Kıymetli okuyucular; bugün Ukrayna savaşı ile Karabağ’da son yaşanan olayların perde arkasına değinmek istiyorum...!
Kimi çevreler Rusya’nın sınır komşumuz ve dostumuz olduğunu; Rusya ile aynı ittifakta olmamız gerektiğini iddia etmektedir oysa tarih ve coğrafya Rusya ile Türkiye’yi rakip hale getirmiştir. Orta Asya’da Türkiye güçlü olduğunda Türkler oyun kurucu aktör olmaktadır; Rusya güçlü olduğunda ise Ruslar bu bölgelerde oyun kurucu aktör olmaktadır aynı şekilde Ortadoğu ve Balkan’lar dada hangi ülke güçlü ve dominant ise buralarda o ülke oyun kurucu rol üslenmektedir…
Teferruata girmeyeceğim ancak tarihi istatistikler göstermektedir ki bir Rus ile bir Türk aynı yatağa asla giremez…
Bu pencereden bakarak Rusların dostumuz olduğunu/olmalı iddia edenlere sormak lazım; Rusya Suriye’de karşımızda, Libya’da karşımızda, mavi vatanda karşımızda böylemi dostumuz olacak? Buna kargalar bile güler! Rusya ile domates ve portakal ihraç etmekten öte hiçbir yakınlığımız olamaz…
Ruslar 2014’de Kırım’daki Rus nüfusunu gerekçe göstererek Kırım’ı işgal etti ve böylece Rus- Ukrayna savaşı başlamış oldu. Aynı zamanda ise Kazakistan’daki Rus yoğunluğunu gerekçe göstererek Kazakistan’ın kuzey bölgesini de istediğini deklare etti. 2022 yılında ise DONBAS bölgesindeki Rus nüfusunu bahane ederek Ukrayna’yı tamamen işgal hareketine başladı.
Eğer bu savaşı Allah muhafaza Rus’lar kazanırsa Türkistan ve Kafkaslar ’da acı, elem ve göz yaşı eksik olmayacak aynı zamanda ise çatışma halinde olduğumuz uluslararası konularda Türkiye’yi daha çok sıkıştıracaktır.
Şayet Ukrayna kazanırsa karizması çizilen Ruslar güç ve irtifa kaybedecek beraberinde ise Türkistan coğrafyasında Ruslara karşı öz güven oluşacaktır.
Özetle güçsüz Rusya mutlu Türk dünyası ve Kafkasya demek olduğu gibi güçsüz Rusya güçlü Türkiye demektir…
Şimdi gelelim Karabağ’da son yaşanan olaylara: Karabağ zaferinden sonra anlaşma gereği bölgede Rus barış gücü oluşturuldu. Ne hikmet ise sözde dostumuz Rus barış gücü bölgeye barış yerine Ermenilere yeni nesil silah getirerek Ermenileri Azerbaycan’a karşı tahkim etmiş… çünkü bölgede Ermenilerin lehine bir kaos çıkartarak Zengezur koridorunun açılmamasını istemektedir. Rusya ile beraber bir avuç fars azınlığın yönettiği İran’da Ermenistan’a her türlü desteği vermektedir. Şimdi İran İslam cumhuriyeti neden Hristiyan Ermenileri bu kadar destekliyor diye düşünebilirsiniz/ düşünmelisiniz de!
Avşar imparatoru Nadir Şah’ın öldürülmesinden sonra bölgede oluşan Türk beylikleri ancak 70 yıl kadar Ruslara karşı direnebildiler. Rus galibiyeti sonrasında yapılan “Gülistan” ve “Türkmençay” anlaşmaları ile bölge üçe ayrıldı. REVAN ve kuzey Azerbaycan Rus tarafında, güney Azerbaycan bölgesi ise İran’a bırakıldı. Azerbaycan’ın bir parçası olan revan bölgesindeki Türkler soykırıma maruz bırakıldı. Bölgeye ise Anadolu, Rusya ve İran’daki Ermeniler iskân edilerek Türkiye’nin turan hattına tampon olması için öz be öz Türk yurdu olan Revan’da Ermenistan devleti inşa edildi.
15 milyon fars azınlığın yönettiği Nadir şahın ülkesi İran’da 55 milyon Türk yaşamaktadır. Bu nedenle Türkiye İran’ın uykularını kaçırmaktadır zira İran sosyolojik olarak bir TÜRK devletidir… bunu anlamınız için dünyanın en büyük Türk futbol takımı olan İran’ın traktör kulübünü takip etmenizi tavsiye edebilirim…
Bir tarafta Türkiye’nin Turan’a girmesini engellemeye çalışan Rusya, öbür tarafta Türkiye kontrollü İran Türklerinin yapması muhtemel sivil darbe girişimi korkusu yaşayan İran’ın Karabağ’da Ermenileri desteklemesi Zengezor koridorunu zora soktuğu gibi bölgedeki kaosta devam etmektedir…
Türkiye tarihi düşman ve rakipleri tarafından adeta muhasara altına alınmış durumda iken dünya kamuoyuna Zengezor olmaz ise İran’dan bir hat oluştururuz diye haykıran Tayyip Erdoğan’ın yüksek performansı ile devlet denen mefhumun ehemmiyetini bilen aksakallımız Devlet Bahçeli’nin kurmay aklı birleşerek ülkede muhteşem bir sinerji oluşmuş; Türk savunma sanayiinde yapılan devrimlerle Türk ordusu muharip kabiliyetinin yanında askeri teknoloji ile de donatılmış durumdadır…
Hal böyle olunca Türkiye’nin yükselişinden rahatsız olan Rusya, İran ve dahi neokapitalist batı dünyası da el birliği
İle Turan’ın gerçekleşmemesi için Türkiye’yi oyundan düşürmeye çalışmaktalar.
Son olarak bugün emniyet genel müdürlüğümüzün önünde canlı bomba patlatarak silahlı çatışma çıkartıp ülkede bir iç kaos yaratmaya kalkışmışlardır.
Yüz üstü çok sürünen Türkiye; bu tür provakatif eylemler konusunda ziyadesiyle tecrübe sahibidir. Yukarıda yazmış olduğum saiklerden dolayı gerek bölgede gerekse ülke içinde yaşadığımız türbülansların tamamı Turan’ın doğum sancılarıdır!
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün veciz bir sözü ile sizlere veda etmek istiyorum: “Türk birliğinin hakikat olacağına inancım sonsuzdur belki ben göremeyeceğim ama gözlerim onun rüyası ile kapanacaktır...!"