Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu, hafta sonu uygulanan 2 günlük sokağa çıkma yasağı için "karar doğru, yöntemi yanlış" derken, Soylu'nun istifa tartışmaları konusunda, "Türkiye’de düşük profilli bakanlar isteniyor" yorumunu yaptı.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun istifa tartışmaları konusunda, "Türkiye’de en ciddi kararlar, o kararların birince derece muhatapları olan bakanlar tarafından değil, dar bir kadro tarafından alındığı intiba verilmektedir. Türkiye’de düşük profilli bakanlar istenmektedir, göze batmayan devlet yöneticileri istenmektedir" dedi.
Ahmet Davutoğlu, koronavirüsle ilgili alınan kararların etki analizi yapılmadan alındığını, 2 günlük sokağa çıkma yasağı kararının doğru ancak yönteminin yanlış olduğunu belirtti:
“Bakanlar arasında koordinasyon yapılmadan bu karar alınmıştır. En basit akıl bile saat 22’de açıklanan bir sokağa çıkma yasağının 2 saat içinde halkı sokağa dökeceğini öngörebilirdi. Krizin içinden geçerken sokağa çıkma yasağının kendisi kriz olmuştur. Sokağa çıkma yasağı doğru ama gecikmiş bir karardır. Hafta sonuyla sınırlı bir sokağa çıkma yasağı gerekli etkiyi yapmayacaktır. Hele hele son derece yanlış zamanlanma ve yanlış yöntemle yapılan sokağa çıkma yasağı faydadan çok zarar getirir. Bu hatanın sonuçları göz ardı edilemez, bu hatayla ilgili hesap verilebilir bir sürecin işlemesi gerek. Sayın İçişleri Bakanı sadece 250 bin kişi sokağa çıktı diyerek olayın büyütülmemesini ima etmesi doğru bir tutum değildir. Çünkü Sağlık Bakanı 1 kişinin 16 kişiye bu hastalığı yayabildiğini ifade etmiştir dolayısıyla 250 bin kişi takriben 4 milyon kişiye bu hastalığı yaymış olabilir.”
15 günlük sokağa çıkma yasağı ilan edilmesini öneren Davutoğlu, uygulamada hata yapıldığını İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun istifa açıklamasında “Hata bana aittir” diyerek kabul ettiğini belirtti. Davutoğlu. “Madem ki, hata kabul edilmiştir bu sayın Cumhurbaşkanı düzeyinde de ifade edilmeli ve bir daha bu hatanın tekerrür etmeyeceğinin garantisi halka verilmelidir. Sayın İçişleri bakanı sorumluluğu üzerine alarak ama sorumluğu alırken de kriz sürecinin bizzat sayın Cumhurbaşkanı tarafından yürütüldüğünü ifade ederek aslında bir yönetim kriziyle karşı karşıya olduğumuzu ifade etmiş oldu” diye konuştu.