başarısızlığa uğradılar ve 1918 yılında Romanyalılar, Sekelistan’ı işgal ettiler. 1920 yılındaysa Batılı Güçler, Macaristan’ın Triyanon Antlaşması’nı imzalamaya zorladı ve bu anlaşmayla Macaristan, topraklarının üçte ikisini kaybetti. Bu nedenle Sekelistan toprakları, o günden beri Romanya işgali ve baskısı altında yer almaktadır.
BUGÜNKÜ DURUM
Romanya’da komünist rejimin düşmesinin ardından Sekeller ulusal uyanışa geçtiler. Sadece Romanyalılar değil, yöneticileri Sekeller’in kontrol altında olmasını isteyen Macarlar da bu hareketi yavaş ve aksatmakta önemli bir etkiye sahipler.
1990 yılında kendilerine Genç Sekeller Forumu (GSF) adını veren küçük bir topluluk, ilk kez Sekellerin bayrağını kullanmaya başladı. Sekellerin kısa tarihini ve Sekellerin ulusal ideolojilerinin ana hatlarını anlatan bir kitapçık yayınladılar. Ayrıca Genç Sekeller, eski Sekel yazılarını Kök Türk yazılarıyla canlandırdılar ve kentlerinin girişlerine bu yazıları yerleştirdiler.
2003 yılında Milli Sekel Konseyi (MSK) adında başka bir organizasyon daha kuruldu. Bu organizasyon, aynı zamanda, Sekel bayrağı, Sekel arması ve Sekel yazısı gibi Sekel sembollerinin kullanımına teşvik ediyor. Bu organizasyonun amacı, barışçıl bir yolla Sekellerin yeniden kendi kaderlerini tayin edebilme yani özerklik haklarını kazanmaları. Halen yer yıl, Sekelistan’da ve Sekellerin yaşadığı her coğrafyada Romanyalı zulmüne karşı gösteriler düzenlenmekte.
2011 yılında Romanya`da baskı altındaki Sekeller`in durumuna dikkat çekmek için yollara düşen öğretmen Levente Gergelyfi Borbely Moğolistan’a kadar sürecek olan yürüyüşünde Kırıkkale’ye de uğramıştı.
Türkiye’de Sekellerin haklı davası için mücadele veren ve Sekelistan Fahri vatandaşları olan İstanbul’dan Sayın Ahmet Açıkgöz ve Tekirdağ’dan Sayın Fatih Erge’ye de ayrıca bu haysiyetli davalarında başarılar diliyorum.
Bugün Sekelistan’da bölgesel özerklik almayı hedefleyen güçlü bir hareket var. Sekeller artık kendi geleceğini tayin etme hakkının kullanılmasının dünyanın başka yerlerinde belli bir dereceye kadar kabul edilebilir olduğunu her geçen gün daha fazla farkında. Atilla’nın torunları Türkiye’deki kardeşlerinden dua ve yardım bekliyor!
ROMANYA'NIN BASKISI ALTINDA
Masallardaki gibi neredeyse hiç bilinmeyen bir ülke olan Sekelistan, bugün hâlâ Romanya’nın baskısı altında. Halkı, insan hakları ihlallerine, ayrımcılığa, işkencelere maruz kalmakta ve kendi toprak ve milli kaynaklarından mahrum edilmekte. Kendi, alfabelerini kullanmaları da engellenmektedir.
Sekeller arasında ulusal uyanışın bayraktarlığını 1990 yılında Genç Sekeller Forumu adı altında kurulan küçük ama dirayetli bir teşkilat yürütüyor, Toplantılarında milli Sekel sembolleri kullanmaya başladılar. Genç Sekeller, Göktürk Alfabesi ile bağlantısı olan eski Sekel alfabesini yeniden canlandırdı. Yerleşim yerlerinin girişlerine bu alfabe ile yazılmış resmi yazılar asarak Sekellerin hâlâ var olduklarını, farklı olduklarını ve köklerini bildiklerini ortaya koydu. Bu kuruluş artık faaliyet göstermese de 1990 yılında başlatmış oldukları girişim, 2003 yılında kurulan Milli Sekel Konseyi adlı başka bir kuruluş tarafından devam ettiriliyor. Bugün Sekelistan’da bölgesel özerklik almayı hedefleyen güçlü bir hareket var.
Sekeller artık kendi geleceğini tayin etme hakkının kullanılmasının dünyanın başka yerlerinde belli bir dereceye kadar kabul edilebilir olduğunu her geçen gün daha fazla farkında. Atilla’nın torunları Türkiye’deki kardeşlerinden dua ve yardım bekliyor!