Mansur Yavaş’ın Ankara Belediye Başkanı olarak seçilmesine büyük katkı veren Servet Avcı, arkadaşları da dahil olmak üzere başdanışmanlıktan alınmıştı.
Servet Avcı, bugün Yeniçağ'daki köşe yazısında “Az kullanılmış ülkücü aranıyor!” başlığı ile yazdığı yazı siyaset dünyasına bomba gibi düştü.
Yolsuzluk, hırsızlık, uğursuzluk, üçkâğıtçılık görünce başını çevirecek, hiç oralı olmayacak… Bunları hayatın doğal akışının ve siyasî finansman ihtiyacının gereği görecek…
Maaş alacak ama daha çok ‘kazan-kazan modeli’yle çalışacak, suç ortaklığını tercih edecek… Suç ortaklığının en büyük ortaklık olduğunu ve tek taraflı vazgeçilemeyeceğini kabul edecek…
Ülkücülükle kamu işlerini birbirine karıştırmayacak, iş söz konusu olduğunda ülkücülüğü pantolonunun arka cebinde, kamu işlerini ise cüzdanının arasında gezdirecek…
İki kelimeyi bir araya getiremeyenlere, ellerine verilen cümleler olmasa konuşamayacak olanlara cehaletlerini hatırlatmayacak, gerekirse onlara ‘kutup’ muamelesi çekecek…
Kürsülerde dillendirilen ‘kul hakkı-yetim hakkı, helal, haram’ gibi kavramların yine o kürsülerde kalması gerektiğini, o kavramların hayatta ve vicdanlarda asla yeri olmadığını iyi bilecek…
Halka karşı vitrin mankenliği görevini iyi ifa edecek, CHP’yle işbirliği yapılsa bile, asla CHP’li olunmadığını, ülkücülüğün koruduğunu ispata yarayacak… Arkada melanetler çevrilirken, o, sözde ideolojik duruşu kurtarmaya yarayacak…
CHP’nin, yakın geçmişte bebek katili Apo propagandası yapan HDP’lileri son seçimde milletvekili yapmasından rahatsız olmayacak… Türk ordusunu katillikle ve kimyasal silah kullanmakla suçlayanları kollayanlarla beraber seçim kampanyası yapabillecek… Yani ideolojik işkembesi son derece geniş olacak…
Sezgin Tanrıkulu, Okan Konuralp, Yüksel Taşkın ve Özgür Özel gibi tiplerin gölge düşürdüğü milliyetçi seçmen mahallelerinde ‘ülkücü fon’ görevini yerine getirecek, bir nevi ‘ideolojik Sülün Osman’lara hizmet edecek…
Bugüne kadar Türk milliyetçiliğine, hem kültürel hem de siyasî anlamda zerre kadar katkı sağlamayanların, seçim korkusu bastırınca Türk milliyetçiliğine yeniden kullanışla aparat muamelesi gösterme cinliğini hiç sorgulamayacak, yoluna bakacak…
“Kamu imkânlarını eşe, dosta, yandaşın, paydaşın, akrabanın geleceğine değil, topyekûn milletin geleceğine dönük harcama yolunda projeleriniz neydi ve niye yapmadınız? Türk’e ait kültür ve tarihin tahkim edilmesi için, millî şahsiyetlerimizin isimlerini de yaşatacak kültür merkezleri açtınız mı? Onların isimlerini cadde ve sokaklara verdiniz mi? Milliyetçilerin kültürel iktidarına yol açmak için, yetişmiş akademisyenlerinden yararlandınız mı, konferanslar düzenlediniz mi? Kitaplar satın aldınız mı? Milliyetçi sanatçılara destek için konserler verdirdiniz mi? Türk dünyasıyla ilgili kültürel bir tek organizasyon düzenlediniz mi? Onlarca yıldır negatif ayrımcılığa tabi tutulan milliyetçi sivil toplum kuruluşlarına, kâr amacı gütmeyen derneklere, vakıflara ve kültürel kurumlara hakkaniyet ölçüsünde bir tek yer tahsis ettiniz mi?” gibi sorular sorup keyif kaçırmayacak…
Tipleri gibi kalpleri de bozuk mikro beşli çetelerin tezgâhını bozmaya kalkışmayacak, gerekirse kendi altıncı, yedinci olacak… Küçükçülüğe razıysa eğer, ağlar çekilirken aralardan düşen küçük balıkları havada kapan martı rolüyle yetinecek…
İşin özeti… Mevsimlik ihtiyacı karşılayacak… Normal zamanlarda unutulan ama seçim geldiğinde depreşen milliyetçi ihtiyaca vitrin malzemeliği yapacak… CHP içindeki pozisyonu iyice güçlenen ‘nöbetçi HDP’nin milliyetçi mahallelerde oluşturduğu sıkıntıya karşı ‘sünnet çocuğu’ pozisyonunda, seçimlere kadar, görüntüye girecek…
Çok yüzlü siyasetçilerin ‘mevsimlik ihtiyacı’nı karşılayacak… Düğün sonunda ‘boşları toplama’ misyonuna itiraz etmeyecek… Tekliflere açık olacak… Az kullanılmış olması tercih sebebidir…
***
İlgilenenlerden diploma, resim, adlî sicil kaydı ve ikâmetgâh vs. istemiyoruz… Tam teşekküllü hastaneden işkembe genişliğini belgeleyen bir rapor getirmeleri yeterli!..