Ülkücü irade ve ülkücü camia bir yol ayırımına gelmiş durumda. Ülkücü edep ve adap terbiyeli, vatan sevgisiyle mayalanmış ülkücü irade asla ve asla ne satılıktır nede kiralık. Bunu herkes böyle bilsin ve böyle bellesin.
Sn. Bahçeli yönetimindeki MHP, Türk siyasetinde adını” Ülkenin Bekası” koyduğu ve ne olduğu, kime hizmet ettiği belli olmayan bir yola girmiştir.
Kendilerine hayırlı olsun. Elbette tarih onu da yazacaktır. Önemli olan tarihin nasıl yazdığıdır. Çünkü tarih NERON’u da, Fatih Sultan Mehmet’i de, Nemrut Mustafa’yı da yazmıştır.
Bizler Sn. Bahçeli’nin tutumunu beğenmediğimiz için, kongre istedik olmadı. Olmadığı gibi bizleri MHP’den de İHRAÇ etti ve bütün yasal yolları da AKP ve Sn. Erdoğan’ın desteği ile kapattı.
Şimdi bizler; gururu kırılan, onuru incinen ülkücü iradeyi yeniden hak ettiği yere, ülkemizi yeniden parlamenter demokratik sisteme taşımak için yeni bir yol denemekteyiz. Bizler devletimiz ve milletimizin geleceği için bir tercih yaptık. Bu tercih, İYİ Parti ile aydınlık bir Türkiye mutlu bir millet inşa etmek ve ÜLKÜMÜZÜ iktidara taşımak.
Tercihi bizden başka olanlar da olabilir. Onlara da saygı duymak asli vazifemizdir. Bir tek noktaya kilitlenmiş durumdayız: ülkemizi yeniden hukuk devleti yapmak, ordumuzu olması gereken yere getirmek, taşları yeniden yerli yerine oturtmak ve genel başkanımız Sn. Meral AKŞENER hanımefendiyi aziz milletimizin yüksek teveccühü ve Allah'ın izni ile ülkemizin cumhurbaşkanı yapmak.
Bundan gayrısı bizi ilgilendirmiyor.
Kim hangi ittifaka girmiş, bu ittifakı alfabemizin hangi harfleri ile anlatmakta; bunlar hep kendi meseleleridir. Bu kararları alırken kimlerle görüştü de bu karara varıldığını bilmiyoruz.
Demokrasilerde parti yöneticilerinin kararları, kendilerine oy veren seçmenin çoğunluğunun iradesine dayanır.
Peki, Bahçeli'nin iradesi neye dayanıyor?
Ülkücüler, Bahçeli'nin her kararını desteklemeye hazır "yığınlar" mıdır?
Bu çerçevede tercihlere ve tercihlerin sonuçlarına saygı duymak; siyasi nezaketin en somut göstergesidir.
Bütün bu olanlara karşın “Beka” diye olaylara bakıp, MHP’de siyaset yapacak arkadaşlarımıza da selam olsun. Elbette, “Eyyyy Bahçeli! Sen bozkurtlarla mı geziyorsun? Ben eşrefi mahlukatlarla geziyorum, bunlar Fatiha’yı bile bilmezler! Faşist, kafatasçı” hakaretini içlerine sindirebiliyorlarsa ve buna rağmen Sn. Erdoğan’a oy verebileceklerse!..
Ben Sn. Bahçeli’nin, “MHP’nin 2019’da Cumhurbaşkanı adayı yoktur. MHP Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleme kararı alır” beyanını tersten okuyunca: “Ey ülkücüler benden size fayda yok. MHP’nin ülkücü iradeyi iktidar edecek mecali de kalmadı; başınızın çaresine bakın ve İYİ PARTİ’nin etrafında toplanın” uyarısı olarak gördüm. Başka türlü nasıl demesini beklerdiniz?
Bizim amacımız, ülkemizin geleceği, asil milletimizin aydınlık yarınlarıdır.
Amacımız: çağdaş, kalkınmış, fakiri kalmamış, emeklisi çalışmaya mahkûm olmamış, soru hırsızlığının olmadığı, adaletli ve yansız bir yargının ülkeye egemen olduğu bir Türkiye’dir niyetimiz.
Bu amaçla çıktık bu yola! Kalanlara tekrar selam olsun.
Allah (c.c.) milletimizin yarınlarını aydınlık eylesin. Evlatlarımıza İYİ ve mutlu bir ülke bırakmayı da bizlere nasip etsin. Bu yolda bir çakıl taşı, çorbada bir tık tuz olacaksak Allah yolumuzu aydınlık eylesin.
İnşallah inanıyorum ki, ülkücü irade, İYİ Parti ve Sn. Akşener ile bu davada görev alanlar sayesinde iktidar olacak ve ülkeyi yönetecektir.
Esen kalınız.