ÜÇ BEŞ KURUŞLUK YAZARIN YAZILARI

 

Allah kavgada bile "mert" nasip etsin.

Her kavgada “mert” olana hasretiz; Payımıza “namert” düşüyor…

Hayatını hiçbir bedel ödemeden, “ödenmiş bedellere saltanat” kurarak yaşayan, bedel ödeme dendiğinde aklına “maaş almaktan başka” bir tasa gelmeyen birileri sıkça, Habererk, İsmail Türk, İrfan Sönmez ve beni, ve bizim üzerimizden Sayın Meral AKŞENER’İ kalemlerine bulayıp, müfteriliğin zirvesine tırmanmaya başladı…

Sabah ve Yeni Akit gazetelerine haber yaptırdıkları yetmiyormuş gibi, şimdi konjektörden istifade! merak ettikleri konularda siyasi nüfuzlarını kullanıp! konuları aydınlatacaklarına: bizler ile sulandırıp, hedef saptırmalarını nasıl anlamamız gerekiyor?

Failler size “hakikatleri sulandırıp saklama görevi” mi verdi?

 

….

 

Uzun zamandır Ülkemizde cereyan eden olaylar, bizim dışımızda kalmış, “bir iktidar kavgasından” başka ne olabilir?

Burada seçim ile iş başında olan bir iktidara karşı: “HİZMET”  adı ile örgütlenip, nereye ne kadar sızdığı ve hangi maksat/maksatlara “hizmet” ettiği meçhul (TÜRK MİLLETİNE HİZMET ETMEDİĞİ AÇIK) bir yapı: “FETÖ” var.

Bu yapıların (FETÖ) ülkede olan birçok olayın ya faili, ya da faillerinin gizli koruyucusu ve teşvik edicisi olduğu ortay çıkıyor.

Burada hedef saptırmak için mutlaka sulandırma hamlesi yapılması gerekiyor.

İşte tam burada kendi ifadesi ile (İsmail Türk’e söylediği: aldığımız üç-beş kuruşluk maaşımızı dile doladın) üç-beş kuruşluk yazarın derdi ve maksadı hakikat ise: 15 temmuz sonrası MHP nin etkisini, bize iftira ile kullanmaya çalışması karşısında ciddi kuşkularım oluşmaya başladı!

Devlete işini öğretecek değilim. Ancak şunu belirtmekte fayda var: hayatlarını tamamını yanlış/doğru demeden; “ülkücü” çizgi ve anlayışta geçirme gayreti içinde olan, her düşünce ve tavrını bir mücadele çizgisi içinde geçirmeye çalışan ( bir hata yaptığında bedel ödemeden kaçınmayan), bir çok sefer dinleme ve takiplere (yasal/gayri yasal) muhatap olarak, hayatımızın nerde ise her anını açık yasayan bizlerden “FETÖCÜ” çıkarmaya çalışan bu şahısların, tıpkı “FETÖCÜLERİN” yaptığı gibi “koruyucu” bir tavır ile hedef şaşırtma girişimleri olduğunu düşünüyorum.

Bu şahısların derdi hakikatlerin ortaya çıkması olsa idi: hakikat için çaba harcaması gerekenlerin, Partinin bu gücünü, hakikatleri sulandırmak ile örtmelerine hiçbir kimse müsaade etmez idi.

Bu sulandırma ile 5 senedir bu konular aydınlatılamamaktadır.

Partinin gücünü hakikatleri saklamak ve iftira ile perdelemek için kullananların bu tavırları kuşku doğurmaktadır.

Bunun gereği; parti ve devlet yetkili organlarına düşmektedir.

….

3:94 -

Kim bundan sonra Allah'a karşı yalan uydurursa, işte onlar zalimlerin ta kendileridir.

 

 

Kuranı kerimde iftira ile ilgili 29 ayet bulunmaktadır. Bir tanesini yukarı aldım.

Mazlum için sığınak Allah’tır. Zalim için sığınak yoktur: Lanettir.

Kendi amaçları için, iftirayı bir “metot” haline getiren bir yapını akıbeti, kime ders olur bilmiyorum!

Bildiğim ve gördüğüm şudur: iftira atana ve iftira atıldığında sessiz kalana Allah bu dünyada ve ahirette huzur vermiyor…

Örnek mi? İşte : FETÖ…

Kendi tabiri ile “üç-beş kuruşluk” yazar: anladın mı?

Her zaman Allah’a emanet olun.