Yazılara özel sebeplerle ara vermiştim. Birçok tepki geldi niye yazmıyorsun diye? Aslında yazmamanın yazmaktan daha hayırlı olduğuna inanıyorum. Bu kadar birbirine hakaret ederek,birbirine iftira ederek yol almayı zanneden parti mensupları hayal görmektedir. Ben onu bunu bilmem kendi etrafımdan örnek vermek istiyorum,ismi Türkeş olan Ülkü olan yani sonradan ülkücü olan değil,ülkücü doğan çocuklar bile bu gidişden hoşnutsuz ve mutsuz olmaktadır. Bir arkadaş anlattı: Abi genelmerkez'de bir odaya girdim... Harekette efsane olmuş bir abimizin hırsızlık yaptıgı anlatılıyordu... Üzüldüm ve karar verdim bir daha genelmerkez'e gitmeyeceğim dedi!. İşte ülkücü hareketin geldiği son nokta... Oy ve koltuk için geçmişte harekete hizmet etmiş insanlara kara çalma iftira etmek... Ve bu iftirayı atan... İftira olmayıp gerçekte olsa,geçmişte hizmeti geçen insanlar hakkında sırf kendilerini desteklemediği için tevzirat yapmak... Bu tevziratı yapan insanın ilk seçimde senin benim oyumla tekrar milletvekili seçilmesi... Bütün bunları düşünerek ülkücü hareketin düştüğü bu durumun sebebi nedir? Ve ülkücü hareketi bu hallere kim düşürmüştür. Kim bu hallere düşürmüştür? Renkli koltuklar,koltuk hayranlığı ve saltanatı bırakmamak. Tayyip Erdoğan nasıl 15 yıldır koltuk mücadelesi yapıyorsa, bizimkilerde onu örnek almış ve sağına soluna hakaret ettiği gibi, birde temizlik yapacağını söyluyorlar. Kimden temizlemek istiyorlar? Hayatlarında kendilerinin bu harekete bir kuruşları nasip olmadığı gibi,partisinin kirasını banka kredisi çekerek ödeyen hatta çoluğunun çocuğunun rızkından kesip harekete harcayan insanlardan kurtarmak istiyorlar. Koltuk böyle bir şey... Şu anda malesef? Türkiye'de koltuk savaşının en şiddetli yapıldığı parti MHP 'dir. Üzülerek tanık oluyoruz... Bir anımla yazıya son vermek istiyorum... Almanya Türk Federasyonun'da bölge başkanıyım,MHP'nin gariban olduğu günlerde 1989 yılında,bir teşkilata gittim... Türkiye'de bir seçim var ve seçim kampanyası yapıyoruz... Bir Maraş'lı arkadaş benden20,000 mark yaz başkanım dedi!. Ben şakamı yapıyorsun dedim!. Hayır başkanım gidip evden getireyim dedi ve gitti parayı getirdi... Şimdi ondan çok özür diliyorum,hakkını helal etsin,Mehmet abi Allah'tan bugünleri görmedi. Bu hareketin sadece koltuk kapma yarışında olduğunu Allah'tan görmedi. Hele bir abimiz var,koltuktan başka bir şeyi gözü görmüyor. Davamı?hadi ordan ne davası!. Bu dava önce sadakat ister ve vefa ister... Emeği geçenleri hain ilan edin... Arzu'yu İsmail'i Ekmel'i Ulvi'yi vekil yapın sadakattan ve vefadan bahsedin ancak kendinizi kandırırsınız. Tabiki haklılar bunlar vekil olduğu müddetçe abilerimde orada oturacaklar. Daha ağır yazılar yazmak istiyorum,şehitlerimize ve karşılıksız sevenlere üzüldüğüm için yazmıyorum. Allah milletimizin yardımcısı olsun. HABİB YALÇIN