Üretim Yok - Zam Çok

Abone Ol

Değerli okuyucularım gün olmaya ki zam haberi duymayalım. Hele hele günümüzde, mevcut iktidar hayatımızı zamlarla esir almış durumda. Gün olmaya ki bir şeye zam gelmemiş olsun. Sorsanız biz yapmıyoruz, bilmem şu kurum yapıyor, falan kuruluş yapıyor.

Peki bilader;

Bunları kim denetliyor,

Kimin kontrolünde hareket ediyor

Ve kimin bilgisi dahilinde zam yapma kararı alıyor.

Asgari ücrete üç kuruş zam yaparken bir dereden bin su getiren mevcut iktidar, zam konusuna gelince hiçte cimri davranmıyor bu konuda, gayet cömert bir tutum içerisine giriyor. Adına da zam değil fiyat güncellemesi yaptık diyecek kadar da halkla dalga geçmekten utanmıyor. İnsanlar gününü getirmekten aciz bir şekilde yaşarken, gününden kaygılı yaşarken, geleceklerinin nasıl olacağı belirsizliği ve karamsarlığı içersinde yaşarken. Yok elektriğe şu kadar zam geldi, yok suya şu kadar zam geldi, yok doğalgaza şu kadar zam geldi, yok akaryakıta şu kadar zam geldi, yok sağlığa şu kadar zam geldi, yok eğitime şu kadar zam geldi... Ayıptır günahtır, yazıktır.. Kaşıkla verip kepçeyle halktan alıyorsunuz yüzünüz kızarmadan da milli geliri şu seviyelere yükselttik, asgari ücreti şu düzeye çıkarttık. Vallahi halkın ne milli gelirinde yükselme var ne hayat düzeyinde. İnsanlar aç, yoksul ve perişan.

Ankara’da ülkenin geleceğini tayin eden zatlara söylüyorum;

Ülkenin ekonomisini zam yaparak düzeltemezsiniz,

Ülkenin ekonomisini milletin zar zor kazandığı üç kuruşu; vergilerle cezalarla ve zamlarla halkı haraca bağlamak şartıyla geri alarak düzeltemezsiniz.

Siz şatafatınızdan taviz vermeyeceksiniz,

Siz lüksünüzden taviz vermeyeceksiniz,

Siz itibarda tasarruf olmaz diyerek dibe vurmuş bir ekonomiyi şatafatlı harcamalarla israflarla daha da yerin dibine sokacaksınız

Sonra da halkı zamlarla, cezalarla, vergilerle esir alıp insanların ümüğüne kadar emeceksiniz. Ondan sonra da hiç utanmadan, sıkılmadan ve yüzünüz kızarmadan, sosyal devletten, adaletten, haktan, hukuktan bahsedeceksiniz öyle mi? Bizde yedik bunları tabi.

Beyler bin defa söyledik defaatle yazdık çizdik biz söylemekten, yazmaktan, çizmekten usandık, siz duymazdan gelmekten usanmadınız utanmadınız. Bir ülkenin ekonomisi zamlarla değil üretimle kalkınır, bir ülkenin ekonomisi cezalarla değil, üretimle kalkınız; bir ülkenin ekonomisi vergilerle değil, üretimle kalkınır. Anlayın artık bunu lütfen kulak ardı etmeyin tavsiyelerimizi, üretim ekonomisi olmayan bir devlet, ne kendi halkında itibarı ve saygınlığı olur, ne yurt dışında uluslararası arenada saygınlığı ve itibarı olur.

Bugün dünya devi dediğimiz ABD, İngiltere, Almanya, Japonya, Fransa, Rusya, Çin vb gibi ülkeler ekonomilerini üst seviyeye halkının cebine gözünü dikerek değil; üreterek, çalışarak, bilime, teknolojiye ve fenne bağlı kalarak ve takip ederek yükseltmişlerdir.

Ey Amerika!

Ey Almanya!

Ey filan ülke, ey fistan ülke demekle bilesiniz ne sizi ve bizi ne sizin avane biatçı takımınızı kimse takmıyor uluslararası arenada.

Uluslararası arenanın tek belirleyicisi ekonomi güçtür,

Ekonomi gücün tek belirleyicisi de ülkenin üretim düzeyidir.

Üretimin varsa, saygınsındır,

Üretimin varsa güçlüsündür,

Üretimin varsa söz sahibisindir.

Bunlar yoksa da öyle kendi kendine bağırır durursun, yandaş şakşakıcı basında vayyy ne kadar çok gür sesle bağırıyor, batıya kafa tutuyor bizim reis diye padişahın dalkavuğu misali dalkavukluk yapar dururlar gece gündüz.

Ama bunun;

Ne ülkeye,

Ne devlete,

Ne millete faydası var.

Çünkü ülke olarak üretmiyoruz,

Üretmediğimiz için ülke olarak ekonomimizde çanlar çalıyor,

Çünkü ülke olarak çalışmıyoruz,

Ülke olarak bedavayı, hazıra konmayı seviyoruz.

Çalışmadığımız için yerimizde sayıyor havanda su dövme edebiyatı yapıp kendimizi züğürt tesellisiyle avutuyoruz.

Çünkü ülke olarak ülkemiz için elli yılın, yüz yılın, iki yüz yılın plan ve programını yapmıyoruz,

Çünkü bizim için varsa da yoksa da şakşaklanmak, yağlanmak, poh pohlanmak ve türbine oynamak, Bunlarla hem karnımız doyuruyor hem egomuz...

Sadece yaptığımız şey koltuğu sağlamlaştırma planı,

Sadece yaptığımız şey makam mevki koruma planı.

Hal böyle olunca da hergün zamlarla, vergilerle ve cezalarla yatıp sabaha bunlarla uyanıyoruz. Ve uyuyan toplum, duyarsızlaşan toplum olmanın sonucu olarak da bize reva görülen hayata rıza gösteriyoruz.

Sonuç mu ne peki!

Gözün aydın ülkem bugün yine zam geldi....