Sokağın sesine kulak verin yan gelip yatan siyasiler

Abone Ol

Siyaset,

Spor,

Magazin,

Sanat,

Şu-bu gibi saçma sapan gündelik hengamelerle, kısır döngülerle ülke uyutulmaya devam ediyor maalesef.

Oysaki!

Her gün kepenkler kapanıyor,

Her gün fabrikalara birer birer kilit vuruluyor,

Kamu kurumları borç batağında cebelleşiyor,

Belediyeler borç batağında çırpınıyor,

Bundan ötürü insanlar kaygılı, geleceğinden endişeli,

Bu durumdayken bile;

Gerek yandaş medya olsun,

Gerek muhalif medya olsun,

Biri de çıkıp dillendirmiyor ülkenin her geçen gün felakete gittiğini ve çıkmaza sürüklendiğini.

Şimdi tüm yurttaşlarımıza soruyorum?

Ülkenin sorunu, fener, Galatasaray veya Beşiktaş mı?

Ülkenin sorunu, AKP, CHP, MHP, İP, HDP ve diğer partilerin kavgaları mı?

Ülkenin sorunu kısır döngü siyasi çekişmeler mi?

Şu parti benim, bu parti senin...

O’ ona şunu dedi, bu buna bunu dedi...

eee dedi de ne oldu ne değişti?

Yıllardan beri bizi bu şekilde avutup duruyorlar, ama deveyi de amuduyla birlikte götürüyorlar bize diyen bu avam tabakası. Her ne hikmetse kimseden de çıt çıkmıyor adeta üzerine ölü toprağı serpilmişçesine.

Halk ekonomi bakımdan çıkmazdayken,

Açlık sınırının da altında yaşayan insanlar sokaklardan çöplükten ekmek toplarken,

Buğdayından tutunda, samanına kadar ithal ederken tarımı ithalleştirirken,

Hayvancılık yok edilirken,

Sanayi de, bırakın çanlar çalmayı, adeta komaya girmişken,

İcralık dosyalar patlamışken,

Kapkaç, hırsızlık, cinayetler her geçen gün çoğalırken,

Gelecek korkusuyla intiharlar başlamışken,

Birkaç yürekli yazarçizer haricinde basın sus pus olmuşken,

Akademisyenlerimiz suskun, bilim adamlarımız konuşmazken,

Adaleti emanet ettiğimiz, adaletin savunucuları ve temsilcileri hukukçularımızdan çıt çıkmazken,

Aman sen de ülkeyi ben mi kurtaracağım noktasında,

Bana ne neyime lazımcılık noktasında,

Bana dokunmayan yılan bin yaşasın düşüncesi hakimken,

Ülken vatanından kaçan Suriyeliler işgal etmişken

Ve biz hala sesimizi çıkarmadan uysal koyunlar gibi yaşamaya devam ediyorsak, merhum Milli Şairimiz Akif’in mısralarında;

“Yıkılır bir gün olur mahkemeler, ma'bedler;

En temiz yerleri en kirli ayaklar çiğner” dediği gibi,

O vakit vay cennet vatan Türkiye’min haline,

Yarın çok geç olmadan kendimize gelelim beyler,

Ülke elden gidiyor,

Sanayinden tut,

Tarımına,

Hayvancılığına kadar her şeyi batılı emperyalistlere teslim etmişsiniz.

Peki neden ve niçin?

Tarım arazilerin mi yok, sulak verimli toprakların mı yok?

Zengin maden kaynakların mı yok?

Üretim gücün mü yok?

İnsan kaynağın mı yok?

Bunların hepsi de güzelim cennet vatanımda fazlasıyla var. Görene, bilene çalışana ve uygulayana.

Onun için diyoruz üretmeyen milletlerin uzun süre yaşaması, hayatını devam ettirebilmesi ve ayakta kalabilmesi mümkün değildir diye.

Üretmediğin takdirde, terörü de çözemezsin,

Üretmediğin takdirde dış güçlerle de baş edemezsin,

Üretmediğin takdir de hiçbir diplomatik sahada, adam sınıfına da alınmazsın,

Gelirsin gariban vatandaşına efelenirsin, kükrersin ötesi de olmaz zaten.

Mecliste grubu bulunan partilere sesleniyorum;

Kavganın sırası değil,

Birbirinizi eleştirmenin sırası değil,

İç çekişmelerin sırası değil,

Ülkemizin ekonomi bakımdan tam bağımsız olabilmesi için bir an önce elbirliği ve güç birliğiyle üretim ekonomisine geçilmesine katkı sunun tam zamanı,

Kendi tarım ürünlerimizi üretmemizin tam zamanı

Kendi madenlerimizi çıkarmamızın tam zamanı,

Kendi hayvancılığımızı geliştirmemizin ve yerli hayvanlarımızı yetiştirmemizin tam zamanı.

Çünkü yarın çok geç olabilir.

Unutmayınız keşkelerin hayatta hiçbir faydası yoktur.

Onun için sokağın sessine, çığlığına kulak verin ve bir an önce üretim noktasında atılması gereken adımları atın ey devlet büyüklerimiz!