İyi Parti, CHP ve HDP, ABD’nin Uygur yalanlarında birleşti. İyi Parti’nin “Çin Halk Cumhuriyeti yönetimi tarafından Doğu Türkistan'da Uygur Türklerine yönelik uygulanan sistematik baskı, zulüm ve asimilasyon politikalarından kaynaklanan sorunların araştırılarak, alınması gereken önlemlerin belirlenmesi” amacıyla Meclis araştırması önergesi HDP tarafından da desteklendi. MHP Meclis Grup Başkanvekili Erkan Akçay, ABD ve FETÖ ağzıyla Doğu Türkistan için hak aramanın mümkün de doğru da olmadığını belirtti. Önerge Ak Parti ve MHP oylarıyla reddedildi.
Araştırma önergesinin Meclis’te görüşülmesi sırasında İyi Parti adına konuşan Bedri Yaşar, CIA’nın Çin’e yönelik iddialarını tekrarladı: “Doğu Türkistan'da Uygur Türklerinin çilelerine her geçen gün yeni çileler eklenmektedir. Dünya kamuoyu da Hükümet de bunları görmezden gelmektedir. Maalesef Uygur Türklerine uygulanan katliamla ilgili Hükümetimiz, Meclisimiz bir kınama bile yayınlayamamıştır. Bugün olaylar o kadar ilerledi ki maalesef Doğu Türkistan'da şu an özellikle Doğu Türkistanlıların yanına Çinliler özellikle yerleştirilmektedir. Aynı şekilde, Uygur kızları zorunlu olarak Çinlilerle evlendirilmektedir.”
'AMERİKA KINADI'
Amerika’nın Doğu Türkistan'da yapılan zulmü kınadığını, kınamayan parlamentolardan birinin Türkiye parlamentosu olduğunu belirten Yaşar, şöyle sürdürdü: “Ümit ediyorum ki bundan sonra hiç olmazsa şu an veya bundan sonra bunu kınama fırsatımız olur diye düşünüyorum. Sadece bunu onaylayan biri var; böyle televizyonlarda kapı kapı dolaşan bir Doğu Perinçek var, diyor ki ‘Kültür çalışması yapıyor.’ O zaman gidelim Doğu Perinçek'in evinde de bir kültür çalışması yapsınlar. Yok böyle bir şey arkadaşlar.”
‘TÜRKİYE’YE YÖNELİK EMPERYALİST PROVOKASYON’
MHP’li Erkan Akçay, önergenin Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik emperyalist bir provokasyon olduğunu vurguladı. Akçay şöyle konuştu: “Sayın Başkan, bu konuşmacının ifadeleri provokatiftir. Çin ile Sincan Uygur Türklerinin haklarını, hukukunu savunmak değil, burada Amerika Birleşik Devletleri'nin emperyal politikaları ve FETÖ ağzıyla bir provokasyona maruzdur Türkiye Cumhuriyeti. Bu sözleri ancak bunu ifade eder.
“Biz Çin’de, Doğu Türkistan’da, Çin’in yaptığı zulümler –o son birkaç yıldır yaptığı zulümler değil ki- elli yıldır, altmış yıldır, yetmiş yıldır yaşattığı zulümleri; ciğerinde, yüreğinde hisseden, bunu adeta varlık sebebi hâline getirmiş insanlarız biz. Hiç kimse bunu emperyal provokasyonların emeli doğrultusunda, bir propaganda ve provokasyon meselesi yapamaz ve yaptırtmayız.”
Bir süre sonra yeniden söz alan Akçay, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun temaslarını hatırlattı, kendilerinin de konunun takipçisi olduklarını söyledi. Akçay şöyle devam etti: “Şimdi, Uygur Türklerine yönelik sistematik bir baskı ve zulüm yapılmaktadır. Seksen yıl önce, işgal sırasında, 1949’daki Doğu Türkistan’daki nüfusa oranı yüzde 87 iken 2010’dan bu yana bu oran yüzde 45’e kadar düşmüştür. Sadece nüfusu değil bölgedeki Uygur Türklerinin kültürel kimliği de büyük bir baskı altındadır. “Eğitim” adı altında düzenlenen kamplarla Doğu Türkistan’ın millî şuuru ve direnci kırılmaya çalışılıyor. Uygur Türklerinin talebi, sadece yaşama ve temel insan haklarının, inanç haklarının garanti altına alınmasıdır; başka da bir talepleri yoktur.
'ABD'NİN TAVRI İNANDIRICI DEĞİL'
“Her fırsatta Türkiye aleyhine tutum alan, Türkiye'ye karşı terör örgütlerini destekleyen Amerika Birleşik Devletlerinin Uygur Türkleri konusunda Çin’e karşı tutum alması bize inandırıcı gelmemektedir.
'ABD BAYRAĞIYLA UYGURLAR İÇİN HAK ARANMAZ'
“ABD, kendisine rakip gördüğü Çin’i Uygur Türkleri üzerinden sıkıştırmak, Uygur Türklerini siyasi ve emperyal amaçları için kullanmak istemektedir ve bunu da görmek gerekmektedir. Unutulmamalıdır ki emperyalist bayraklar altında, Amerikan Bayrağı’nı arkasına alarak ABD ve FETÖ ağzıyla Doğu Türkistanlılar için hak arayışı mümkün değildir, doğru da değildir. Uygur Türkleri, ABD ile Çin arasındaki güç mücadelesinin enstrümanı değildir, olmamalıdır, olmayacaktır. Bu meseleye Ankara merkezli Türkiye Cumhuriyeti perspektifiyle bakıp söylemlerimizi ona göre yapmak durumundayız ki bizim Milliyetçi Hareket Partisi olarak politikamız budur. Doğru Türkistan’da Uygur Türklerine yapılan zulmü lanetliyor ve kınıyoruz.”
GERGERLİOĞLU'NA YANIT: AMERİKA'NIN SESİ MİSİN?
İyi Parti’nin önergesine HDP’den destek geldi. HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Çin'deki durumun çok kötü olduğunu öne sürdü. HDP’li Gergerlioğlu da CIA’nın yalanlarını dillendirdi. Gergerlioğlu özetle şunları söyledi:
“2019'da artan, 3 milyon Uygur Türkünü barındıran, dikenli tellerle çevrilen toplama kampları artık tüm dünyanın bildiği bir gerçek. İnsanlar mahkemeye çıkarılmadan götürülüyor. Bakın, mahkemeye çıkarılmadan bir polis devletinde 3 milyon Uygur Türkü toplama kamplarında. Camiler boş. Camilere ‘Ülkeni sev, yurdunu sev’ afişleri asan bir polis devletiyle karşı karşıyayız. Sakal bırakmak, uzun tesettür giysisi giymek, başörtüsü takmak, namaz kılmak, oruç tutmak toplama kamplarına gitmek için bir neden. Yine telefonların dinlenmesi, kameralarla tüm hayatın izlenmesi apaçık belli; tüm insan hakları kuruluşlarının raporlarına yansıyan bir gerçek. Asimilasyon dini ve kültürel anlamda son hızıyla işliyor. Bakın, Ziynet Gül Tursun, Türkiye’den Tacikistan’a zorla gönderilen ve şu anda Çin zindanlarında olan bir kadın. Türkiye Göç İdaresi bu konuda hesap vermelidir.
“Geçen sene temmuz ayında, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ın Çin ziyaretinde bir anlaşma yapıldı, 50 milyar dolarlık bir anlaşma ve ondan sonra, Çin siyaseti konusunda tıs, ses seda yok. HDP olarak Kürtlerin de, Uygur Türklerinin de hakkını savunan bir partiyiz ve iktidarın Uygur Türklerini sattığını düşünüyoruz.”
Genel Kurul’da görüşmeler daha sonra tartışmalı bir şekilde devam etti. MHP'li Mustafa Hidayet Vahapoğlu, HDP’li Gergerlioğlu’na “Amerika'nın sesi misin sen?” diye bağırdı, “FETÖ kontenjanından vekil olanlar konuşamaz burada” dedi. Ak Parti Ordu Milletvekili Metin Gürdoğdu da “ABD’nin maşalığını yapıyor” diye tepki gösterdi.
İyi Parti’nin önergesine hararetli destek verenlerden biri de HDP’li Meral Danış Beştaş oldu. Bektaş, şu ifadeleri kullandı: “Orada da toplama kampları var, orada da siyasi bir soykırım var, orada da uluslararası belgelerle ilan edilen bir tablo var. Biz buna karşıyız.”
CHP’Lİ TANRIKULU DA YALANLARI TEKRARLADI
CHP’li Sezgin Tanrıkulu da CIA’nın Uygur yalanlarını tekrarladı: “Kronik bir sorun var Çin'de. Uygur Türkleri sonuç itibarıyla Çin'de sistematik bir biçimde asimilasyona tabi tutuluyorlar, asimilasyona. Buna ilişkin olarak da birçok belge var, birçok uluslararası gözlem kuruluşunun raporları var. Girerseniz “Google”a önünüzde çıkar, ne kadar itibar edersiniz onu bilmiyorum ama önünüze çıkar. Türkiye, dünyanın her tarafında, yanı başımızda yurttaşlarımızın soydaşlarıyla ilgili tutum alıyoruz ama sonuçta başka bir nedenle Çin'le ilgili bu iddialar konusunda da bir kelime bir şey etmiyoruz.”
“Bizim itirazımız bu riyakarlığınıza. Evet, Türkiye’de de Uygur Türkleri ayrımcılığa tabii tutuluyor. Benim seçim bölgem 2’nci bölge İstanbul Zeytinburnu’nda paralı olanlara vatandaşlık var, yoksul olanlara yok. Yok.”
MECLİS BAŞKANI YANIT VERDİ
“Sayın Başkan, bir sözüm de size, kusura bakmayın ama yani bu defterikebir sadece Türkiye Cumhuriyeti devletinin Türk kökenli yurttaşları için olmasın, bu defterikebir bu cumhuriyetin etnik kökeni ne olursa olsun bütün yurttaşları için olsun.”
Bu sözler üzerine Meclis Başkanvekili Celal Adan da “Değerli milletvekilleri, herhangi bir polemiğe elbette girmemem gerekiyor ancak, Türk milletine mensubiyet duyan hiç kimse endişe etmesin, defterikebirin tam ortasında yeri var” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de “Buradaki bütün değerlendirmeleri görünce böyle bir Komisyonun kurulmasına kimsenin itirazı olmayacağını hem söylenenlerden hem gösterilen reflekslerden görüyorum, ümit ederim öyledir. Gruplara açık çağrımdır” dedi.
Daha sonra yapılan oylamada önerge Ak Parti ve MHP oylarıyla reddedildi.