ABD'nin "Gazze Şeridi'ni devralacağını" söyleyen Trump, Gazzelilerin de "başka bir yere gitmesi gerektiğini" söylemişti.
BBC'nin muhabiri Jeremy Bowen'a göre, Trump'ın bu tip açıklamaları yapma tarzına dikkat etmek gerekiyor.
Trump bir konuyu gündeme getirdiğinde, gerçekten hedeflediği ya da planladığı konuyu masaya doğrudan getirmeyebiliyor.
Bowen'a göre "Emlak pazarlığında ilk hamleyi yapar gibi" davranan Trump, ABD'nin gerçek politikasını açıklamamış olabilir.
Trump'ın başka bir plan üzerinde çalışırken kafa karışıklığı yaratmak için böyle bir çıkış yapmış olabileceğini söyleyen Jeremy Bowen, Trump'ın bir yandan İran'la "nükleer barış anlaşması" hedeflediğini açıklamasına dikkat çekiyor.
İran'la anlaşmak kuşkusuz ki Netanyahu ve İsrail'deki aşırı sağcıların hoşuna gidecek bir gelişme değil. Eğer Trump bir yandan onları da memnun etmek için Gazze açıklamasını yaptıysa, başarılı olmuşa benziyor.
Ancak Bowen, bu açıklamanın, halihazırda diken üstündeki Orta Doğu'daki belirsizliği ve istikrarsızlığı arttırdığının da altını çiziyor.
BBC diplomasi muhabiri Paul Adams da Trump'ın açıklamalarının satır aralarına işaret ederek, ABD'nin Filistin-İsrail diplomasisinin gerçekten de on yıllardır sorunu çözmeye yeterli olmadığını kaydediyor.
Trump'ın "emlak sektörü" kariyerini hatırlatan Adams, Gazze'nin yeniden inşasının devasa bir iş olduğunu, tüm alt yapının, okulların, hastanelerin, yeniden inşa edilmesi gerektiğini söylüyor.
ABD'nin Orta Doğu Temsilcisi Steve Witkoff, Gazze'de en az 10 yıl boyunca yaşamanın mümkün olmayacağını savunuyor.
Paul Adams'a göre ABD'nin Gazze üzerinde yasal olarak hak iddia etmesi mümkün değil ve Trump da ABD'nin egemenliğini nasıl empoze edeceğine dair bir bilgi paylaşmadı.
Tıpkı Grönland ve Panama Kanalı'nda olduğu gibi, Trump'ın gerçekten istediği şeyi mi söylediğini yoksa pazarlık etmek için mi böyle bir açıklama yaptığını bilmiyoruz.
Gazze'nin savaş sonrası nasıl yönetileceğine dair bugüne kadar çeşitli planlar masaya geldi.
Gazze'yi yöneten Hamas ve Batı Şeria'yı yöneten El Fetih Aralık ayında, Gazze'nin yönetimini görüşmek için bir ortak komite kurdu. Fakat bu komiteden bir sonuç çıkmadı.
Bazı planlar ise, Arap ülkelerin askerlerinden oluşan uluslararası bir barış gücünü içeriyordu.
Reuters geçen ay Birleşik Arap Emirlikleri, ABD ve İsrail'in, Batı Şeria'yı yöneten Filistin Yönetimi Gazze'de kontrolü sağlayana kadar bölgede geçici bir yönetim kurulmasını görüştüğünü yazdı.
Fakat İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu daha önce Filistin Yönetimi'nin savaş sonrası Gazze'de hiçbir rolü olamayacağı konusunda çok net açıklamalar yapmıştı.
Aslında sınırlı bir şekilde de olsa Gazze'de silahlı Amerikalı güvenlik güçleri bulunuyor. Bunlar Amerikan askerleri değil fakat Amerikan özel kuvvetlerinden ayrıldıktan sonra ABD'li özel bir şirketin işe aldığı 100 kişi. Gazze Şeridi'nin güneyinden Gazze kentine dönen kişilerin bindikleri araçları denetliyorlar.
Aynı kontrol noktasında Mısırlı güvenlik güçleri de görüntülendi.
Bunlar Gazze'de ABD liderliğindeki bir uluslararası gücün ilk işaretleri olabilir.
Fakat yine de bu, ABD'nin Gazze'yi devralmasından son derece uzak bir nokta. Böyle bir şey için Orta Doğu'da büyük bir askeri operasyon yapması gerekir - ki seçim kampanyası boyunca seçmenlere bunun tam tersini vadetmişti.