Gül ve lavanta turizminin canlanmasıyla yılda yüz binlerce ziyaretçi çeken Isparta’da yer alan doğa harikası Gölcük Tabiat Parkı, yenilenen yüzüyle özellikle hafta sonunda yerli turistlerin vazgeçilmez adresi haline geldi.’Torosların nazar boncuğu’ olarak nitelendirilen Isparta’daki Gölcük Tabiat Parkı, gül ve lavanta turizminden sonra bünyesindeki krater gölü ve doğal bitki örtüsüyle doğa turizmiyle ön plana çıkmaya hazırlanıyor. Isparta kent merkezine 12 kilometre uzaklıkta bulunan Gölcük Tabiat Parkı, Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) 6. Bölge Müdürlüğü tarafından bir süre önce hayata geçirilen proje kapsamında özel bir turizm firmasına ihale edilerek güzelleştirilmeye devam ediyor. Özellikle hafta sonları Isparta - Burdur ve çevre illerden günübirlik gelen turistlerin gözdesi halinde olan Gölcük Tabiat Parkı, piknik, yürüyüş, bisiklet, doğa fotoğrafçılığı ve haftanın 3 gününde yapılan amatör balıkçılık faaliyetleriyle günden güne binlerce ziyaretçi çekiyor. DKMP 6. Bölge Müdürlüğü tarafından ihale edildikten sonra ilk etap çalışmaların tamamlanarak, hizmete açıldığı Gölcük Tabiat Parkı’nda Büyük Kır Lokantası, büfe, tuvalet ve mangal alanlarıyla uzun sahili bulunan krater gölünde balık tutma alanları yer alıyor. Kuş gözlemcileri için yapılan kulelerle birlikte doğa fotoğrafçılığı tutkunlarına da ev sahipliği yapan Gölcük Tabiat Parkı, özellikle hafta sonları binlerce yerli turist tarafından ziyaret ediliyor. "DOĞAYLA HUZURUN BİR OLDUĞU BİR YER” Gölcük Tabiat Parkı’nda yaklaşık 1 yıl önce açılan Büyük Kır Lokantası’nda İşletme Sorumlusu olarak görev yapan İlkay Güngör, bölgede verilen hizmetleri İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine anlattı. Kır lokantasında serpme kahvaltıdan alakart ve diğer zengin yemek çeşitleri hizmetlerini sağladıklarını dile getiren Güngör, bağlı bulunduğu şirketin Gölcük’ün giriş - çıkış işlemlerinden, temizlik, bakım ve diğer hizmetlerinden sorumlu olduğunu kaydetti. Kır düğünleri için doğal bir alanda düğün salonu hizmetiyle toplu yemek ve organizasyonlara da ev sahipliği yaptıklarına değinen Güngör, Gölcük’ün henüz tam anlamıyla keşfedilmemiş bir doğa harikası olduğunu söyledi. Güngör, "İnsanlar buraya geldikleri zaman doğayla iç içe, huzurlu bir hafta sonu geçirebilirler. Burası, doğayla huzurun bir olduğu bir yer. Çarşamba - Cumartesi ve Pazar olmak üzere haftanın 3 gününde gölde balık tutmak serbest. Mesirelik alanımızda mangal yerlerimiz ve zaruri ihtiyaçların karşılanması adına ihtiyaç duyulan yerlerimiz var, özetle güzel bir yer” dedi. SABAHIN ERKEN SAATLERİNDE KUŞ GÖZLEMCİLERİNİN UĞRAK NOKTALARINDAN Özellikle gül ve lavanta turizmiyle son yıllarda öne çıkan Isparta’ya gelen turistlerin, tur programları kapsamında Gölcük Tabiat Parkı ve Gölcük Krater Gölü ile çevresini gezerek, burada kuş gözlem kulelerine gittiklerini belirten Güngör, "Kuş gözlem kulelerimize sabahın erken saatlerinde gelen gözlemciler, gözlem yapabiliyor ve birçok türden kuşu doğal alanlarında fotoğraflıyorlar. Bunun dışında, özellikle üniversite ve lise düzeyindeki okullar, eğitim ve gezi amaçlı olarak da buraya geliyorlar” diye konuştu. "TÜRKİYE’DE GÖRÜLMESİ GEREKEN İLK 10 YER ARASINA GİRMESİ GEREKİYOR” Gölcük’ün sahip olduğu doğa harikasını görmek isteyenlere tavsiyelerde bulunan Güngör, "İnsanların kesinlikle buraya huzur için gelmeleri lazım. Doğa için Gölcük görülmesi gereken yerlerden biri. Gölcük, Türkiye’de görülmesi gereken 100 değil, ilk 10 yer yer arasına girmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. "YEŞİLİ - MAVİYİ SEVEN GÖLCÜK’E GELSİN” Isparta merkezden Gölcük Tabiat Parkı’na piknik ve balık tutmak için gittiğini ifade eden Sevinç Yağcı, "5 yıl önce emekli olduktan sonra balık tutma hastalığına tutuldum. Buraya balık tutmak, piknik yapmak ve hoş vakit geçirmek için geliyoruz. Küçük balıklar gelince geleceğe bırakmak için geriye atıyoruz. Ortam güzel, yeşil ve mavi olunca özellikle ben de çok seviyorum. Burası kafa dinlemeye birebir, özellikle sabahın erken saatleri ile gecenin geç vakitlerinde harika. Burada bir sürü fotoğraf çekildim. Yıllardır buraya gelip gidiyoruz, çok resmim var. Özet olarak, yeşili - maviyi seven gelsin, temiz havası ile kafa dinlemeye birebir" şeklinde konuştu. "BURAYA GELDİĞİNİZDE 1-2 SAAT SONRA YORGUNLUK HALİ VE BAŞ AĞRISINDAN HİÇBİR ŞEYİNİZ KALMIYOR” Isparta’dan Gölcük’e geldiğinde kent merkezindeki bunaltıcı havanın yerine tabiat parkındaki göl ile serinletici bir havanın hakim olduğunu dile getiren Mehmet Kayaduran ise "Isparta ile kıyas ettiğimiz zaman burada bir serinlik var, göl ve balık tutma olayı var. Vatandaşlar burada mangallarını yakıyorlar ve piknik için harika bir yer. Isparta’daki herkesin hafta sonunu bence burada geçirmesi gerekiyor. Buraya geldiğinizde 1-2 saat sonra yorgunluk hali ve baş ağrısından hiçbir şeyiniz kalmıyor, dinç bir haliniz oluyor. Çok dinleniyorsunuz burada, güzel gerçekten, bir rahatlık durumu var” diye konuştu. “ISPARTA’YA GELEN HER VATANDAŞIN MUTLAKA GÖLCÜK’Ü GÖRMESİ GEREKİYOR” Kayaduran, Gölcük’ün özelleştirildikten sonra bakım konusuna daha fazla hassasiyet gösterildiğine işaret ederek, "Daha önceki yıllara göre, bakım durumu bence çok daha iyi. Burası özel bir firmaya ihale edilmiş, kır lokantası açılmış, temizliğiyle ilgileniyorlar, buraya daha önce olmayan büfeler açmışlar. Bisiklet yolları var, insanlar geziyorlar, spor yapıyorlar. Sahili de görüyorsunuz; abartmayayım ama Antalya’daki Konyaaltı Sahili gibi dolmuş - taşmış buralar. Harika bir yer. Türkiye’de Isparta’ya gelen her vatandaşın mutlaka Gölcük Krater Gölü ve Gölcük Tabiat Parkı’nı ziyaret etmesi gerekiyor. Bu güzel manzara, hava ve gölü herkesin görmesi gerekiyor" dedi. (İHA)