Türkiye'ye operasyon

Abone Ol

Siz bakmayın arada bir ABD karşıtı söylemlere, bunların çoğu muvazaalı söylemler. ABD'nin Suriye planı adım adım işliyor.(Belki de İdlip saldırısı bunun için, Esat'la konuşma ihtimalini yok etmek,Türk kamuoyunu bu yönde ikna etmek için yapıldı) Arada bir ABD'ye sallamasanız, onlar da size sallamasa bu planı millete nasıl yutturacaksınız?

Bu göç dalgası öngörülemeyen bir durum değildi. Bir ülkede merkezi yönetim dağıtılırsa hangi güç örgütlüyse boşluğu o doldurur. Üstelik bu Irak'ta görülmüş,tecrübe edilmişti. Buna rağmen bu politikada ısrar edildi, neticede savaşın tüm faturası Türkiye'ye kesildi.

İYİ partili Ümit Özdağ, Suriye'de PKK'ya alan açmak maksadıyla yapılan bu etnik temizliğe karşı çıkıyor ve haklı olarak sıranın Türkiye'ye de geleceğini söylüyor. Bunları söylüyor diye de belli çevreler tarafından ırkçı/faşist ilan ediliyor. Bu karşı çıkış mazluma kayıtsızlık veya ırkçılık değil, bu, Türkiye'yi de hedef alan Türk ve İslam dünyasını ABD/İsrail çıkarları doğrultusunda parçalama planına karşı çıkıştır ve son derece isabetlidir.

Ne yazık ki, Müslüman dünyada bu planları bozacak ne milli şuur ne de anlama kabiliyeti var. Buna bir de Kurandan kopuk din kültürü eklenince topluma her şeyi kabul ettirmek mümkün hale geliyor. Biri farklı bir şey mi söyledi, hemen fitne fesat suçlaması ile susturuluyor. Dini kavramlar siyasetin yanlışlarını örtmek, ülke ve millet aleyhine olan tasarruflarını meşrulaştırmak için kullanılıyor. Dini siyasetin manivelası haline getiren bu kültür bize Emeviliğin bir hediyesidir. Bu anlayışa göre, siyasi iktidarın kaynağı Allah, devleti yöneten kişi de Allah'ın vekildir. Böyle olunca da, Allah adına iş gören bir yöneticiye muhalefet etmek, politikasına itiraz etmek de bu mantığın tabii bir sonucu olarak imkansız hale gelmiştir. Emeviler döneminde bu sakim anlayışı pekiştirmek için sayısız hadis uydurulmuş, Yüce Peygamber Emevi kabileciliğinin hırslarına alet edilmiştir. Ahmet Akbulut, Emeviler döneminde hadis uydurmacılığının, Arapların İslam üzerinde tekellerini kaybetmelerine karşı geliştirildiğini, Kurani ilkelerin Arap Kültürüne kurban edildiğini söylemektedir.(Kuran'a Yabancılaşma Süreci/Otto yayıncılık) İflas etmiş Suriye politikasının dini kavramlarla meşrulaştırılmaya çalışılmasının arkasında da bu mantık vardır. Bu dini dayanışma değildir, dini kullanarak orta vadede ülkenin bölünmesine neden olacak nüfus mühendisliğine kapı aralamak, dini, amacının tersine kullanmaktır. Suriyelilere sahip çıkmanın tek şekli niçin topraklarını boşaltıp Türkiye'ye getirmek olsun? Onların sorunlarını İslam kardeşliği çerçevesinde başka türlü de çözmek mümkündür. Bu bağlamda Trump'ın Suriyelilere vatandaşlık verin çağrısını da bir tarafa not etmekte fayda var. ABD planı, geleceğe yönelik hedefler için Suriyelilerin Türkiye'de kalıcı olmasını öngörüyorsa, bizimde farklı projeksiyonlar geliştirmemiz gerekmez mi? Geçmişte Balkan göçmenlerinin küçük bir kısmının Doğu ve Güneydoğu'ya yerleştirilmesi, PKK artığı bölücü yazarların yazdığı kitaplarda nüfus mühendisliği ve onların ifadesiyle bölgenin demografik yapısının değiştirilmesi olarak değerlendirilip şiddetle karşı çıkılmıştı. Ama aynı PKK artıkları, Suriye'den gelenleri ellerini, avuçlarını ovuşturarak seyrediyorlar. Plan büyük ama bunu anlayacak, anlamlandıracak bir halk yok. Bu zihniyet değişmedikçe İslam dünyası dış operasyonların, çapsız ve milli duyarlılıktan yoksun, defolu siyasetçilerin oyuncağı olmaktan kurtulamayacaktır!