Önümüzdeki günlerde bir televizyon programında şunu işleyeceğim “Osmanlı'da devşirmeler, hangi dönemde devreye girdi?”
Çandarlı, Fatih sultan Mehmet'e “Ben de kayı boyundanım ben de bu ülkenin yönetiminde pay sahibiyim ortağım” dediğinde, Kuruluş ve varoluş döneminde mücadele edenleri tasvir etmek için gayrimüslimlerden gelen, anasız babasız çocukları devşirerek, Osmanlı yönetiminde sadrazam, paşa ve bürokrasiye, saraya yerleştirdiler.
Siyasi parti liderleri ilk yola çıkarken mücadelede yanında olanları ortak görürler, bu öyledir de.
Dolayısıyla onları tasfiye etmek, göndermek, dağıtmak her zaman işlerine gelir. Düşük profilli adamlar ararlar yanlarına, çantacılık, yalakalık yapacak adamlar işte.
Siyasi partilerin bugünkü sorunu budur. Tümüyle demiyorum ama çoğunlukla düşük profilli çantacılık bile yapamayacak çapsızlar siyasette öndedirler.
Bunları fark edersiniz, fark etmezsiniz ama yakınlarınızda esasında çoktur. Eğriye eğri deme, doğruya doğru deme özgüveni olmayan, sorgulamadan, araştırmadan uzak.
Liderin emri demir keser anlayışında olan robotlar demokrasi ve hukuku katledenlerin en başında gelir. Bu çapsızlar bu kişiliksiz duruşlarını kılıflamak için, “Lider, doktrin, teşkilat” gibi askeri terimleri seçerler.
Bunları eleştirecek, eleştirebilecek kapasitede olanlar, bu yanlışları ortaya çıkartıp gürültü çıkartabilecek kişi ve şahsiyetlerdir. Bu kişilikli cesur insanlar siyasetten uzaklaştırılarak yalnızlaştırılırlar.
Bu haksızlığı yaparken korkmazlar çünkü aşağıda kul, tebaa anlayışlı seçmen kitlesi, sürüsüne berekettir. İleri demokrasi olan ülkelerle yarışmak için öncelikle ülkemizde, öncelikli siyasi partiler yasasının değişmesi gerekmektedir.
Jakoben yasanın değişmesini ne iktidar, nede muhalefet hiç kimse istemiyor.
Bir partiye üyelikten, delegeliğe kadar, seçme, seçilme bir sisteme bağlanmadıkça feodal ve cemaatçi yaklaşımlı örgütlenmeler devam edecektir. Bu ise demokrasi ve hukukun gelişmesinin önünde en büyük engel olarak kalacaktır.