Tehdit

Abone Ol

Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında ve ülkenin dört bir yanını işgalcilerden temizlemesinde büyük bir rol oynamıştır. 1919-1922 yılları arasında Anadolu, Yunan işgali altındaydı ve bu süreçte İzmir’den Afyon’a kadar olan geniş bir bölge büyük bir zulme maruz kaldı. Yunan ordusu, bu dönemde camileri yakıp yıktı, köyleri tahrip etti, kadınlara tecavüz etti ve çocukları katletti. Bu barbarlık, Anadolu'nun kültürel ve dini yapısına büyük zarar verdi. Ancak Atatürk’ün önderliğindeki Kurtuluş Savaşı sayesinde, bu zulme son verildi ve Anadolu'da ezanın sesi hiç kesilmedi. Atatürk’ün cesur mücadelesi, ülkenin bağımsızlığını korumakla kalmadı, aynı zamanda halkın inanç ve kültürlerinin yaşatılmasını da sağladı.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 4. maddesi, devletin temel niteliklerinin korunmasını sağlar ve bu niteliklerin değiştirilmesini veya değiştirilmesinin teklif edilmesini yasaklar. Bu madde, Cumhuriyet’in temel ilkelerini korumak için koyulmuştur ve Türkiye’nin laik, demokratik ve sosyal hukuk devleti olarak kalmasını güvence altına alır.

Madde 4:

“Anayasa’nın 1. maddesindeki devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile 2. maddesindeki Cumhuriyet’in nitelikleri ve 3. maddesindeki hükümler değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez.”

Bu madde, Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasal yapısının ve milli birliğinin korunmasını sağlamak açısından kritik bir öneme sahiptir. Laiklik, cumhuriyetçilik ve bölünmez bütünlük gibi ilkeler, ülkenin siyasi ve sosyal yapısının temel taşlarını oluşturur. Anayasa’nın 4. maddesi, bu ilkelerin korunmasını temin eder ve herhangi bir değişiklik önerisi, ülkenin geleceğini ciddi şekilde tehlikeye atar.

HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nun, anayasanın 4. maddesinin değiştirilmesini talep eden açıklamaları, anayasal düzeni hedef alan bir suç olarak değerlendirilmelidir. Yapıcıoğlu’nun bu açıklamaları, anayasal düzeni bozmakla kalmayıp, aynı zamanda devletin ve milletin temel değerlerine yönelik büyük bir tehdit oluşturur. Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasal düzenini tartışmaya açmak, devletin ve milletin varlığını tehlikeye atan bir eylemdir.

Yapıcıoğlu’nun anayasanın bu kritik maddesinin değiştirilmesini talep etmesi, ülkenin temel ilkelerine karşı açıkça bir saldırıdır. Bu tür açıklamalar, anayasal suç kapsamına girer ve devletin hukuk düzenini tehdit eder. Yapıcıoğlu’nun açıklamaları, anayasal düzeni hedef alarak, Türkiye’nin demokratik ve laik yapısına zarar verme girişimidir. Bu tür eylemler, ülkenin iç güvenliğini ve halkın refahını ciddi şekilde tehlikeye atar.

Devlet ve Millet İçin Tehdit.!!

Zekeriya Yapıcıoğlu’nun anayasanın değiştirilmez maddelerine yönelik açıklamaları, devletin ve milletin temel değerlerine ciddi bir tehdit oluşturur. Anayasanın 4. maddesinin değiştirilmesini savunan her türlü girişim, Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına ve halkın birliğine zarar verecek nitelikte bir saldırıdır. Bu tür tehditler, anayasal suç kapsamına girer ve derhal hukuki süreçlere tabi tutulmalıdır. Yapıcıoğlu’nun bu tür açıklamaları, ülkenin iç güvenliğini tehdit eder ve hukuki olarak karşılık bulmalıdır.

Hükümetin Sessizliği ve Milletvekili Dokunulmazlığı.!!

Yapıcıoğlu’nun anayasal düzeni hedef alan açıklamalarına karşı hükümetin sessizliği, anayasal suçların üzerinin örtülmesine neden olabilir. Bu durum, devletin ve milletin güvenliğini ciddi şekilde tehlikeye atmaktadır. Hükümetin, anayasal suçlara karşı etkin bir şekilde yanıt vermesi ve bu tür tehditlere karşı gerekli adımları atması zorunludur. Yapıcıoğlu’nun anayasal düzeni tehlikeye atan açıklamalarına karşı hukuki adımlar atılmalı ve milletvekili dokunulmazlığı düşürülmelidir. Dokunulmazlık, anayasal suçların cezalandırılmasını engellememeli ve devletin temel değerlerinin korunmasını sağlamalıdır.

Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kazanılan bağımsızlık ve Cumhuriyet’in temelleri, Türkiye’nin bugünü ve geleceği için hayati önemdedir. Anayasanın 4. maddesinin değiştirilmesini talep edenler, devletin ve milletin bütünlüğüne yönelik büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Yapıcıoğlu’nun anayasal düzeni hedef alan açıklamaları, derhal hukuki süreçlere tabi tutulmalı ve anayasal düzenin korunması için gerekli adımlar atılmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerleri ve anayasal düzeni, her türlü tehditten korunmalı ve devletin geleceği güvence altına alınmalıdır.