Doç. Dr. Ali Kemal Özcan, Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşmeye ilişkin basın açıklaması düzenleyerek Abdullah Öcalan’ın mektubunu okudu. Mektupta Abdullah Öcalan HDP’ye, “23 Haziran seçimlerinde tarafsız kalın” çağrısında bulundu. İmralı Cezaevinde bulunan terörist başı Abdullah Öcalan ile görüşme yapan Doç. Dr. Ali Kemal Özcan, yaptığı görüşmeye ilişkin basın açıklaması düzenledi. Özcan, Abdullah Öcalan’ın kendisinin kitaplarını incelediğini ve görüşmek istediğini söyleyerek, “Devlette bunu uygun görmesi sonucunda İmralı’da görüşme gerçekleşti. Birkaç saat önce oldu. Ben İmralı’dan geliyorum. Oradaki görüşmelerde şunu müşaade ettik ki, bundan birkaç gün önce Abdullah Öcalan kendisinin iki avukatına bir sayfalık el yazması vermiş. Abdullah Öcalan’la uzun bir değerlendirme yaptık. Görüşme esnasında söz açıklamaya gelince, o açıklandığını sanmaktaydı, bizden öğrendi ki 18 Haziran avukatlara savcılık üzerinden teslim edilmiş olan açıklama yayınlanmamış. Abdullah Öcalan öğrenince tepki gösterdi. Bana atfen şöyle bir not verdi. Notta, ‘Sayın Rezan ve Nevroz arkadaşlar, ben sizden sonra Ali Kemal Özcan hocayla görüştüm. Kendisine özgü geniş bir literatürü vardır, umarım paylaşırsınız. Bildiriyi kendisine de okudum. Nasıl açıklanır değerlendirileceğini tartıştım. Birlikte bildiriyle özüne uygun bir biçimde toplantı ve toplantılarda açıklayıp yorumlamanızın da yararlı olacağınızı kanısındayım. Görüşmek dileğiyle selam ve saygılarımla’ ifadeleri yer aldı. Avukatlara ulaşmaya çalıştığını ancak herhangi bir cevap alamadım. Ben bir emaneti açıklıyorum. Emanete ihanet edilmez, sadece avukatlar değil, hiç kimse emanete ihanet edemez” dedi. ABDULLAH ÖCALAN’DAN HDP’YE TARAFSIZLIK ÇAĞRISI Doç. Dr. Ali Kemal Özcan, Abdullah Öcalan’ın mektubunu okudu. Mektupta şu ifadeleri yer aldı: “Kamuoyuna duyurum. Son ölüm oruçları ve açılık grevlerinin sona ermesi vesilesiyle kullanmak durumunda kaldığı şahsi inisiyatif konusunda olası gelişmeleri dikkate alarak bu açıklamayı yapma ihtiyacı duydum. Çözüm sürecine ilişkin daha derinleştirilmiş ve netleşmiş bir tutumdan bahsettim. Mevcut gelişmelerde bu perspektiften baktım. Çözüm süreci sonrasına damgasını vuran ve Türkiye’nin geleneksel ikilemini aşmaya varan ve kutuplaştırıcı üslubun başka Kürt sorunu olmak üzere tüm toplumsal sorunları ağırlaştırdığı ortaya çıkmış bir sonuçtur. Cumhur ve Millet İttifaklarının bu gerçekliğine karşılık Halkların Demokratik Partisinde ifadesini bulan demokratik ittifak ile bağlantılı demokratik müzakere opsiyonu çözüm odaklı olmayı esas almıştır. Önümüzdeki dönemde gerçek gerek iç toplumsal gerekse bölgesel ve küresel sorunların daha da ağırlaşacağını göz önünde bulundurarak bu üçüncü yol tavrının korunması büyük bir önem ve anlam ifade etmektedir. Bu çerçevede Halkların Demokratik Partisinde vücut bulan demokratik ittifak anlayışı güncel seçim tartışmalarına taraf ve payanda yapılmamalıdır. Demokratik ittifakın önemi ve tarihsel anlamı mevcut ikilemlere kendini angaje etmemesi ve şimdiye kadar olduğu gibi seçimlerdeki tarafsız çizgisinde ısrar etmesidir. Demokratik uzlaşı, özgür siyaset ve evrensel hukuk üçlü sacayağına dayalı çizgi en doğru sonuç üretici bir siyasi platform durumundadır. İlgili bütün çevrelerin bu temelde duyarlı olmaya çağırıyorum.” (İHA)