CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, söz konusu açıklamayı ‘siyasi nezaketsizlik’ olarak tanımladı. 

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, MHP Genel Başkanı Devet Bahçeli'nin "Kılıçdaroğlu'nun dokunulmazlığının kaldırılması yolu aralandı" sözlerine yanıt verdi. Söz konusu açıklamanın ‘Bahçeli görevinin başındadır’ mesajı vermenin ötesinde olmadığını belirten Özel, “CHP olarak böyle bir metnin tarafı edilmekten üzüntü duyuduğumuzu ve siyasi bir nezaketsizlik olarak gördüğümüzü açıkça ifade etmek isteriz” ifadelerini kullandı.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel açıklamasında şunları söyledi:

CHP yüz yıllık siyasi tarihi boyunca bu kadar alel acele kaleme alınmış, mesnetsiz bir metinle ilk kez muhatap oluyor. CHP, haklarında tutuklama, idam, hapis cezalarının muhattabı olmuş, bunların hiçbirine boyun eğmemiş bir siyasi hareket olarak tükenmekte olarak bir ittifakın varlığı, bu ittifak ortaklığına borçlu olan küçük ortağının hezeyanlarına pabuç bırakcağını düşünenler bu kounda yanılmaktadırlar.

Son günlerde Bahçeli'nin sağlık durumuyla ilgili ciddi tartışmalar olmuştu. Genel Başkanımız Bahçeli'nin sağlık durumunu takip ediyor. Hiçbir CHP'li Bahçeli'nin sağlık durumunun kötüleşmesini istemez. Ama MHP içerisinde Bahçeli'nin sağlık durumu ve siyasete devam edip etmeyeceği şeklinde bir takım iç hesapların olduğu hepimizin malumu.

Bugün yazılan metin, 'Bahçeli görevinin başındadır, gündeme hakindir, hatta gündem değiştirmeye mahirdir' deyip parti içine yönelik etkili bir mesaj verme kaygısından öte değildir.

SİYASİ NEZAKETSİZLİK

Elbette CHP olarak böyle bir parti içi rekabetin hesapların durdurulmasına yönelik böyle bir metnin tarafı edilmekten, buna alet edilmekten üzüntü duyduğumuzu, bunu da siyasi bir nezaketsizlik olarak gördüğümüzü açıkça ifade etmek isteriz.

KENDİLERİNİ UTANDIRACAK İŞLER...

Bugün MHP, 1950’lerde kalmış ve ardından etkisi olanları utandıran, kimsenin savunmadığı ‘Tahkikat Komisyonları’nı 70 yıl sonra kendi partisi içinde kurmaya yeltenecek kadar kendilerini ileride utandıracak bir işe tevessül etmişlerdir. Sayın Genel Başkanımız hakkında birtakım çirkin iddialarla bir komisyon oluşturmak, hem de o komisyonda yer alan 3 zatı, kendi kendilerini methiyelerle övdükleri bir metni sayın genel başkanlarına imzalatmış olmaları ve onun adına açıklatıyor olmaları da bambaşka bir konudur.

MHP'NİN CANLI BOMBA EYLEMİDİR BU

CHP olarak bugüne kadar gündem değiştirme çabalarına çok muhattap olduk. Ancak MHP bugün, biz hafta sonu CHP’nin gündemde yer almasına karşılık ve CHP’nin ittifakının İstanbul seçimlerini kazanmasından sonra bütün siyasi hesapların değiştiği, partinin kurucularının önceki bakanlarının ‘Yüzde 50 olmuyor, bunu artık 40’a çekelim’ diyip üstü örtülü olarak da MHP’den kurtulalım meselesinin dile getirildiği bir süreçti gündeme gelmek isteyen birileri gündeme bomba atalım derken, yaptıkları canlı bomba eylemidir. Ve kendilerini, demokratik duruşlarını, meşruiyet anlayışlarını da parçalamışlardır. Tahkikat komisyonlarının utancına 2019 yılında MHP’yi muhattap etmişlerdir. Bu durumu üzülerek bir kenara not ediyoruz.

AYNI TOKADI YİYECEKLER

Sayın Genel Başkan’ın dokunulmazlığına gelince. Sayın Genel Başkan’ın dokunulmazlığı Anayasal bir dokunulmazlık değildir, 31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinde kendisine, gösterdiği adaylara, ortaya koyduğu siyaset anlayışına karşı milletin gösterdiği teveccüh ve İstanbul’u da aşan, Türkiye ittifakına dönüşmüş olan kendisine sahip çıkmadır. Ki 31 Mart’ta seçimleri küçük bir farkla kazanan Ekrem İmamoğlu’na dokunmaya kalkanlar 23 Haziran’da nasıl bir demokrasi tokatı yedilerse emin olsunlar ki Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’ya dokunmaya kalktıklarında o tokatını çok daha fevkinde bir demokrasi tokatını bu milletten yiyeceklerine hiç şüphe yoktur. Ayrıca bir komisyon kurulup, bu komisyon bir takım terör örgütü ilişkilerini inceleyip sonra da dokulunmazlık kaldırma noktasına gelecekse MHP’ye tavsiyemiz, devletin televizyonunu sınır ötesine, Erbil’e götürüp Osman Öcalan’a mikrofon uzattırıp, Cumhur İttifakı’na destek açıklatan ve bu işi MİT’i alet edenleri, Abdullah Öcalan’dan İmralı’da mektup alıp o mektubu devletin ajansına İstanbul’un göbeğinde okutturup seçimlere birkaç gün kala panik halinde Abdullah Öcalan’a desteğini, Cumhur İttifakı’nın adayına sağlamaya çalışanları incelemelerini, irdelemelerini ve kendi durdukları yeri sorgulamalarını kendilerine tavsiye ederiz. CHP olarak kendi gündemimizi, halkın gündemini sürdürmeye, ittifakımızı genişleterek devam etmeye, güçlenen siyasetimizle birlikte bu tek adam rejimine karşı, bunu hayata geçirenlerin de savunamadığı, eleştirdiği ve kurtulmaya çalıştığı bu sözde yeni rejime karşı tam bir demokrasiyi, katıksız parlamenter sistemi kurana kadar, kuvvetler ayrılığını sağlayıp yargı bağımsızlığını sağlayıp sonuçta bu ülkede demokrasiyi yeniden egemen kılana kadar demokrasi yürüyüşümüz, mücadelemiz ve ittifakımız devam edecektir. Tükenmekte olan bir siyasi hareketin, yok olmakta olan, destek kaybetmekte olan ve son günlerde açıklanan bütün anketlerin paniğe sevk ettiği bir ittifakın küçük ortağının hezeyanlarını üzülerek birazcık da tebessümle tarih önünde not ederiz.