Doksan yıllık, kurumları kökleşmiş, kurulu bir rejimi yıkmak, öyle hemen beş yılda, on yılda olacak iş değildir. Değişimleri zamana yaymak, tepkileri yumuşatmak, yavaş yol almak gerekir.
Önce, her kurumun personelini azar azar değiştireceksin, sonra da yenilenmiş elemanların zihnindeki kalıpları kıracaksın, onları cesaretlendireceksin. Kurumların yapısını değiştirecek, bazı kurumları kaldıracak, kaldırmaya gücünün yetmediği kurumları da işlevsiz hale getireceksin. Bunu öyle yapacaksın ki, razı olamyanları ürkütmeyeceksin, üstelik çoğunun desteği ile yapacaksın.
AKP, iktidarda olduğu süre içinde, bunların önemli bir kısmını gerçekleştirdi, ama son darbeyi henüz vuramadı. İktidarda kalması gerekiyor.
Şimdi liderleri yorulmuş, birlikleri bozulmuş. Ekonomi, dış politika, eğitim, tarım, sanayi iyi gitmiyor. Terör, dış borç, iç borç, zamlar... v. s. Bir de Akşener var şimdi. Bütün bunlar, rövanşçıların iktidarını sarsmaktadır.
İktidarın eksiklerini, yanlışlarını kapatmak için hamasete yönelmek, toplumun önemsediği milliyetçi bir yol izlemek de bugün yetmemiş görünüyor. AKP'nin 2019 seçimlerinde kaybetme ihtimali ilk defa bu kadar net gözükürken, hedefe ulaşmadan iktidarı bırakmaktansa, şimdilik şeriatçı ilkelerden vazgeçmiş görünmek, ve cumhuriyet rejiminden bir şikayeti olmayan kitlelere, mesaj vermek hayati önem taşımaktadır.
On beş yıldır iktidardaki gayrıtürkler, "Atatürk" demeyelim diye, "Gazi Mustafa Kemal" ifadesini kullanıyorlar. Niçin? Çünkü, bırakın onun kurduğu rejimi, içinde Türk geçen ve adeta yeni rejimi simgeleyen adına bile tahammülleri yoktur.
Fakat şimdi deniz bitti. Bir de Akşener Kaldırılan TC'ler ve medyadaki Atatürk aleyhtarı söylemleri ile seçmeni ürküttüler. Biraz da olsun oradan oy almak, iktidarı sürdürmek, oy kaybını durdurmak, hatta daha çok oy almak için, iktidarın kendi ilkelerinden vazgeçmiş görünmesi ve bunun en önemli eylemi olarak dümeni Atatürk'e kırması gerekiyor.
İşte, AKP'lilerin bugünlerde, Atatürk kelamını ağızlarından düşürmeyişlerinin nedeni, verecekleri hesaptan çok, Atatürk'ü ve izlerini silmeden, Atatürk'ü düşürmeden, iktidardan düşme korkularıdır. Bu yüzden iktidarda kalmak, iktidar olmaktan önemli hale gelmiştir. AKP'nin "Atatürk numarası" tam da bunun içindir. Bunun için, AKP teşkilatları 10 Kasım'da yüzsüzce Anıtkabir'de toplanıyor.