Dün Habererk’de okuduğum bir yazı, beni, derinden sarstı. Dinlerarası dialog safsatasına şimdi de kültürlerarası dialog eklendi.
Yılbaşına karşı olan İslâmcılar, “Mekke’nin Fethi kutlaması” diye bir saçmalık çıkardılar. Mekke’nin Fethi, 31 Aralık’ta değil ama her sene kutluyorlar. Amaç ne? Millet, yılbaşı gecesi dinden çıkmasın. Karşıysan yat uyu kardeşim! “İllâ gel, Taksim’de zıpla!” diyen mi var? Taksim’e gidip zıplayan zâten senin kutlamana gelmediğine göre, Mekkenin Fethi gibi kutsal bir hâdiseyi niye alternatif yılbaşı malzemesi yapıyorsun?
İslâmcılar böyle yapadursun, kültür değişmesinin bir ürünü olan yılbaşı kutlamasını meşrûlaştırmak isteyen milliyetçiler de saçmalamaya başladılar. Yılbaşını geçtim, Noel’i Türkleştirme derdine düştüler. (Yeri gelmişken belirteyim, benim nazarımda böyleleri, ulusalcı, Kemalist Türkçü vs. her şey olabilirler ama asla Türk Milliyetçisi değiller!)
Eskiden beri yılbaşı kutlamaları vardı. Fakat bunun Türk kültürüne âit olduğu iddiâsını hatırlamıyorum. Çünkü böyle bir şey yok!
Böyle bir şey olmadığı, mezkûr yazının içinde var zâten. Şecaat arzedenler, sirkatin söylemiş ama dikkat eden yok.
Evet, Orta Asya’dan Balkanlara kadar Türklerin kutladığı bir yılbaşı var. Onun adı, 21 Mart Yenigün bayramı. Diğer adıyla Nevruz bayramı.
Yıllar evvel nevruzunu kutladığım bir Türk milliyetçisi bana, “Öyle PKK şeyleri söyleme!” diye itiraz ettiğinde, en çok Türk milliyetçilerinin teveccüh ettiği nevruza karşı böyle bir tavır konmasına, “Cehâlet işte!” deyip geçmiştim. Şimdi aynı şeyi söyleyemiyorum. Birileri, Noel’i Türkleştirmek için sinsice ilerliyor. Biliyorsunuz, yılbaşı 31 Aralık’tadır. Noel, daha evvel başlar.
Anlaşıldı. “Nevruz’dan uzak dur, Noel’e yaklaş!” dialogu başladı.
Dediğim gibi dünki haberde öyle bir saçmalık vardı ki bu hâin projeyi ele veriyor. 21 Mart’taki iklim değişikliğini alıp 21 Aralık’ta oluyormuş gibi anlatmak, nasıl bir bilimsel zekâ ürünüdür?
Buyurun okuyun:
“Kadim Türk astrolojisinde her yıl 21-22 Aralık arasında gündüz gece ile savaşır ve sonunda güneş galip gelir. Bu zaferden sonra gelen ilk dolunayda yeni yıl kutlanır. Bu bayram atalarımız için bir “Yeniden Doğuş Bayramı”dır. Türkler ile akrabalıkları bilimsel olarak kanıtlanmış olan Sümerlerde de “Nardugan Bayramı” kutlanması, yeni yıl kutlamalarının Türk kökenli olduğuna oldukça sağlam bir kanıttır.”
Bunu uyduran Türklük düşmanına sormak istiyorum:
21 Aralık’tan sonra güneş galip geliyorsa niye kış geliyor? Niye erbâin soğukları başlıyor? Niye kar yağıyor?
Evet, coğrafya bilgisi olarak “kışın gelmesi, güneş ışınlarının dünyadan uzaklaşması” demek olan gece gündüz savaşı (veya kış-bahar çekişmesi), halkın iklim kültüründe eskiden beri var. 21 Aralık’ta bu çekişmeden gâlip çıkan kıştır. Halk, değil sevinmek, karalar bağlar. Adı üstünde karakıştır. Zemherî soğukları gelir. Güneş, dünyadan uzaklaşır, yeryüzü buz keser.
Bunun neresi bayram? Türk Milleti aptal mı ki kış gelince bayram etsin?
Şitâiyyelerde, bu coğrafî hâdise, çeşitli şekillerde anlatılır. Üsküplü İshak Çelebi, halkın güneşe hasretini ne güzel anlatır:
“Gündüzün halk çerâġ ile ararlar güneşi
Bulmayup derd ile bir pâre od oldı her dil”
Güneş, savaşı kaybettiği için halka görünmeye yüzü kalmaz, dünyâdan uzaklaşır.
“Halka görünmege güneşün kalmadı yüzi
Dünyâyı eyledi gözine teng ü târ berf”
Halkın güneşe hasreti, 21 Mart’ta güneşin gâlip gelmesi ve yeryüzünün ısınmaya başlamasıyla sona erer. İşte Türklerin yılbaşı, bu gündür. Bütün nevruziyyelerde, halk şiirinde baharın gelmesi, güneşin savaşı kazanıp dünyâya yaklaşması, coşkuyla anlatılır. Kul Mehmet, Karacaoğlan ve daha niceleri, o güzelim bahar şiirlerini, Nardugan denilen zıkkım zamanında mı yoksa Yenigün bayramında mı söylemiş? Allah, akıl fikir versin!
21 Mart’ta güneşin gâlip gelmesini, utanmadan, arlanmadan 21 Aralık’ta oluyormuş gibi anlatmak, aklımızla dalga geçmektir.
Dinlerarası dialog saçmalıklarıyla “Canım, Hz. İsa’da bizim değil mi? Noel’i kutlasak ne var?“ deyip, Hristiyanların Peygamber Efendimizi reddetmesini umursamayanlar, şimdi de Noel ile Nezruz’u birleştirenlerin oyunununa geliyorlar.
Onlar gelsinler, baharın gelişini benimle birlikte kutlasınlar! Benim onlarla zemherînin gelişini kutlamam, akıllı işi değil!
“Türklük diye bir derdim var.” deyip tepe tepe İngiliz-Fransız gibi yaşamak isteyenler, ne kutluyorlarsa kutlasınlar ama Türk Kültürünü âlet etmesinler!
Türk Milletinin millî yılbaşısı, 21 Mart’tır. Nokta!