Türkiye yeni bir haftaya yeni bir gündemle girdi. TTB’nin “Savaş bir halk sağlığı sorunudur.” açıklaması ile gündem yeniden değişti ve Türklüğe karşı yeni bir cephe açıldı.
Türk Tabibler Birliği’nin yönetim kurulunu hiç tasvip etmedim, bu açıklamalarını da yersiz ve gereksiz buldum.
Bu açıklamaya elbette makul ve hak edilen cevap verildi, verilmesi de gerekliydi.
Fakat bu açıklama baz alınarak; şanlı Mehmetçiğin, Suriye’de kanı ve canı pahasına mücadele ettiği bir hassas dönemde; adeta Türklüğe savaş açılırcasına bir girişimde bulunmak ne kadar mantıklı ve doğru?
Kurum yöneticilerinin açıklaması, kurumu mu yoksa yöneticileri mi sorumlu tutar? Eğer suç ve suçlu varsa, TÜRK kelimesini kaldıracağınıza YÖNETİCİLERİNİ cezalandırın olsun bitsin. Hani siyasi partileri lider ve yöneticilerinin açıklamalarından dolayı kapatmayacaktık! Unuttuk mu yoksa?
Amaç, üzüm yemek mi bağcı dövmek mi? Pireye kızılıp da yorganın yakmak mı?
Sn. Erdoğan, bunu fırsat bilerek bu kurumların başındaki; Türk ve Türkiye sözcüklerinin kaldırılmasını emir buyurdu? Bu kaldırılma değerli AKP il ve ilçe başkanlarına, belediye başkanlarına soruldu mu? Sn AKP’li vekillerle istişare-meşveret edildi mi?
Elbette hayır!
Kimin demesiyle bu iş olacak? Bir tek kişinin söylemesiyle! Sonra da “Ne tek adamı?” diye yazan, çizen ve konuşanlara kızılıyor.
Bu istekte samimiyet sorgulaması yapılmalı mıdır denirse yapılmalıdır. AKP ve Genel Başkanının bu kelimelerle arası hoş değil. Diyelim ki TTB böyle densiz bir açıklamaya yaptı ve hak etti; peki Kızılay’ın ürettiği maden sularının üzerindeki “Türk Kızılayı” ibaresindeki “TÜRK” kelimesi ne söyledi de kaldırmıştınız?
Böylece, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ndeki “TÜRKİYE”, Türk Mimar ve Mühendisleri Odasındaki “TÜRK”, Türk Ocakları’ndaki “TÜRK” , Türkiye Kamu-Sen’deki “TÜRKİYE, Türk Eğitim-Sen’deki “ TÜRK” kelimeleri neden kalkacak?
Samimiyetle söylüyorum, Oda ve sendikaları dağıtmak ve küçültmek önce AKP’nin zararına olacaktır. Türkiye Barolar Birliğini dağıttınız, yerine Anadolu Barolar, Mezopotamya Barolar vs gibi baroların kurulmasını isteyen birileri vardı. Bu eylem, onların ekmeğine yağ sürecek, Türkiye’de tarifi olanaksız kaosların yaşanmasına neden olacaktır.
Kaldı ki 2019 seçimlerine girerken böylesine hassas sinir uçlarına dokunmak kime ne yarar sağlayacak; kutuplaşmadan gayrı?
Eğer bu hatadan dönülmez ve inatta ısrar edilirse bu işe en çok, FETÖCÜLER, APO ve PKK sevinecektir. Amaç bu mu?
Kurum yöneticilerinin hatalarından ötürü kurumları ve Türklüğü cezalandırmak kime ne sağlayacak; 2019 seçimlerinde göreceğiz? Öyle ki 2019’a AKP-MHP-BBP ittifakı bile yetmiyor ki, Sn. Temel Beyi de alma planları yapılıyor.
Herkesin aklıselim olmasında fayda var. Öfkeyle kalkanın zararla oturduğunu unutmayalım.
AKP’nin içindeki milliyetçi ve “Ülkücülük MHP’de yapılır” diyen arkadaşların bu işe ne dediklerini de merak ediyorum.
Koltuk, çıkar, menfaat ve lüks her şeyin üzerinde mi? Ne mutlu Türküm diyene!..
Esen kalınız.