Ülkücü hareket neden bütünlüğü yeteri kadar sağlayamıyor, dendiği zaman aklıma şu düşünceler gelir.
Birincisi samimi insanları samimiyetsiz ya da yeteri kadar donanı olmayanların ciddiye almayışları.
İkincisi dava dediğimiz fikri, ne kadar özümsediğimiz ve inandığımızdaki samimiyet durumu.
Üçüncüsü yaşımız yaşantımız ne olursa olsun Ülkücü adayı olduğumuzu unutmamak. Lider teşkilat doktrin üçlemesini hayatımızda yaşayış felsefesi yaparak yaşamak. Dördüncüsü Başbuğ Alparslan Türkeş Bey’in de bahsettiği fitne fesat dedikodu uzak durmak.
Değerli arkadaşlarım bu maddeleri fazlaca sıralayabiliriz.
İşin özü şu aslında.
Örnek karakterimizle savunduğumuz ya da inandığımız değerlerle yaşamalı ve fitne fesat gibi ayrıştırıcı kavramlardan uzak durmalıyız. Bugün, hareketin merkezi kabul edelim ya da etmeyelim Türk dünyasının ve Türkiye’nin Türk milliyetçiliğini en iyi savunan ve bu konuda refleks gösteren Ülkücü harekettir.
Ülkücü hareketin siyasi temsilcisi MHP’dir.
Evet, MHP yöneticileri bizlerin düşündüğü gibi hareket etmiyor olabilirler.
Zaman zaman bu olumsuzluk bizleri üzmektedir, ancak siyaset zaman ister özümsenmek ister, anlayış ister. Biz istediğimiz fikirlerin, düşüncelerin hemen olmasını istiyoruz.
Değerli okurlar aslında siyaseti, siyasi temsilcilerimize bırakmak en iyi karar olabilir.
Bizse büyük bir kararlılıkla davayı çevremize aktarmalıyız.
Sevgiyle yapmalıyız bunu.
Efendim Devlet Bahçeli şöyle dedi, böyle dedi, beni temsil etmiyor, dedik.
Bunun teşkilata zarar verdiğinin farkına uzun müddet varamadık.
Gelin yeniden başlayalım, sevelim sevilelim.
On yedi yaşındaki tertemiz duygularla Ülkü Ocaklarının kapısından içeriye giren Anadolu genci olalım.
Takılmayalım günübirlik siyasi söylemlere. Gelin bir ülküdaşımızı arayalım. Hâl hatır soralım. Darda olanları kucaklayalım.
Cezaevinde bulunan bir ülküdaşımızı, yıllar önce bir simidi paylaşmışlığımızı hatırlayarak ahde vefanın imandan olduğunu bilerek ziyaret edelim ya da hastanede yatan ülküdaşımıza gidelim.
Emin olun arkadaşlar biz davanın gerektirdiğini yaşar ve yaşatırsak, davayı savunan çevreler de gelin beraber ülkümüzü yarınlara taşıyalım, derler.
Değerli okurlar ülkemizin ilelebet yarınlara ilerlemesi, sağlam zeminler üzerinde durmasının en büyük faktörü Ülkücü hareketin yıllarca yapmış olduğu ve yapacağı mücadelenin ta kendisidir. Bundan dolayıdır ki birbirimizi sevelim sayalım.