Soğuk kış günlerinde sıcacık evlerinizde ahkâm kesmek kolaydır.
Siz hiç şehit annesinin yaşadığı acıyı yaşadınız mı?
O acıyı ciğerinizde hissettiniz mi?
Gelin bu acıyı yaşayan bir anneye soralım.
“Kimse terörün o kahredici acısını bilemez, ne zor şartlarda yetiştirdim.
Nasıl zorluklarla büyüttüm, bunu bilebilir misiniz?
En güzel döneminde kınalı kuzumu "Peygamber ocağına yolladım" Devletime teslim ettim.
Dikenler üzerinde, gözlerim hep televizyonda, inanın hiç kapanmazdı evde televizyonum.
O kara haber geldiğinde yıkıldım.
Allah kimselere nasip etmesin, hiç bir anneye nasip etmesin.”
Bir şehit annesinin duyguları bunlar.
Büyük bir "şark kurnazlığı" içerisinde laga luga yapamazsınız.
Sivil siyasetsin mutlaka terörden ayrıştırılması gerektiğine inanıyorum.
Bunu yolu da terörle mücadeleyi, siyasetle soslamadan bitirmektir.
Bu iş bir sarılıp öperek, bir kavga ederek olmaz.
Terörle mücadelede ikiyüzlü olmayacaksın.
Daha dün İmamoğlu seçimlerde İstanbul’un Kürt ahalisi sizin kotardığınız Öcalan mektubuna itaat edip İmamoğlu’na oy vermeseydi bu iklim böylemi olurdu?
Ya Cumhurbaşkanlığı seçiminde, Demirtaş "Sizi Cumhurbaşkanı olarak görmek istiyoruz" deseydi?
Gerçekleri fark etmeden, esen rüzgara göre siyaset yapma hastalığından kurtulmadan bir yere varılmayacağı aşikardır.
Ne yaparsak yapalım, hangi stratejiyi uygularsak uygulayalım, görülmektedir ki bu gök kubbe altında Kürtlerin bir siyasi hareketi olacaktır.
Beğenin ya da beğenmeyin, Kürt seçmenlerin büyük bir bölümünde buna dair bir siyasi bilinç oluşmuştur.
HDP'yi kapatsanız KDP'yi kurarlar.
Parti kurdurmazsanız, bağımsız aday olurlar. Bunu defalarca yaptıkları da bir gerçektir.
Adaylıklarını kısıtlarsanız, eşleri, çoluk, çocukları, akrabaları aday olur seçilir gelirler.
Bu büyük ve önemli siyasi hareketi nasıl yok sayacaksınız.
Siz onlarla ilişki kurduğunuz "meşru" muhalefet selam verdiğinde ise "gayri meşru" olacak.
Böyle bir çifte standartla bir yere varılamaz.
Kürtlerin siyasal partisi bir terör hareketi ise, Devlet olarak ona neden yardım ve yataklık yapıyorsunuz?
Yani dağ başındaki bir köylü, korku belası bir teröristi bir gece evinde saklasa, ona bir dilim ekmek verse , o köylüyü inim,inim inleten devlet,kendi yaptığını neden meşrulaştırıyor?
Onları meclis çatısı altına sokmam, mevki, makam araç ve gereç vererek, hazineden yardım yapmak ne oluyor.
Kürtlerin artık bir gerçek olmuş siyasal hareketini, onların oy tercihlerine göre değerlendirmeye hakkınız yoktur.
Bu iş siyah, beyaz kadar nettir.
Terörü bitirip, Kürt siyasal hareketini realize ve legalize etmediğiniz sürece, bu topraklara huzur gelmeyecektir.