Dünyada insanın var olduğundan beri değeri bir türlü verilmeyen varlık; KADIN.
Oysa kadın doğurgandır, nesillerin devamı onun sayesindedir. Buna karşın her biri de bir kadının eseri olan erkekler, her nedense kadına hak ettiği değeri v ermekten hep uzak durmuşlardır.
Kur’an’da kadın, hadislerde kadın isimli bir eser çalışmaya başlamıştım. Bazı ilahiyatçı arkadaşların ikazı ile vaz geçtim. Bu çalışmamda şunu gördüm ki, Türkler ve yüce ATATÜRK hariç bütün uluslarda ve liderlerde kadın, hep ikinci sınıf ve hakları yenmiş bir varlık.
Dünyada kadının, yeri ve Atatürk’ün kadına verdiği değer:
Bir Rus:
- Her kadın bir damat için doğmuştur. Tanrı karısını dövenin rızkını artırır.
Bir Alman:
- Yeryüzünde iki iyi kadın vardır: biri daha doğmamıştır, diğeri de ölmüştür.
Bir Bulgar:
- Kadın şeytandan beterdir.
Bir İranlı:
- Kadın iblisin kamçısıdır.
Bir Hintli:
- Kadın cehennemin baş kapısıdır.
Bir Arap:
- Kadınlar yarı beyinlidir. Saçı uzun aklı kısadır.
Bir Yahudi:
- Bir erkeğin istemeyeceği üç şey: bahçesinde yaban ot, şarabında sirke, evlatları arasında bir kız.
Bir İngiliz:
- Bir kadın evden üç kez çıkabilir: vaftiz edilmek için, evlenmek için, gömülmek için.
Bir Fransız:
- Zengin bir erkek, hiçbir kız-kadın için hiç çok yaşlı değildir.
Derlerken:
Osmanlı coğrafyasında da kadın: "erkeğin elinin kiri" olarak diye anılırken; yeryüzünde ilk kez bir lider ve bir devletin kurucusu; Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Yeryüzünde gördüğünüz her şey kadının eseridir" diyerek dünya kadınlarını onurlandırıp,
"EY KAHRAMAN TÜRK KADINI, SEN YERDE SÜRÜNMEYE DEĞİL, OMUZLAR ÜZERİNDE GÖKLERE YÜKSELMEYE LAYIKSIN.” Demiş ve kadına hak ettiği değeri ve statüyü vermiş tek lider olarak tarihe geçmiştir. Aslında bu hak, Kuran’ın da kadına verdiği haktır.
Cemaat ve tarikatların baskısı altında, kadınlığını unutan Türk kadını; oku ve Ata’nı tanı.
Esen kalınız.