Kafamda o kadar çok yazı birikti ki, yazıp bir klasörde saklamak bile baş ağrımı artırıyor!
Mesela, "Ülkücülük" nedir?
Hiç sesini soluğunu çıkarmadan "adanmışlık duygusu" içinde, "adaklık" sırasının kendisine gelmesini beklemek mi?
Siyaset söz konusu edildiğinde, kendilerine ayrılan "kotaya" sığmaya çalışmak mı?
Ülkücülerin birbirlerine hitabına bakınca: Kendine bir mevki! makam! bulduğunda doğrularından rûcu etmek! makam ve mevki bulamadığında "eleştirisel/muhalif" olup, kabından taşmak mı?
Beka sorunu var deyince otomatik taarruza geçip! beka sorunu yok iken; tarla, bahçe işlerinde "ırgatlık" yapmak mı?
Diri kalınca şüpheli "HAİN"...
Ölünce "ŞEHİT" olmak mı?
Her bir siyasetçinin iddiasına bakıp; kendi iddialarından vazgeçmek; "iddiasız" olmak mı?
Makam mevki sahibi olmayı değil, makam mevki sahibi olmamayı: "ERDEM" saymak mı?
Devleti yöneten değil, devleti yönetenlerin; "yönetileni" olmak mı?
Yaşadığı her anın bedelini öderken, bu ödenmiş bedellerin kime ciro edildiğine bakıp; "başını öne eğip razı" olmak mı?
Dertli sıkıntılı günlerde "yalnız"
İkbal günlerinde, hatırlanmamak: "YOK" sayılmak mı?
İkbal denilince bir "koltuk" çok görülürken, cezaevlerinde sürekli; "ranza" sahibi olmak mı?
Kendine yer açmak isteyenlerin gördüğü bir engel olarak sürekli, "İFTİRALARA MARUZ" kalmak mı?
Sahi nedir sizce: ÜLKÜCÜLÜK....
Her zaman Allah'a emanet olun.