BBC Türkçe'nin haberine göre; Kuruluşun raporunda ailelerinin rızası olmadan yetimhanelerde tutulan tüm Uygur çocukların salıverilmesi çağrısında bulunuluyor.
İnsan hakları grupları, Çin'in bir milyondan fazla Uygur Türkü'nü gözetim kamplarında tuttuğunu söylüyor.
Çin hükümeti ayrıca Uygur Türkleri ve diğer Müslüman azınlıklara yönelik insan hakkı ihlalleriyle de suçlanıyor. Suçlamalar arasında bu kişilerin zorla çalıştırılması, kısırlaştırılması, cinsel taciz ve tecavüz de var.
Pekin yönetimi ülkenin kuzeybatısındaki Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde Uygurları gözetim kamplarında tuttuğunu reddediyor, "terörizmle mücadele" için bu kişilerin "yeniden eğitime tabi tutulduğunu" iddia ediyor.
'Çocuklarımı bir daha görebilecek miyim, bilmiyorum'
Af Örgütü, çocuklarını yakınlarına bırakarak Çin'den kaçmak zorunda kalan ailelerle konuştu.
Kuruluşun konuştuğu kişiler, Uygurlara yönelik baskıların yoğunlaştığı 2017'den önce Sincan'dan kaçmayı başarabilen anne-babalardan oluşuyor.
Uluslararası Af Örgütü raporuna göre Mihriban Kader ve Ablikim Memtinin, Çin polisinin kendilerine baskı yapmaya başlaması ve pasaportlarını vermeye zorlamasının ardından 2016'da Sincan'dan İtalya'ya kaçmış.
Çift, dört çocuğunu anne-babalarının yanına bırakmış. Ancak çocukların büyükannesi gözetim kampına götürülmüş, dedeleri de polis tarafından sorgulanmış.
Mihriban Kader, "Annemle babamın başına gelenlerden sonra diğer akrabamız, çocuklarımın bakımını üstlenmeye cesaret edemedi. Çünkü kampa gönderilmekten korkuyorlardı" dedi.
Kader ve Memtinin, Kasım 2019'da çocuklarını yanlarına getirebilmek için İtalya hükümetinden izin almış.
Ancak Kader, çocukların yolda Çin polisi tarafından alıkonulduğunu ve yetimhaneye gönderildiğini söylüyor, "Şimdi çocuklarım Çin hükümetinin elinde ve hayatım boyunca onları bir daha görüp göremeyeceğimi bilmiyorum" diyor.
Ömer ve Meryem Faruh'un hikayesi
Ömer ve Meryem Faruh çifti de beş ve altı yaşlarındaki iki çocuğunu arkalarında bırakarak 2016'nın sonlarında Türkiye'ye kaçmış. Pasaportları olmadığı için çocuklar büyükanne ve büyükbabalarıyla kalmışlar.
Çift, çocukların büyükanne ve dedelerinin gözaltına alındığını ve çocuklarından bir daha haber alamadığını söylüyor.
Amnesty International'ın raporunda Çin'in Sincan'a girebilmesi için BM insan hakları uzmanları, bağımsız araştırmacılar ve gazetecilere izin vermesini çocukların da ailelerine teslim edilmesi çağrısında bulunuldu.
Kuruluşun Çin uzmanlarından Alkan Akad, "Çin'in acımasız toplu gözaltı uygulamaları parçalanmış aileleri çok zor durumda bıraktı: Çocukların ayrılmasına izin verilmiyor. Geri dönmeye çalışacak aileler de kamplara gönderilme tehdidiyle karşı karşıya" dedi.
ABD, Kanada ve Hollanda hükümetleri Çin'i Uygur Türklerine karşı soykırım uygulamakla suçlamıştı. İngiltere parlamentosuna sunulan benzer bir karar tasarısı ise reddedilmişti.